Eyl 15, 2017
5925 Görüntüleme

Miras Nedeniyle Müşterek Marka Sahipliği Halinde Marka Tecavüzünün Söz Konusu Olmaması

Yazan
banner

Yargıtay 11. HD 2006/14541-2008/6537 sayılı kararına yerel mahkemenin aşağıdaki kararını onamıştır;

Davacı vekili, müvekkilinin güllaç imalatı ve satışı yapan ÅŸirket olduÄŸunu, davacı ÅŸirket ortaklarının dedesinin adı olan “Saffet Abdullah” isminin 21.02.1989 tarihinde marka olarak tescil ettirildiÄŸini, piyasada zincir marketler olarak faaliyet gösteren Kiler Hipermerkette satılan benzer üründe müvekkiline ait markanın taklit edilerek kullanıldığını, davalılar eyleminin müvekkiline zarar verdiÄŸini ileri sürerek bahse konu marka sahibinin müvekkili olduÄŸunun hüküm altına alınmasına, markaya vaki tecavüzün önlenmesi babında bu markanın kullanılmasına son verilmesini talep ve dava etmiÅŸtir.

Davalılar vekili, müvekkillerinden Volkan Arseven’in 1980’li yıllardan itibaren Arseven Saffet Abdullah OÄŸulları markası ile faaliyette bulunduÄŸunu ve markayı 13.06.2003 tarihinde tescil ettirdiÄŸini, müvekkillerinin tescilli bu markayı kullandığını, davacı markasının taklit edilmediÄŸini belirterek davanın reddini talep etmiÅŸtir.

Mahkeme “güllac” emtiası üzerinde gerek davacının gerekse davalının dedelerinden dolayı “saffet abdullah” markası üzerinde hak sahibi olduÄŸunu belirterek davanın reddine karar vermiÅŸtir.


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz