Marka hakkına tecavüz eden markanın kötü ya da uygun olmayan şekilde kullanımı durumunda MarKHK m. 68’e göre itibar tazminatı da istenebilir. Tecavüz yoluyla kullanılan ürünlerin kötü, bozuk, kalitesiz olması ve uygun olmayan şartlarda piyasaya sürülmesi halleri bu kapsama girer. İtibarın daha çok belirli bir çekim gücüne sahip markalarda olduğu dikkate alındığında bunların satış fiyatlarının da hitap ettiği müşteri çevresine ve sınıfsal caydırıcılık faktörüne göre belirlenmesi söz konusudur.
Yargıtay 11. HD 2000/9741-2001/888 sayılı kararında; Haksız eylem niteliği taşıyan markaya tecavüz sonucunda marka sahibinin piyasada edindiği imaj ve güvenden oluşan manevi ticari varlığında meydana gelen kayıp ve zararlar ile uzun süren çabalarla yaratılan marka imajının zedelenmesi nedeniyle manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini, belirtmiştir.