Mar 15, 2018
2248 Görüntüleme

Borçlunun Temerrüdü, Kira Gününün Belli Olması

Yazan
banner

20/12/2008 başlangıç tarihli, bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı, 29/07/2013 tarihinde başlattığı icra takibinde, 2013 yılı Mayıs, Haziran ve Temmuz ayları kira bedelinin tahsilini talep etmiştir. İİK’nın 67. maddesine göre borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesinin kabulü halinde borçlu, diğer tarafın talebi üzerine takip tarihi itibariyle % 20 dan aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesi gerekir. Kira sözleşmesinde ilk yıl kira bedelinin açıkça belirtilmiş olması, devam eden yıllara ilişkin artırım şartının da belirtilmiş bulunması ve takip konusu edilen kira bedelleri konusunda uyuşmazlık olmadığına göre borçlu yönünden borcun tespit edilebilirliği açık olup, alacağın likit olmadığından söz edilemez.

KİRA BORCU • BORÇLUNUN TEMERRÜDÜ
ÖZET: Kira sözleşmesinde borcun ödeneceği gün belirtilmiş olup, bu nedenle borçlu kiracının
temerrüde düşürülmesi için ayrıca temerrüt ihtarına gerek yoktur.
Y. 6 HD. E. 2015/11082, K. 2016/7873, T. 27.12.2016
Dava, kira alacağının tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece, itirazın iptali ve tahliye
isteminin kabulüne, icra tazminatı ve faize ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davaya ve takibe dayanak yapılan 20/12/2008 başlangıç tarihli, bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı, 29/07/2013 tarihinde başlattığı icra takibinde, 2013 yılı Mayıs, Haziran ve Temmuz ayları kira bedelinin tahsilini talep etmiştir. İİK’nın 67. maddesine göre borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesinin kabulü halinde borçlu, diğer tarafın talebi üzerine takip tarihi itibariyle % 20 dan aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesi gerekir. Kira sözleşmesinde ilk yıl kira bedelinin açıkça belirtilmiş olması, devam eden yıllara ilişkin artırım şartının da belirtilmiş bulunması ve takip konusu edilen kira bedelleri konusunda uyuşmazlık olmadığına göre borçlu yönünden borcun tespit edilebilirliği açık olup, alacağın likit olmadığından söz edilemez. Mahkemece borçlunun itirazında haksız olduğu kabul edildiğine ve kira parasının likit olmasına göre kira alacağı bakımından davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken bu yöndeki istemin reddine karar verilmesi doğru değildir.
Öte yandan, kiracının takipten önce temerrüde düşürülmediği gerekçesiyle faiz isteminin reddine karar verilmiş ise de TBK 117 maddesine
göre “borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlenmiş ise bu günün geçmesi ile borçlu temerrüde düşmüş olur” hükmüne yer verilmiştir. Kira sözleşmesinde, kira bedelinin ödeneceği tarih belirtilmiş olup ayrıca temerrüde düşürülmek için ihtarname aranmaz. Bu nedenle takibe konu aylar kira bedelinin ödeme tarihlerinden itibaren işlemiş faizi de hesaplanarak hüküm altına alınması gerekirken yazılı gerekçeyle faiz isteminin reddine karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ
Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK’ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK’un 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 27/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz