Tem 27, 2012
2922 Görüntüleme

Televizyon Formatlarının Korunması

Yazan
banner

Televizyon kanallarının sayısının artmasıyla yayıncılık alanında rekabet de artmış ve izleyicinin ilgisini sürekli biçimde çekebilmek için çok çeşitli TV dizileri, yarışma programları, talk şovlar ortaya çıkmıştır. Bu programların bir kısmı ülkemizde yaratılıp hayata geçirilirken diğer bir kısım da yurtdışındaki programların Türkiye formatlarıdır.

Survivor, Yok Böyle Bir Dans gibi TV formatları programın adı, sunucunun konumu ve rolü, sahne tasarımı, izleyicinin konumu, programın akışı, anahtar ifadeler, yarışmacıların rolü, ve konumları gibi temel unsurları ihtiva eden bir metin olarak ele alınmaktadır. Bu durumda formatın görsel olarak vücuda gelmiş şeklini bir kenara bırakırsak bu açıdan formatın bir senaryo niteliği taşıdığı yani ilim ve edebiyat eseri olarak kabul edilmesi söz konusu olacaktır. Buna göre bu tip programlar işleme eser kapsamında değerlendirilebilecektir. Ancak bir metnin senaryo olarakdeğerlendirilebilmesi için de karakterlerin, filmde gelişecek olayların, diyalog ve müziklerin bütün ayrıntılarıyla metinde yer alması gereklidir.

Bir televizyon formatının yeni olması için mevcut diğer örneklerinden farklı olması gereklidir. Örneğin televizyon kanallarında bir dönem oldukça popüler olan ve çok çeşitli formatları yayınlanan/yayınlanmakta olan Popstar tarzı programlarda yarışmacılar şarkılarını söyleyip hayat hikayelerini anlatırken genelde ünlülerden oluşan jüri de kişinin sadece şarkısı değil giyimi, kuşamı, sahnesi hakkında değerlendirmelerde bulunmaktadırlar. Hiçbir özgünlük taşımayan bu programlar yurtdışından ülkemize prodüktörler vasıtasıyla getirilmekte ve Türkiye sınırları içinde hakların sahibi olunmaktadır.

Burada koruma hem hem yayın olarak yarışma programlarının hem de ses yarışması benzeri özgünlük taşımayan yarışma formatı bakımından ilgili kişilerin hakları, programın ismi ve birebir aynı öğelerle yaratılacak bir formatın kullanılması bakımından olabilir.

Yarışma formatının eser olarak nitelendirilmesi doğrultusunda bu programların formatlarının FSEK çerçevesinde korunacağı açıktır. Buna göre hak sahibi tecavüzün meni ve tazminat talebinde bulunabilecektir.

Orijinal olmadığı için eser niteliği taşımayan TV programları ise Fikir ve Sanat Eserleri Kanunun “Haksız Rekabet” başlığı altında 84. madde düzenlemesi haksız rekabete ilişkin hükümler kapsamında korunurlar.


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz