Kas 5, 2010
5394 Görüntüleme

SMK’ye Göre Marka Hakının Tükenmesi ve Paralel İthalat

Yazan
banner

Tükenme ilkesinin bazı şartları vardır. KHK döneminde ülkesel tükenme ilkesi benimsenmişti buna göre; markayı taşıyan ürünlerin Türkiye sınırları içinde piyasaya sunulmuş olması gerekiyordu. Ancak SMK’da “Türkiye’de piyasaya sunulmaktan bahsedilmeyerek uluslararası tükenme ilkesi kabul edilmiştir.

SMK m. 152/2’ye göre; marka hakkı sahibinin marka hakkının tükenmesi nedeniyle müdahale edememesinin istisnasını; mallar üzerinde değiştirme ve kötüleştirme yapılması oluşturur.

Marka hakkı bu hakkın sahibine marka üzerinde tekel hakkı verir. Ancak her hak gibi bu hakkın da sınırları vardır. Bu sınırlardan en önemlisi marka hakkının tükenmesidir.  Tükenme ilkesine göre markayı taşıyan ürün bir kez hukuki yoldan ve rıza ile hak sahibinin elinden çıktıktan sonra o mal üzerindeki hakları sona ermiş olur. Yani markayı taşıyan ürünün tekrar satılması, ithali, ihracı gibi daha sonraki ticaretine müdahele edemez.

Sınai Mülkiyet Kanunu’nda tükenme marka, patent, tasarım haklarını kapsayacak şekilde ortak hükümlerde 152. maddede düzenlenmektedir:

Hakkın tüketilmesi

MADDE 152- (1) Sınai mülkiyet hakkı korumasına konu ürünlerin, hak sahibi veya onun izni ile üçüncü kişiler tarafından piyasaya sunulmasından sonra bu ürünlerle ilgili fiiller hakkın kapsamı dışında kalır.

(2) Marka sahibi, birinci fıkra hükmü kapsamına giren ürünlerin üçüncü kişiler tarafından değiştirilerek veya kötüleştirilerek ticari amaçlı kullanılmasını önleme hakkına sahiptir.

Tükenme ilkesinin bazı şartları vardır. KHK döneminde ülkesel tükenme ilkesi benimsenmişti buna göre; markayı taşıyan ürünlerin Türkiye sınırları içinde piyasaya sunulmuş olması gerekiyordu. Ancak SMK’da “Türkiye’de piyasaya sunulmaktan bahsedilmeyerek uluslararası tükenme ilkesi kabul edilmiştir.

Artık uluslararası tükenme ilkesi benimsendiği için markayı taşıyan ürünün marka sahibi tarafından veya onun izni ile dünyaya sunulmasından sonra marka hakkı Türkiye’de de tükenmektedir. Piyasaya sunmaktan kasıt ürünün marka sahibi veya onun rızası ile ticaret hayatına çıkartılmasıdır.

SMK m. 152/2’ye göre; marka hakkı sahibinin marka hakkının tükenmesi nedeniyle müdahale edememesinin istisnasını; mallar üzerinde değiştirme ve kötüleştirme yapılması oluşturur. Yani marka hakkı sahibi tarafından piyasaya sunulan mallar üzerinde değiştirme ve kötüleştirme yapılırsa marka hakkı sahibinin marka hakkı tükenmiş olmasına rağmen müdahelede bulunup bu durumu engelleyebilir.

Malın değiştirilmesi; piyasaya sunulan mallar üzerinde üçüncü kişiler tarafından onarım yapılması, maldan parça çıkarılması ya da mala parça eklenmesi gibi işlemlerdir. Kötüleştirme ise markalı malların orijinal hallerine nazaran daha az kullanışlı hale getirilmesini ifade eder. Yine Iphone örneğinden gidersek; mesela Iphone’un siyah veya beyaz dış kabına grafiti gibi çok renkli ve çirkin görünümlü bir figür işlenirse bu değişiklik olur. Çünkü yapılan değişiklik ürünün çirkin bir görünmesine neden olur ancak fonksiyonuna etki etmez. Ancak Iphone’dan bazı özellikler çıkartılırsa bu durum kötüleştirme olarak kabul edilir. Zira ürünü alan tüketici ondan beklediği verimi alamayabilir.

Sonuç olarak paralel ithalatın yapılmasının en önemli nedeni aynı ürünün bazı ülkelerde ekonomik durumlar gözönüne alınarak daha ucuza piyasaya sunulmasıdır. Marka hakkı sahibi ürünü daha pahalıya satabilecekken kontrolü dışında üçüncü kişilerin markasıyla ticaret yapmasından hoşlanmaz. Ancak kanunumuz marka hakkı sahibinin müdahele hakkını bu konuda sınırlamış ve paralel ithalatın koşullarının gerçekleşmesi halinde yasal olduğunu öngörmüştür.

Anahtar Kelimeler: marka hakkının korunması, marka hakkının tükenmesi, paralel ithalat, haksız rekabet, haksız rekabet ankara avukat, haksız rekabet hukuku, marka ankara avukat, Marka Hukuku, marka dava, marka hükümsüzlük, marka hükümsüzlüğü, marka iltibas, marka itiraz, patent hukuku, patent dava, yidk kararının iptali, yidk dava

Ankara avukatı olunması nedeniyle Türk Patent’in kararlarına karşı davalar, marka hükümsüzlüğü davaları, patent davaları, tasarım davaları, Türk Patent’in Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’na(YİDK) karşı davaların yanında marka vekili olunması itibarıyla Türk Patent Markalar Dairesi kararlarına karşı itirazlar, haksız rekabet davaları, alan adı davaları ve tahkimleri ağırlıklı olarak çalışma alanlarımızdır.


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz