Oca 12, 2016
1417 Görüntüleme

Tanınmışlığın İspatı

Yazan
banner

YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
E:2000/2154
K:2000/5469
T:13.06.2000
• TANINMIŞ MARKA İSPATI
ÖZET: Tescile itiraz eden dava dışı firma, dünya çapında tanınmış marka sahibi olduğunu iddia etmesine karşın, buna ilişkin belge sunamadığına göre, davacı Vekiline bu firmaya karşı dava açması için uygun bir önel tanınması, davanın açılması halinde, red kararının kaldırılmasına ilişkin bu dava ile birleştirilip birlikte görülerek, anılan firmaya ait markanın dünyaca tanınmış bir marka olup olmadığı açıklığa kavuşturularak hükme bağlanması gerekir.
[ 556 s. KHK. m. 8/4 (24.6.1995 Ta.) ]
( Paris Konvansiyonu mük. m. 6 )
( 1086 s. HUMK. m. 238 )
Taraflar arasındaki davanın (Ankara Beşinci Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 30.12.1999 tarih ve 1999/505-1999/745 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş olmakla temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin kozmetik eÅŸyalarda kullanılmak üzere “E….” markasının tescili için yapılan baÅŸvurunun davalı Enstitüce’ce dava dışı yabancı ÅŸirketin itirazı üzerine reddedildiÄŸini, oysa müvekkilinin 1992 yılından beri bu markayı kullandığını ve tescil için de dava dışı ÅŸirketten önce giriÅŸimde bulunduÄŸunu, tanınmışlık iddiasının kanıtlanamadığını, markaların iliÅŸkin olduÄŸu mal sınıflarının farklı olduÄŸunu ileri sürerek, Enstitü’nün Yeniden Ä°nceleme ve DeÄŸerlendirme Kurulunun 5.8.1998 tarih ve M-375 no’lu red kararının iptalini talep etmiÅŸtir.
Davalı vekili, tescili istenilen markanın dava dışı şirkete ait tanınmış bir marka olması nedeniyle 556 sayılı KHK.nın 8/4. maddesi uyarınca başvurunun reddedildiğini savunmuştur.
Mahkemece, sunulan kanıtlara dayanılarak, dava dışı ÅŸirkete ait “E…” markasının tanınmış bir marka olduÄŸu ve Paris Konvansiyonu’nun 6. mükerrer maddesi hükmü uyarınca farklı mal ve hizmetlerle ilgili olarak da sahibine koruma saÄŸlayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiÅŸtir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacının marka tescil isteminin davalı TPE. tarafından reddi ve sonrasında red kararına yönelik itirazın Yeniden Ä°nceleme ve DeÄŸerlendirme Kurulu’nca reddedilmesi üzerine bu red kararının kaldırılması istemine iliÅŸkindir.
Davalı Enstitü, davacı baÅŸvurusunun ilanından sonra dava dışı Fransız firmasının itirazını yerinde bularak, bu firmanın “E….” markasının dünyaca tanınmış marka olduÄŸu ve 556 sayılı KHK.nin 8/4. maddesine göre, farklı mal sınıfında dahi olsa bu markanın baÅŸkası adına tescilinin mümkün olmadığı sonucuna varmıştır. Böyle olmakla birlikte, dava dışı yabancı firmaya ait anılan markanın tanınmış marka olarak tescilli olduÄŸuna dair dava dosyasında bir bilgi ve belgeye rastlanmamıştır. Ancak mahkemece bu markanın dünya çapında tanınmış bir marka olduÄŸunun herkesçe bilindiÄŸi HUMK.nun 238/2. maddesi hükmü uyarınca ayrıca ispatının gerekmediÄŸi gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiÅŸtir.
Tescile itiraz eden dava dışı firma, dünya çapında tanınmış marka sahibi olduğunu iddia etmesine karşın buna ilişkin belge sunamadığına göre, davacı Vekiline bu firmaya karşı dava açması için uygun bir önel tanınması, davanın açılması halinde bu dava ile birleştirilip birlikte görülerek, anılan firmaya ait markanın dünyaca tanınmış bir marka olup olmadığı açıklığa kavuşturularak hükme bağlanması gerekirken, somut uyuşmazlıkta uygulama yeri olmayan HUMK.nun 238. maddesine yapılan gönderme ile yetinilmek suretiyle eksik inceleme ve yetersiz araştırmaya dayalı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına (BOZULMASINA), 100.000.000:lira duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak kendisini duruşmada vekille temsil ettiren davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13.6.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz