Oca 31, 2012
2108 Görüntüleme

Tasarım Tescili Üzerine

Yazan
banner

Sınai Mülkiyet Kanunu m. 56’ya göre bir tasarımın kanunla korunması için, tasarımın aşağıdaki niteliklere sahip olması gerekmektedir;

  • Yenilik
  • Ayırt edici nitelik.

Sınai Mülkiyet Kanunu’na göre yenilik kavramı; Bir tasarımın aynısı, başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise, o tasarım yeni kabul edilir.

“Yenilik iki unsuru içermektedir: Birinci unsur söz konusu olan tasarımın önceki tasarım veya tasarımlarla aynı olup olmadığı, ikinci unsur ise aynı tasarımın daha önce kamuya sunulup sunulmadığıdır.

Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorlarsa aynı kabul edilir. Karşılaştırılan tasarımlar hem yan yana konulur, hem de ayrı ayrı bakılarak değerlendirilir. Yenilik belirlenirken, ayırt edici niteliğe oranla yüzeysel bir inceleme yapılır. Sadece, küçük ayrıntılardaki fark ayniyete engel olmaz. Başka bir deyişle, tescili talep edilen tasarım, önceki tasarımdan küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa  “aynı” kabul edilir.

Yenilik mutlaktır;  çünkü tescili istenen tasarımın aynısının kamuya sunulması, Türkiye’de değil, dünyanın neresinde, ne zaman yapılmış olursa olsun, yenilik ortadan kalkar. Bundan tescil başvurusunda bulunan tasarımcının haberinin bulunup bulunmaması, hiçbir etki yapmaz.

Tasarıma bazı özellikleri nedeni ile “yeni” sıfatı verilir. Ancak “yeni” kelimesi, sadece var olmayan bir şeyin yaratılması değil, var olan bilinen bir şeye bazı özellikler ve unsurlar eklenerek, bilinenden farklı hale getirilmesini de içerir. Dolayısıyla yeniliğin, tasarımı benzerlerinden ayıracak ölçüde olması yeterlidir.

Bir tasarımın tescil edilebilmesi için diğer şart olan ayırt edici nitelikleri ise, o tasarıma has, yani sadece o tasarıma ait özelliklerdir. Ayırt edici nitelik incelemesinde, bir tasarımın diğerlerinden görsel açıdan yeterince farklı olup olmadığına bakılır. Deyim yerindeyse ayırt edici nitelik, tasarımın esasını oluşturup, tasarımı benzerlerinden ayırt etmeye yarayan unsurdur. Ayırt edici nitelik ürünün özünde, işlevinde, yapısal kuruluşunda, şeklinde veya anlam ve kavramında olabilir.

“Yenilik ve ayırt edicilik incelemesi nitelik yönünden farklılık göstermez. İkisinde de  tescili  istenen veya  ihtilaf konusu olan  tasarımın daha önceki (mevcut) bir  tasarımın aynısı olup olmadığının  (yenilik) ve ondan değişik olup olmadığının (ayırt edicilik) testi yapılmaktadır. İkisi de önceki (mevcut) tasarımlara göre kıyaslama ve değerlendirme işlemine yöneliktir. Aynı inceleme değişik test ölçütleri ile iki aşamada gerçekleştirilir. Ne yeniliğin basamağı veya kalitesi ne ayırt ediciliğin kesin kriteri vardır. Ayırt edicilikte bilgilenmiş kullanıcının üzerinde yaratılan “genel izlenim” esas alınmıştır.”

Tasarımın yenlik ve ayırt edicilik değerlendirmesinde;

  • ilk olarak, söz konusu tasarımın mevcutlara nazaran yeni olup olmadığına,
  • ikinci aşamada ise mevcutlardan farklı bulunup bulunmadığına bakılır.

Birincisi objektif bir incelemedir. Hüküm herhangi bir karşılaştırma kılavuzu içermemekte, sadece fark veya farklar olup olmadığı araştırılmaktadır. İkincisi ise, bir genel intiba testidir.

Bir tasarımın tescili, tescil sahibine o tasarımla ilgili tekel hakkı sağlamaktadır. Bu hak, başkalarının tescil edilen tasarımın aynısını ya da benzerlerini kullanmasını engellemektedir. Bu haktan faydalanabilmek için tescil edilecek tasarımın yeni olması şartı aranmaktadır. Yenilik kriteri olarak 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması ile ilgili Kanun Hükmünde Kararname’de geçen kamuya sunulmamış olma şartı; sergileme, tarif, yayım, tanıtım, satış amaçlı piyasaya sunma gibi eylemleri kapsamaktadır.

Bir tasarımın mutlak yeni sayılabilmesi için, insanlık tarihi boyunca dünyanın hiçbir yerinde daha önceden bilinmemesi gerekir. 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması ile ilgili Kanun Hükmünde Kararname’de geçen tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olup olmadığı belirlenirken, kıyaslanan tasarımların farklılıklarından çok ortak yönlerine bakılarak değerlendirme yapılır.

Eğer tasarıma konu olan ürün, belirli bir tasarımın dışında hayata geçirilemiyorsa, mutlak yeni olsa dahi kanunlar karşısında koruma hakkı kazanamaz. Burada düşünülen, hangi tasarımcı olursa olsun, tasarımı aynı şekilde yapmak zorunda olduğudur. Tescil, ancak tasarımın alternatiflerinin olabilmesi durumunda alınabilir. Bu uygulamada, tasarımın estetik unsurlarından çok fonksiyonel unsurları ön plana çıkmaktadır. Ürünün işlevini yerine getirebilmesi için zorunlu ve tek bir tasarımı olması durumunda o tasarım korunmamaktadır

Eğer bir ürünü başka bir ürüne mekanik olarak monte edebilmek ve/veya bağlayabilmek için ancak zorunlu biçim ve boyutlarda üretilebilen tasarımlar koruma görürse, bu hakka sahip olan, ürünün tasarımı üzerinde değil ürünün kendi üzerinde de bir hakka sahip olacağıdır. Bu uygulamanın hayata geçmesi genel koruma anlayışı ile ters düşmektedir. Kazanılan hak, rekabeti engellememelidir. Örnek olarak; kontak lenslerin göze yerleştirilebilmesi için belli bir şekilde yapılması gereklidir. Bu nedenle kontak lens tasarımının tek bir kişinin tek eline verilmesi mümkün değildir.


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz