Oca 16, 2017
3270 Görüntüleme

Ayıplı Mal Müteselsil Sorumluluk

Yazan
banner

Yargıtay
13. Hukuk Dairesi

Esas No:2010/43
Karar No:2010/6136
Kar. Tarihi:04.05.2010

Davacı, dava dışı A… Tarım aracılığıyla davalı ÅŸirketleri Deflin F/I cinsi 3570 adet domates fidesi satın aldığını, fideleri usulüne uygun olarak dikip, bakımını yaptığını, ne var ki bazı fidelerde domateslerin oluÅŸmadığını, bazılarında da, dilimli ve ÅŸekilsiz oluÅŸtuÄŸunu, yaptırmış olduÄŸu tespitte, fidelerin orijinal Deflin F/1 olmadığının anlaşıldığını, beklediÄŸi verimi alamaması nedeniyle zarar uÄŸradığını ileri sürerek, fazlaya iliÅŸkin hakları saklı kalmak üzere, ÅŸimdilik 7.000.00 TL zararın tespit tarihinden itibaren iÅŸleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiÅŸtir.

Davalı, davacıya fide satmadıklarını savunarak, davanın öncelikle husumet nedeniyle, kabul edilmediği takdirde ise esastan reddini dilemiştir.

Mahkemece, fidelerin satışına ilişkin faturanın, dava dışı A.. .Tarım tarafından davacı adına düzenlendiği, sevk irsaliyesinin de davalı tarafından dava dışı A. Tarım adına düzenlendiği belirtilmek suretiyle, bu durumda taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığı benimsenerek, davalıya karşı açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, satın alınan domates fidelerinden gerekli ürünün alınamadığı iddiasına dayalı tazminat istemine iliÅŸkin olup, davacı, domates fidelerini davalı ÅŸirketten satın aldığını belirtmiÅŸse de, mahkemece taraflar arasında sözleÅŸme iliÅŸkisinin ispat edilemediÄŸi gerekçesiyle davanın husumetten reddine karar verilmiÅŸtir. Tüm dosya kapsamından, davalı ÅŸirket tarafından, dava dışı Ç. Limitet Åžirketinden satın alınan tohumların fide haline getirildikten sonra dava dışı A. Tarıma satıldığı, davacının da bu fideleri A. Tarımdan satın aldığı anlaşılmaktadır. HUMK. ‘nun 76. maddesi uyarınca davada midi olguların açıklanması taraflara, ileri sürülen maddi olguların hukuki nitelendirilmesi ve uygulanacak yasa maddelerinin tespit edilmesi ise hakime ait bir görevdir. Taraflar arasında sözleÅŸme iliÅŸkisi bulunmadığından, davalının sözleÅŸmeye dayalı bir sorumluluÄŸu söz konusu deÄŸilse de, bu durum davalıya hiçbir ÅŸekilde husumet yöneltilemeyeceÄŸini göstermez. Hukuku sorumluluk, sözleÅŸmeden doÄŸabileceÄŸi gibi sözleÅŸme dışı bir nedenden de doÄŸabilir. Kanundan doÄŸan sorumluluk da, bu nedenlerden biridir. O halde dava konusu olayda, satın aldığı tohumları fide haline getirdikten sonra, fide olarak satan davalı ÅŸirketin, özel kanun niteliÄŸinde olan “Tohumculuk Kanunu” ‘dan kaynaklanan bir sorumluluÄŸu olup olmadığı da irdelenmelidir.

31.10.2006 tarihinde kabul edilen 5553 sayılı “Tohumculuk Kanunu “ nun 1. maddesinde, “Bu Kanunun amacı, bitkisel üretimde verim ve kaliteyi yükseltmek, tohumluklara kalite güvencesi sağlamak, tohumluk üretim ve ticareti ile ilgili düzenlemeleri yapmak ve tohumculuk sektörünün yeniden yapılandırılması ve geliştirilmesi için gerekli olan düzenlemeleri gerçekleştirmektir. “hükmüyle kanunun amacı, 2. maddesinde de,

“Bu Kanun, tarla bitkileri, baÄŸ-bahçe bitkileri, orman bitki türleri ve diÄŸer bitki türleri çoÄŸaltım materyaline ait çeÅŸitlerin ve genetik kaynakların kayıt altına alınması, tohumlukların üretimi, sertifikasyonu, ticareti, piyasa denetimi ve kurumsal yapılanmalar ile ilgili düzenlemeleri kapsar.” Hükmüyle kanunun kapsamı açıklanmış, “Tazminat” baÅŸlığı altındaki 11. maddesiyle de, “Fiillerinin ayrıca suç sayılma hali saklı kalmak üzere, zarara neden olan kusurlu tohumluÄŸu üreten, satan, dağıtan, ithal eden veya baÅŸka ÅŸekilde piyasaya süren gerçek veya tüzel kiÅŸiler, meydana gelen zararı müteselsilen tazmin etmekle yükümlüdür. Bunlar zararı, kusurları oranında birbirlerine rücu edebilirler.” Düzenlemesi getirilmiÅŸtir. Taraflar arasında mahkemenin kabulünde olduÄŸu gibi, sözleÅŸme iliÅŸkisi mevcut deÄŸilse de, dava konusu fidelerin, davalı tarafından, dava dışı Ç…. Limitet Åžirketinden “tohum” olarak satın alınıp, fide haline getirildiÄŸi ve bu ÅŸekilde davacının akidi olan A. Tarıma satıldığı sabit olduÄŸuna göre, davalının, az yukarda belirtilen Tohumculuk Kanununun 11. maddesinde düzenlenen, “. zarara neden olan tohumluÄŸu üreten, satan, dağıtan, ithal eden veya baÅŸka ÅŸekilde piyasaya süren gerçek veya tüzel kiÅŸiler, meydana gelen zararı müteselsilen tazmin etmekle yükümlüdür.” Hükmünde geçen ayıplı tohum nedeniyle tazminatla yükümlü tutulabilecek tüzel kiÅŸi kapsamında olup olmadığı deÄŸerlendirilip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davalı ÅŸirketin, söz konusu özel kanundan doÄŸan bir sorumluluÄŸunun bulunup bulunmadığı irdelenmeden, sözleÅŸme iliÅŸkisinin mevcut olmadığından bahisle eksik inceleme ile davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiÅŸ olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün, temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 15.60 TL temyiz harcının istek halinde iadesine, 04.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz