Oca 30, 2018
3060 Görüntüleme

Bagajın Kaybolması Davası, Tüketici Mahkemesi

Yazan
banner

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi
2016/2518 E. 2017/4773 K.
K. Tarihi: 27.09.2017
Mahkeme : Asliye Ticaret Mahkemesi
Konu : Hava yolu ile yolcu taşıma ilişkisinden kaynaklanan bagaj kaybolması nedeni ile tazminat davasında görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olması – Davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayılması – davaya bakma hususunda Tüketici Mahkemelerinin görevli olması

ÖZET: Davacının eşi ve 2 küçük çocuğuyla birlikte Frankfurt seferini yapan uçakla saat 22.30 civarında Atatürk Havalimanı’na iniş yaptığı, valizlerini aldığı ancak çocuk pusetini ilgili bölümde uzunca süre beklemesine rağmen teslim alamadığı, personelin kaba ve ilgisiz tavırlarıyla karşılaştığı, uzun bir süre havalimanında beklemek zorunda kaldıkları, bu süreçte yorulan çocukların düşerek yaralandığı, saatlerce puset hakkında bilgi alamadıkları ve bekletildikleri, en sonunda pusetin uçağa hiç konulmadığı bilgisinin verildiği, davalının taşıma hizmetini gereği gibi vermediği ve davacının ailesi ile birlikte mağdur edildiği ileri sürerek 20.000,00 TL manevi tazminatın 08.12.2013 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmesi, davanın Tüketici Mahkemesi’nde görülmesi gerekirken Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmesi.

KARAR: Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılması gerektiği belirtilmiş. Görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gerekir. Davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hususu gözetilerek görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmesi gerekir.

Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili; müvekkilinin diş hekimi olup eşi ve 2 küçük çocuğu ile birlikte davalının Frankfurt-… seferini yapan uçağıyla saat 22.30 civarında Atatürk Havalimanı’na iniş yapıldığını, valizlerini aldığını ancak çocuk pusetini ilgili bölümde uzunca süre beklemesine rağmen teslim alamadığını, personelin kaba ve ilgisiz tavırlarıyla karşılaştığını, uzun bir süre havalimanında beklemek zorunda kaldıklarını, bu süreçte yorulan çocukların düşerek yaralandığını, saatlerce puset hakkında bilgi alamadıklarını ve bekletildiklerini, en sonunda pusetin uçağa hiç konulmadığı bilgisinin verildiğini, davalının taşıma hizmetini gereği gibi vermediğini ve müvekkilinin ailesi ile birlikte mağdur edildiğini ileri sürerek 20.000,00 TL manevi tazminatın 08.12.2013 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili; bebek arabasının 11.12.2013 tarihinde teslim edildiğini, bagaj teslimi sırasında yaşanan aksaklıktan dolayısıyla yardımcı olunmaya çalışıldığını, ancak davacının agresif tutumuyla karşılaşıldığını, bagajın teslim edilememesinin manevi tazminat gerektirmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece iddia, savunma, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre; davacının eşi ve çocuklarıyla havalimanına indikten sonra valizlerini aldığı ancak uzun bir süre bebek pusetini bekledikleri, kendilerine açıklama yapılmaması nedeniyle saatlerce havalimanında pusetin teslim edilmesini beklediği, daha sonra anlaşıldığı üzere pusetin hiç uçağa alınmamış olduğu bilgisinin verildiği, bu bilginin daha önce verilseydi davacı ve ailesinin beş saat kadar beklemek zorunda kalmayacağı, davacının uzun bekleyiş sonucu yaşama keyfinin ve sevincinin azalmasına neden olunduğu, bunun sonucu da manevi yönden acı çektiği ve davacının talebinde haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 6.000,00 TL manevi tazminatın 08.12.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava havayolu ile yolcu taşıma ilişkisinden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.

28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 3/k maddesinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı maddesinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasının engelleyemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir.

Somut olayda; davanın açıldığı 24.11.2014 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girdiği, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hususu gözetilerek görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenip yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.

Yukarıda açıklanan nedenler kararın BOZULMASINA, ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 27/09/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz