Şub 10, 2012
1492 Görüntüleme

Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahatçı Haklarının Korunması

Yazan
banner

Bitki ıslahı genel tanımıyla bitkilerin biyolojik ve genetik açıdan disipline edilmesi ve mevcut genetik farklılıklardan yararlanarak bitkilerin istenilen maçlar doğrultusunda geliştirilmesidir. Bitki ıslahının amacı yüksek verimliliğe sahip hastalıklara ve çevresel koşullara karşı dayanıklı çeşitler elde etmektir.

Bitki ıslahında geleneksel yöntemeler veya biyoteknoloji kullanılmaktadır. Bitki ıslahı çok zor ve zahmetli süreçler ve büyük yatırımlar gerektiren, sonucun da garanti olmadığı bir işlemdir. Günümüzde bitki biyoteknolojisi hızla gelişmektedir. Biyoteknolojinin alt dalı olan genetik mühendisliği ile bitkilerin mevcut genleri de değiştirilebilmekte, farklı bitki genleri birleştirilebilmekte ve genler bir bitkiden diğerine aktarılabilmektedir.

Bir bitki grubunun çeşit olarak nitelendirilebilmesi için üç unsur aranmaktadır. Bunlardan ilki bir veya daha fazla genotipe ait özelliği bünyesinde barındırması, ikincisi bu özelliklerden en az bir tanesi sayesinde ayırt edilebilir olması, üçüncüsü ise değişikliğe uğramadan çoğaltılabilir olması sayesinde münhasır bir birikim olarak kabul edilebilir olmasıdır.

Kanuna göre ıslahatçı “yeni bir bitki çeşidini ıslah eden veya bulan ve geliştiren kişiyi ifade eder(m. 2/1-c). Görüldüğü üzere ıslahatçı vasfına haiz olmak için mutlaka yeni bir çeşidin ıslahı gerekmemektedir. Yeni bitki çeşidinin keşfedilip geliştirilmesi de yeterli olmaktadır.

Islahatçı hakkının konusunu bitki çeşidi oluşturmakla birlikte bitkilerin canlı varlıklar olması, üreme yeteneklerinin olması ve teknolojik gelişmeler sayesinde ıslahatçı hakkının konusunu üzerinde somutlaştığı eşya çeşidi olabilmektedir. Bir örnek vermek gerekirse korunan bir patetes çeşidinin çoğaltım yoluyla üretilen bir patetesten yapılan cips hakkın konusu olarak korunabilmektedir.

Bazı hallerde korunan bitki çeşidi ile yakın ilgileri nedeniyle ıslahatçı hakkı kapsamında kabul edilmişlerdir. Diğer bir değişle türetilmiş çeşit de ıslahçı hakkı kapsamında korunmaktadır. Bu korumanın amacı korunan çeşidin mutasyonlarının ve başlangıç çeşidinde ufak değişiklikler yapılmak suretiyle elde edilen sözde farklı çeşitlerin serbestçe kullanımını engellemektir.

Türkiye’de ıslahçı haklarını Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tescil etmektedir.

Kanunun 5/1. maddesine göre “Bir çeşidin çoğaltım veya hasat edilmiş materyali ıslahçı hakkı için başvurunun yapıldığı tarihten geriye doğru yurt içinde bir yıl, yurtdışında dört yıl, ağaç ve asmalarda altı yıl öncesine kadar kullanım amacıyla hak sahibi tarafından veya onun rızasıyla satılmamış veya kamuya sunulmamış ise yeni kabul edilir.”

Farklılık için ilk önce başvuruya konu çeşidin başvuru veya rüchan tarihinde herkesçe bilinen diğer çeşitlerden farklı olması gerekir. Herkesçe bilinen diğer çeşitler ıslahçı hakkıyla korunuyor olsalar da olmasalar da onlardan farklı olmalıdır. Farklılık şartını yerine getirebilmek için çeşidin herkesçe bilinen diğer çeşitlerden açıkça ayırt edilebilir olması da gerekmektedir.

Kanunun 7. maddesine göre “Kullanılan çoğaltım ve metoduna bağlı olan muhtemel değişiklikler dışında ilgili özellikler bakımından bir örneklik gösteren çeşit yeknesak kabul edilir.”

Kanunun 8. maddesine göre “Birbirini izleyen çoğaltımlar sırasında veya belirli çoğaltım dönemleri sonunda ilgili özellikler değişmeden aynı kalan çeşit durulmuş kabul edilir.”


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz