Eyl 14, 2010
8475 Görüntüleme

Marka İhlallerinde İhtarname Çekmenin Önemi

Yazan
banner

Marka sistemimiz marka hakkı sahibine markasını korumak için bazı mükellefiyetler yüklemiştir. Bir başka değişle marka hakkı sahibi markasını korumak için yeterli çabayı sarf etmez ve marka hakkının ihlaline uzunca bir süre katlanırsa markayı korumak için sahip olduğu haktan mahrum kalır.

Bu nedenle marka hakkına bir tecavüz durumu söz konusuysa bir an önce harekete geçerek gereken adımlar atılmalıdır. Ancak mahkemede açılacak davaların uzun ve masraflı olması ve/veya marka hakkına ihlal durumunun başlangıçta nispeten küçük ölçekli önemsiz olması marka hakkı sahiplerinin bu ihlale sessiz kalmaları ve netice olarak sonra da ihlale karşı çıkma haklarının kaybolmasına neden olmaktadır.

Hem marka tecavüzüne sessiz kalarak müsaade etme durumunun ortadan kaldırılması hem de uzun mahkeme işleri yerine barış yoluyla uyuşmazlığın çözümünün arzulanması, uygulamada noter vasıtasıyla çekilecek ihtarnamelerin dava açılmadan sorunu çözmeye yönelik bir alternatif olarak geliştirilmesine yol açmıştır.

İhtarname karşı tarafı gönüllü olarak ihlaline son verme yönünde uyarma yanında, muhatabın iyi niyetini de ortadan kaldırır. Yani benim bu marka üzerindeki haktan haberim yoktu iyi niyetle markayı kullanıyordum gibisinden bir savunma davada ileri sürülemez.

Bunun yanında karşı tarafın markayı kullanmada haklı bir gerekçesi varsa bu durum da ihlal edenin çekeceği ihtarnameye cevapla anlaşılır ve açılacak dava da ona göre tutum takınılır.

Bu noktada marka hakkı tescilliyken bir başkasının tescilli markayı yetkisiz kullanmasının nasıl bir haklı gerekçesi olabilir şeklinde bir soru akla gelebilir. İhlal edenlerin en çok ileri sürdüğü savunma tescilli markanın ticaret unvanı olmasıdır. Ticaret unvanı ile markanın kullanım amaçları tamamen farklı olmakla beraber hukuken var olan bir hakkın fiilen kullanılması engellenemeyeceğinden, ticaret unvanınım markaya tecavüzü söz konusuysa önce ticaret unvanın ticaret sicilinden silinmesi gerekir. İşte ihtarname bunun gibi durumların da öğrenilerek ona göre tutum takınılması açısından önem arz eder.

Marka hakkını ihlal edenin ileri sürebileceği bir başka savunma ise marka olan ibareyi uzun zamandır kullanmakta olmasıdır.

İhtarnamede hukuki çerçevenin çok iyi çizilmesi büyük önem taşımaktadır. Marka ihlali hakkında MarKHK m. 8 “marka hakkı sahibinin markasının izinsiz kullanılması halinde bunu önleme yetkisi olduğundan bahsetmiştir.” Aynı şekilde marka hakkı ihlali durumlarında cezai müeyyideleri düzenleyen MarKHK m. 61, marka ihlali hallerinde 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası öngörmüştür.

Son olarak marka hakkı ihlalinden doğan suçlar şikâyete bağlıdır. Yani ceza soruşturması ve takibinde açılacak ceza davası prosedürü marka hakkı sahibinin yapacağı şikâyet neticesinde başlayacaktır. Bu durumun da çekilecek bir ihtarnamede belirtilmesinin caydırıcılık açısından önemi büyüktür.

SONUÇ

Sonuç olarak, marka hakkı ihlallerine karşı hukuki prosedüre uygulamada genelde ihtarname ile başlanmaktadır. Ancak çekilen bir ihtarnamede hukuki çerçevenin iyi çizilmesi bu ihtarnameden istenilen sonucun alınmasında büyük önem taşımaktadır.

Marka Hukuku marka ihtarname marka ihtarnameye cevap yidk ankara avukat ankara marka dava türk patent dava türk patent marka dava türk patent tasarım dava marka tecavüzü ankara avukat marka ihlali ankara avukat haksız rekabet avukat marka ceza avukat marka ceza ankara avukat patent ankara avukat tasarım ankara avukat  faydalı model ankara avukat faydalı model ihlali

Ankara avukatı olunması nedeniyle Türk Patent’in kararlarına karşı davalar, marka hükümsüzlüğü davaları, patent davaları, tasarım davaları, Türk Patent’in Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’na(YİDK) karşı davaların yanında marka vekili olunması itibarıyla Türk Patent Markalar Dairesi kararlarına karşı itirazlar, haksız rekabet davaları, alan adı davaları ve tahkimleri ağırlıklı olarak çalışma alanlarımızdır.


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz