Eyl 14, 2010
1320 Görüntüleme

Marka Tescilinin Önemi

Yazan
banner

Türk Hukuku’nda, markalar ile ilgili düzenleme 556 Sayılı Markaların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname’dir(MarKHK olarak anılacaktır).

MarKHK açısından koruma sağlanabilmesi için markanın Türk Patent Enstitüsü(TPE olarak anılacaktır) nezdinde kararnamenin hükümlerine göre tescil edilmelidir. Tescil ile 3. kişilere marka üzerindeki hak sahipliği duyurulur.

Tescilde öncelik ilkesine göre marka olarak tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir işaret daha sonra aynı mal veya hizmetlerle için başkası tarafından tescil ettirilemez. Markayı önce tescil ettiren o işaret üzerinde tescil edilen mal veya hizmetler yönünden tekel hakkı kazanır ve daha sonra başkalarının bu ibareyi marka olarak tescil etmesine engel olabilir.

Öncelik ilkesi tescil edilmiş işaretin aynısı olmamakla beraber aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzeri işaretleri de kapsar. Ayrıca markanın konusunu oluşturan mal veya hizmetler yanında bu mal veya hizmetlerle aynı türde olan mal veya hizmetleri için de uygulanır.

Öte yanda, marka sistemimizde tescil esas olmakla beraber hem Yargıtay yerleşik uygulamasında hem de doktrindeki otoriteler marka hakkının kullanım yoluyla kazanıldığı konusunda hem fikirdir. Dolayısıyla, kullanım marka hakkını tescille kazanıldığı kuralının istisnasını oluşturur.

Uygulamada marka tescilinin önemi kavranmadığı için çeşitli işaretler tescilsiz olarak uzun yıllar ticarette kullanılmakta ancak bir başka kişi/şirketin bu ibareyi tescil ettirmesi üzerine harekete geçilerek önceden kullanıma ve/veya kötü niyete dayalı olarak itirazlar yapılmakta, davalar açılmaktadır. TPE nezdinde ileri sürülen itirazlar ve açılan davalarda markanın uzun ve yoğun kullanımını ispat etmek gerekmekte, bu ispat şartının yerine getirilememesi ise marka hakkının kaybı neticesini doğurmaktadır.

Örnekle açıklamak gerekirse; diyelim ki Çözüm markası perakende satış hizmetlerinde uzun yıllardan beri yoğun olarak tescilsiz kullanılmaktadır. Bu markanın rakibi olan firma Hakiki Çözüm markasını Çözüm kocaman ve hakiki küçücük yazılacak şekilde tescil ettirmiştir. Çözüm ibaresini önceden beri kullanan firma önceden kullanım suretiyle hak sahibi olduğu Çözüm markasına karışıklık yaratacak derecede benzer olduğu gerekçesiyle Hakiki Çözüm markasının tesciline itiraz edebilir veya bu marka tescil edilmişse iptal davası açabilir. Ancak Çözüm markası 1995’ten beri kullanılıyorsa bu tarihten itibarenki kullanım belgelerle ispat edilmelidir. Son birkaç yıla ait kullanım ispatlanabiliyorsa enstitü ve mahkemeler daha önceki tarihlerdeki kullanımı göz önüne alamaz, bu nedenle de önceki tarihli kullanım hakkının doğmadığına hükmedebilir.

Ayrıca, tescilsiz bir markanın bu şekilde uzun yıllar sürebilecek bir uyuşmazlık konusu olması markanın geleceği konusunda endişe yaratabilmekte ve bu da markaya yapılacak yatırım konusunda çekingen davranılmasına yol açabilmektedir.

Durum böyle olmakla beraber, uygulamada tescilsiz olarak kullanılan ibarenin üzerinde kullanım yoluyla hak sahipliğini ispat etme konusunda sıkıntılar yaşanmaktadır. Mahkemeler marka üzerinde gerçek sahipliğinin kabulü konusunda yoğun ve yaygın kullanımın kanıtlanması şartını aramaktadırlar. Yoğun ve yaygın kullanım ise genelde faturalar, satış/sipariş fişleri, üzerinde tarih yazan faturalarla kanıtlanmaktadır.

Her halükarda, uzun zamandır kullanılan ve yatırım yapılan bir markanın bu şekilde uzun ve masraflı prosedürlere konu olması işletmelere maddi manevi zarar vermekte ve tartışmalı bir hale gelen markaya yapılacak yatırımlar konusunda tereddütler doğabilmektedir.

Bu nedenle işletmeler markasal olarak kullanılan veya bu şekilde kullanılma ihtimali olan kelime, şekil, harf, sayı veya bunların bileşiminden oluşan işaretleri hiç tereddüt etmeden tescil ettirmeliler ve tescil sırasında gelecek bir itirazı ve/veya daha sonra açılacak hükümsüzlük davası ihtimalini ortadan kaldırmak için de marka tescilinden önce yetkin bir marka vekili vasıtasıyla araştırma yapılmalıdır.

Marka tesciliyle 10 yıllık bir koruma sağlanmakta ve 10 yıllık süre sonunda yatırılacak bir harç vasıtasıyla tescil yenilenebilmektedir. Marka tescili için marka velilerine verilecek bir ücret ve ödenecek harçlar bu tescilin maddi tarafını oluşturmaktadır.

SONUÇ

Marka oluşturmak pahalı, zor ve zaman alıcı bir iştir ancak marka bir kez oluşturulunca uzun süre nimetlerinden faydalanmak mümkün olmaktadır. Bu kadar önemli bir değerin hukuken korumaya alınması kadar doğal bir şey olamaz. Bu nedenle yukarıda detaylı bahsedilen sakıncaları önlemek için; ürünler deneme amaçlı piyasaya çıkartılacak veya hizmetler deneme amaçlı verilecek duruma göre ticaretin devamı durumu değerlendirilecek dahi olsa marka tescili ihmal edilmemeli ve marka hakkının kullanılmayacağının anlaşılması üzerine 10 yılın sonunda yenileme yapılmayarak marka hakkı sona erdirilmelidir.

Ankara avukatı olunması nedeniyle Türk Patent’in kararlarına karşı davalar, marka hükümsüzlüğü davaları, patent davaları, tasarım davaları, Türk Patent’in Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’na(YİDK) karşı davaların yanında marka vekili olunması itibarıyla Türk Patent Markalar Dairesi kararlarına karşı itirazlar, haksız rekabet davaları, alan adı davaları ve tahkimleri ağırlıklı olarak çalışma alanlarımızdır.

Marka  Marka Hukuku  marka itiraz  marka tescili  tescil marka yidk iptal  marka türk patent ipral patent yidk iptal faydalı model yidk iptal tasarım yidk iptal haksız rekabet hukuku ankara marka avukat ankara marka ceza haksız rekabet ankara dava marka ihlali ankara avukat marka tecavüzü ankara avukat


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz