Nis 14, 2014
2702 Görüntüleme

Bilgisayarda Delil Tespiti

Yazan
banner

Ülkemizde sürekli gündemde olan bazı davalar nedeniyle bilgisayardan elde edilen deliller yazılı ve görsel medyada sürekli tartışma konusu olmaktadır. Ceza Muhakemeleri Kanunu bilgisayarda arama yapmak için şartları açık bir şekilde belirlemiş olmakla birlikte uygulamada ciddi anlamda sıkıntılar yaşanmaktadır. Söz konusu davaların siyasi bir nitelik alması nedeniyle konu hakkında hiçbir bilgisi ve deneyimi olmayan kişiler yorumlar yaparak bilgi vermekten ziyade propaganda yapmaktadırlar. Bu yazımızda bilgisayardan nasıl bilgi elde edileceğine ve bu bilgilerin hangi şartlarla delil niteliği kazanabileceğine kısa bir göz atmak istedik.

Bilgisayarda arama yapılabilmesi için öncelikle ceza soruşturması açılması gereklidir. Kanun bu tedbire soruşturma aşamasında başvurulabileceğini açıkça belirtmiştir.

Öncelikle bilgisayar üzerinde arama yapılabilmesi için başka bir yolla delil elde edilebilmesi olanağının bulunmaması gereklidir. Bu nedenle bilgisayarda arama yapan hakimin öncelikle başka bir yolla delil elde etme imkanı bulunup bulunmadığını ve bilgisayarın aranması için makul şüphe şartının vücut bulup bulmadığını irdelemesi gereklidir.

Keza özel hayatın gizliliği bir insan hakkıdır ve bilgisayar fevkalade özel bilgilerin depolanabildiği hususi bir alandır. Devletin nedeni ne olursa olsun müdahale etmesi için kanun bazı sıkı şartlar getirmiştir.

Bilgisayar üzerinde arama yapma kararı Cumhuriyet Savcısı’nın istemi üzerine hakim tarafından verilir.

Bir bilgisayarın hafızasında yüzlerce hatta binlerce doküman bulunması doğaldır.  Her bir doküman kendisi içerisinde özel hayatın gizli alanından öğeler içeren kapalı bir kutu gibidir. Hakim kararıyla da olsa bir kişiye ait bilgisayar hafızasında kayıtlı bulunan dosyalar tek tek açılıp okunarak adeta bir kütüphane araştırması gibi delil aranamaz. Ne aranacağı somut olarak belli olmalı ve sadece bunun üzerine yoğunlaşılmalıdır. Aksi halde ne aramanın ne de elde edilen delilin kanuniliğinden bahsedilemez ki uygulamada bu zehirli ağacın meyvesi yenmez şeklinde ifade edilmektedir.

Bilgisayara ve bilgisayar kütüklerine el konulurken uygulamada “imaj çıkarma” olarak adlandırılan sistemdeki bütün verilerin yedeklenmesi işlemi yapılır(CMK m. 134/4). Kolluk güçleri uygulamada üç kopya çıkartmakta; birini şüpheliye vermekte, birini incelemekte ve diğerini ise uyuşmazlığın giderilmesi için ayrı bir birimde koruma altına almaktadır.

Bilgisayar kayıtlarının şüphelinin imzasını taşımaması sebebiyle bu kayıtlarda her zaman değişiklik yapılabileceği gerçeği dikkate alınarak tek başına delil olarak kullanılmaması gerektiği, diğer delillerle desteklendiği takdirde ceza muhakemesinin amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkartılmasına hizmet edebileceği kabul edilmektedir.  Gerçekten de bilişim sistemindeki bilgilerin somutluğu olmadığı için esas hakkında hüküm verecek olan mahkemenin önünde bilişim yoluyla elde edilen delillerin diğer vakıalarla de desteklendiği  açıkça ortaya konulmalıdır. Diğer bir değişle bilişim yoluyla elde edilen bilgiler diğer bir kısım bilgi veya belgelerle desteklenmediği sürece delil niteliği kazanmaz.

Son tahlilde, Polisin Adli Görevlerinin Yerine Getirilmesinde Delillerin Toplanması, Muhafazası ve İlgili Yerlere Gönderilmesi Hakkında Yönetmelikte; polisin delillerin kaybolması, bozulması ve değiştirilmesinin önleneceği düzenlenmiştir. Bunun yanında bilgisayardan delil toplamada, uygun delil toplama yöntemlerinin açıkça belirlenmesi ve sıkı bir şekilde uygulanması gereklidir. Yukarıda da ifade ettiğimiz üzere bilgisayar kişilerin özel alanıdır ve bu alana müdahale istisnai olmalı ve sıkı kurallara bağlanmalıdır.

Sonuç olarak; suçların hiçbir sınırlamaya bağlı olmadan aydınlatılması çok sayıda toplumsal ve kişisel değerin ihlal edilmesini beraberinde getirecektir. Bu nedenle ceza muhakemesinde gerçeğe ulaşma mutlak bir değer değildir. Ceza Muhakemeleri Kanunu’ndaki delillerin toplanmasıyla alakalı sınırlamalar da zaten bu nedenle anayasamızın temel insan hakları hükümlerine dayanmaktadır. Nasıl ki bir zamanlar polisin bir suçu çözmek, sanığı itirafa zorlamak için yaptığı işkence bugün kabul edilmez görülüyorsa aynı hassasiyet hukuka aykırı bir şekilde elde edilen veya hukuka uygun bir şekilde elde edilmekle birlikte başka bilgilerle desteklenmediği gerekçesiyle delil değeri kazanmayan bilgisayardan elde edilen deliller için de gösterilmelidir.

Yazı Kategorileri:
Makaleler

2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz