Şub 23, 2018
6015 Görüntüleme

Maluliyet Oranı, Adli TIp

Yazan
banner

MALULİYET ORANI
Özet: Adli Tıp 3. İhtisas Kurulundan alınacak rapor ile Yüksek Sağlık Kurulu Kararı arasında sürekli iş göremezlik oranına yönelik görüş ayrılığı bulunduğu takdirde çelişkinin giderilmesi için dosyanın Adli Tıp 2. Üst Kuruluna gönderilerek çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.Y. 21 HD E.2016/16144 K.2017/4202 T. 22/05/2017
Asıl davada Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemişlerdir.Birleşen 2011/411 Esas sayılı davada davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen 2011/653 Esas sayılı davada davacılar, iş kazası sonucu maluliyetten doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, asıl ve birleşen davaların davalıları …. Mobilya Tel. San.Tic.Ltd.Şti. …Telekomünikasyon Dış Tic.Ltd.Şti. ve … Telekomünikasyon
A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen
raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR
A-1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlerle, temyiz kapsamı ve nedenlerine göre, davacılar … mirasçıları yönünden davalılar … Telekominikasyon A.Ş. vekilinin tüm, davalılar… Mobilya Tel. San. Tic. Ltd. Şti ve … Telekomünikasyon Dış Tic Ltd Şti’nin vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Asıl Dava, sigortalı …’nın iş kazası sonucu vefatı nedeniyle davacı
anne, dede, büyükanne ve çocukların maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacı anne lehine 26.749,05 TL maddi 20.000 TL manevi, davacı dede … lehine 5.000 TL manevi, davacı büyükanne… lehine
5.000TL manevi, davacı kardeş Hacer lehine 5.986,23 TL maddi ve 5.000 TL manevi, davacı kardeş … lehine 4.424 TL maddi ve 5.000 TL manevi, davacı kardeş… lehine 3.382TL maddi ve 5.000 TL manevi, davacı kardeş Halit lehine 2.340 TL maddi ve 5.000 TL manevi, davacı kardeş…lehine 1.298TL maddi ve 5.000TL manevi, davacı kardeş … lehine 920TL maddi ve 5.000 TL manevi, davacı kardeş Yunus lehine 617 TL maddi ve 5.000TL manevi, davacı kardeşler … ve …’nin her biri lehine 5.000 TL manevi tazminatın, maddi tazminatlar için davalı … AŞ yönünden dava tarihi olan 09/04/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte
ve poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere; davalılar … Mobilya Tel. San. Tic. Ltd Şti, … ve … Telekomünikasyon Dış. Tic Ltd Şti. Yönünden kaza tarihi olan 25/04/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle , manevi tazminatlar için ise davalılar … Mobilya Tel. San. Tic. Ltd Şti, … ve … Telekomünikasyon Dış Tic Ltd Şti.’den kaza tarihi olan 25/04/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, davalı … yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
İş kazası nedeniyle işçinin ölümü halinde anne yararına maddi tazminata karar verilebilmesi için anneye Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından
kısa vadeli sigorta kolundan ölüm geliri bağlanması gerekmektedir. Kendilerine gelir bağlanan annenin destekten yararlandığı varsayılmaktadır.
Bu nedenle mükerrer ödemeyi önlemek için tespit edilen tazminat miktarından bağlanan gelirlerin peşin sermaye değeri düşülmelidir.
Sigortalının iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümü durumunda anne ve babaya ölüm geliri bağlanması koşullarının belirlenmesi ile ilgili yasal düzenlemelere baktığımızda; 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun hak sahiplerine gelir bağlanılması ile ilgili 20/1. maddesinde, İş kazası veya meslek hastalığına bağlı nedenlerden dolayı ölen sigortalının hak sahiplerine, 17. madde gereğince tespit edilecek aylık kazancının % 70’i, 55 inci maddenin ikinci fıkrasına göre güncellenerek 34 üncü madde hükümlerine göre gelir olarak bağlanacağı, 34/d maddesinde ise hak sahibi eş ve çocuklardan artan hisse bulunması halinde her türlü kazanç ve irattan elde etmiş olduğu gelirinin asgari ücretin net tutarından daha az olması ve diğer çocuklarından hak kazanılan gelir ve aylıklar hariç olmak üzere gelir ve/veya aylık bağlanmamış olması şartıyla ana ve babaya toplam % 25’i oranında; ana ve babanın 65 yaşın üstünde olması halinde ise artan hisseye bakılmaksızın yukarıdaki şartlarla toplam % 25’i, oranında aylık bağlanacağı kabul edilmiştir.
Söz konusu değişiklikle, ana ve babaya gelir bağlanabilmesi için birinci olarak hak sahibi eş ve çocuklara bağlanan gelirlerden artan hisse
bulunması, ikinci olarak ana ve babanın her türlü kazanç ve irattan elde etmiş olduğu gelirlerden asgari ücretin net tutarından daha az olması ve diğer çocuklardan hak kazanılan gelir ve aylıklar dışında gelir ve/veya aylık bağlanmamış olması koşulu ile toplam % 25 oranında gelir bağlanacağı kabul edilmiştir. Ayrıca ana ve babanın 65 yaşın üstünde olması halinde ise hak sahibi eş ve çocuklardan artan hisse bulunmasa bile ana ve babanın her türlü kazanç ve irattan elde etmiş olduğu gelirlerden asgari ücretin net tutarından daha az olması ve diğer çocuklardan hak kazanılan gelir ve aylıklar dışında gelir ve/veya aylık bağlanmamış olması koşulu ile toplam % 25 oranında gelir bağlanacağı benimsenmiştir.
Somut olayda, zararlandırıcı olayın tahkikat sonucunda Sosyal Güvenlik Kurumunca iş kazası kabul edildiği, ancak davacı anne …’nın başvurusu olmadığı için iş kazası sigorta kolundan ölüm geliri bağlanmadığı,
Mahkemece davacı anneye Kuruma başvuruda bulunarak iş kazası sigorta kolundan gelir bağlatması yönünde önel verilmediği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, maddi tazminat isteminde bulunan davacı anne … ‘ya gelir bağlanması için Kuruma başvuruda bulunmak üzere süre verilmesi,
Kurumdan gelen yanıta göre gerekirse davacıya SGK Başkanlığını hasım göstererek iş kazası sigorta kolundan kendisine ölüm geliri bağlanması gerektiğinin tespiti davası açmaları için önel vermek, dava açılması halinde 6100 sayılı HMK’nun 165/2. maddesi gereğince bu dava için bekletici mesele yapmak, kesinleşen mahkeme kararı ile dava reddedilmiş ise davacı annenin maddi tazminat istemlerinin reddine karar vermek, dava kabul edilmiş ise davacı annenin maddi zararını hesaplattırarak Kurumca davacılara bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin rücuya tabi kısımlarının maddi tazminat miktarından tenzil ederek, çıkacak sonuca göre bir karar vermektir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup,
bozma nedenidir.
3-Aynı zamanda davacı kardeşler… ve…lehine maddi tazminata hükmedilmiş ise de; yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde müteveffa sigortalı …’nın kardeşlerine destek olacağı olgusunun kabulü hatalı olmuştur. Bu davacı kardeşler için maddi tazminat istemlerinin reddi gerekirken; kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
B-1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlerle, temyiz kapsamı ve nedenlerine göre, davacılar … ve …
ile …’ın anne-babası ve kardeşleri tarafından açılan davalar yönünden davalılar … Telekominikasyon A.Ş. vekilinin tüm, davalılar …. Mobilya Tel. San. Tic. Ltd. Şti ve … Telekomünikasyon Dış Tic Ltd Şti vekillerinin ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına,
2-Davacı …’ın maluliyet oranının SGK tarafından % 35 kabul edilmekle beraber dosya kapsamında alınan rapora göre % 36 maluliyet oranı
üzerinden hesap yapıldığı, aynı şekilde davacı …’ın maluliyet oranının SGK tarafından % 87 olarak kabul edildiği ve yardıma muhtaç durumda olmadığının kabul edilmesine karşın dosya kapsamında alınan rapora göre % 100 maluliyet oranı üzerinden hesap yapıldığı ve bakıcı giderinin de hesaplanmış olduğu anlaşılmıştır.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasanın 95. maddesidir. Anılan maddeye göre “Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak
sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usûl ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usûlüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde
yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usûlüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usûlüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığı
ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir. Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Çalışma Gücü ve Meslekte
Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşleri Yönetmeliğinin Geçici 1. maddesinde; bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce çalışma gücü kaybı, iş kazası, meslek hastalığı, vazife malullüğü, harp malullüğü sonucu meslekte kazanma gücü kaybı ile erken yaşlanma durumlarının tespiti talebinde bulunan sigortalılar ve hak sahipleri için, yürürlükten kaldırılan ilgili sosyal güvenlik mevzuatının 5510 sayılı Yasaya aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı, 5. maddesinde sigortalı ve hak sahiplerinin
çalışma gücü oranlarının
a) Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastaneleri,
b) Devlet Üniversitesi,
c) Türk Silahli Kuvvetlerine bağlı asker hastaneleri, ç) sigortalıların ikamet ettikleri illerde (a), (b), (c) bentlerinde belirtilen hastanelerin bulunmaması durumunda Sağlık Bakanlığı tam teşekküllü hastanelerin yetkili olduğu, bildirilmiş, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 56. maddesinde ise Kurum Sağlık Kurulunca verilen karara karşı yapılan itirazların Yüksek Sağlık Kulunca inceleneceği bildirilmiştir.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de; diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Adli Tıp 3. İhtisas Kurulundan alınacak rapor ile Yüksek Sağlık Kurulu Kararı arasında sürekli iş göremezlik oranına yönelik görüş ayrılığı
bulunduğu takdirde çelişkinin giderilmesi için dosyanın Adli Tıp 2. Üst Kuruluna gönderilerek çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.
Somut olayda, davacı … ile …’ın maluliyet oranı hakkında yukarıda açıklanan prosedüre göre rapor alınmaksızın haricen alınan raporlar
esas alınmak suretiyle hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır. Yapılacak iş; davacı sigortalı … ile …’ın sürekli iş göremezlik oranının
Kurumdan gelen belgeler esas alınmak suretiyle ve devamla söz konusu maluliyet oranlarına itiraz olması halinde Yüksek Sağlık Kurulu, Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu ile Adli Tıp 2. Üst Kurulundan rapor alınmak suretiyle maluliyet oranlarının kesinleştirildikten sonra dosyadaki tüm delilleri bir bütün halinde değerlendirerek ve oluşan usuli kazanılmış hakkı gözeterek bir karar verilmekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup,
bozma nedenidir.
O halde, davalılardan …. Mobilya Tel. San. Tic. Ltd. Şti ve … Telekomünikasyon Dış Tic Ltd Şti’nin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları
kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ
Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde temyiz eden davalılardan …. Mobilya Tel. San. Tic.
Ltd. Şti. ve … Telekomünikasyon Dış Tic Ltd Şti’ye iadesine, aşağıda yazılı
temyiz harcının davalılardan … Telekominikasyon A.Ş’ye yükletilmesine,
22/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz