Eyl 6, 2016
1325 Görüntüleme

Eserlerin Adının Korunması ve Haksız Rekabet

Yazan
banner

FSEK m.83’de ‘Ad ve alâmetler’ baÅŸlığı altında, ‘bir eserin adı, alâmetleri ve çoÄŸaltılmış nüshalarının ÅŸekillerinin’, iltibasa meydan verebilecek tarzda, baÅŸka eserlerde ve çoÄŸaltılmış nüshalarda kullanılamayacağı düzenlenmiÅŸtir. Bu düzenleme, ‘haksız rekabet yasağı ilkesine’ dayanmaktadır. Ancak ‘bir eserin adı, alâmetleri ve çoÄŸaltılmış nüshalarının ÅŸekilleri’ üzerindeki hak, mali olmaktan çok, eser sahibinin kiÅŸilik haklarından doÄŸan fer’i ve manevi bir hak niteliÄŸindedir. O yüzden diÄŸer manevi haklar gibi, bu hak da eseri takip eder. Dolayısıyla FSEK m.83’de korunan kiÅŸi eser sahibidir.

Eser sahibinin eserine verdiği ad, o eseri fikir ve sanat alanında, öbür fikir ve sanat ürünlerinden ayırır; özellikle edebiyat ve sinema alanında, eserin içeriği hakkında alıcıya fikir verir. Bu nedenle esere verilen ad, eserin sürümünde önemli bir etkendir. Aynı adın bir başka eserde kullanılması alıcıyı yanıltır ve eser sahibinin ekonomik çıkarlarına zarar verir. Dolayısıyla eserin adının korunmasında, eser sahibinin yanında alıcıların da yararı vardır. Haksız yararlanmaları engellemek amacıyla eser üzerindeki ad FSEK m.83 hükmü ile korunmuştur.

FSEK m.83’de kullanılan bir eserin ‘alâmetleri’ ibaresiyle neyin kastedildiÄŸi madde metninden anlaşılamamaktadır. AYÄ°TER, eserin alâmetleri (ve çoÄŸaltılmış nüshaların ÅŸekilleri) kavramının ‘eserin ayırıcı tanıtma vasıtaları’ olduÄŸunu belirtmekle yetinmiÅŸ, ayrıntıya girmemiÅŸtir’. TEKÄ°NALP ise, ‘alâmet’ sözcüğü ile neyin kastedildiÄŸini açıklarken, öncelikle bu sözcüğün neyi kastetmediÄŸini ifade etmiÅŸtir. Bu yazara göre, ‘alâmet’ sözcüğü ile ‘eserin kapağı’ ifade edilmemiÅŸtir. Çünkü, kapak, ‘çoÄŸaltılmış nüshaların ÅŸekilleri’ kapsamındadır. Yine alâmet sözcüğünden, yayınevinin veya yapımcının markasını veya gene bir marka olan logosunu ya da yayıncının serilen birbirinden ayıran tasarımlarını anlamak olanağı da yoktur. TEKÄ°NALP, ‘alâmet’ sözcüğü ile, ‘eseri simgeleyen bir resim veya ismin’ kastedildiÄŸi görüşündedir6 . Eseri simgeleyen resme, polis romanında yazarın bütün romanlarının karakteri olan komiserin veya köpeÄŸin resmi; eseri simgeleyen isme ise, ReÅŸat Nuri Güntekin’in ‘ÇalıkuÅŸu’ romanının karakterleri olan Feride-Kamuran isimleri örnek gösterilebilir.

FSEK m.83 incelendiÄŸinde, bir eserin adı, alâmetleri ve çoÄŸaltılmış nüshalarının ÅŸekillerinin korunması için üç koÅŸulun varlığının gerektiÄŸi anlaşılmaktadır. FSEK m.83/V’de düzenlenen koruma hükümlerinden yararlanabilmek için bu koÅŸulların ‘birlikte’ bulunması gerekir. Bu koÅŸullar; söz konusu koruma konularının ‘ayırt edici olması’, ‘iltibasa meydan verebilecek tarzda kullanılması’ ve ‘eserin kamuya sunulmuÅŸ olması’dır.

Bir eserin adı, alâmetleri ve çoÄŸaltılmış nüshalarının ÅŸekillerinin FSEK m.83 kapsamında korunabilmesi için; herkes tarafından olaÄŸan olarak kullanılmaması ve ayırt edici niteliÄŸi bulunması gerekir. Bu koÅŸul, FSEK m.83/II’de açıkça düzenlenmektedir. Bu fıkraya göre, ‘birinci fıkra hükmü umumen kullanılan ve ayırt edici bir vasfı bulunmayan ad, alâmet ve dış ÅŸekiller hakkında uygulanmaz.’

Bir eser adı, alâmeti ve çoÄŸaltılmış nüshalarını ÅŸekilleri, iki durumda ‘ayırt edici olma koÅŸulunu’ saÄŸlayabilir. Birinci durum ‘orijinallik’, ikinci durum ise ‘tanmmışlık’tır. Bir baÅŸka deyiÅŸle, bir eser adı, alâmeti ya da çoÄŸaltılmış nüshalarının ÅŸekilleri, ya ‘orijinal (kendisine mahsus, deÄŸiÅŸik)’ olduÄŸu için, ya da ‘tanınmış (şöhretli, bilinen)’ olduÄŸu için ayırt edicidir.

FSEK m.83/I’de, ‘iltibasa meydan verebilecek surette’ ifadesinin kullanılması dikkat çekicidir. Bu ifadeden anlaşılacağı gibi, kanun koyucu, FSEK m.83 hükmünün uygulanabilmesi için, eserin adı, alâmetleri ve çoÄŸaltılmış nüshalarının ‘iltibasa yol açmasını’ zorunlu görmemekte, ‘iltibasa meydan verebilecek tarzda kullanılmasını’ yeterli görmektedir. Böylece, maddenin uygulama alanı geniÅŸletilmiÅŸ olmaktadır14 . Dolayısıyla iltibasa meydan vermek; ad, alâmet veya ÅŸekillerin sadece asıl eserde olduÄŸu gibi kullanılmasını deÄŸil, herhangi bir ÅŸekilde karıştırmaya yol açabilecek tarzda kullanılmasını da ifade eder.

Bir eserin adı, alâmetleri ve çoÄŸaltılmış nüshalarının ÅŸekilleri üzerindeki haksız rekabet çerçevesindeki korumanın süresi ile ilgili bir hüküm FSEK’nda yer almamaktadır. Öğretide egemen görüşe göre, haksız rekabet yasağına dayanan bu koruma, haksız rekabet imkanı ve iltibas tehlikesi bulunduÄŸu sürece var olmalıdır. Korumanın kalkması için eserin ticari deÄŸerinin kalmamış olması, iltibasa yol açma imkanının sona ermesi gerekir.


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz