Mar 15, 2018
15788 Görüntüleme

İcra İnkar Tazminatı, Alacağın Belirli Olması

Yazan
banner

YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ
İCRA İNKAR TAZMİNATI • LİKİT ALACAK
ÖZET: Borçlunun icra inkar tazminatıyla sorumlututulabilmesi için alacağın likit olması zorunludur. Toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre belirlenen alacak için icra inkar tazminatından söz edilemez.
Y 4. HD E.2015/10762, K. 2016/11555 T.24.11.2016
Dava, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesine dayandırılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, pazar esnafı olduğunu, … şehir pazarında Pazartesi ve Perşembe günleri tezgah açtığını, davalı … tarafından yasaya aykırı olarak
yer tahsis parası, aylık gider, ortak giderler adı altında paralar tahsil edildiğini, bu konuya ilişkin olarak davalı … tarafından haksız tahsilata dayanak yapılan belediye meclisinin aldığı kararların Edirne İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından iptal edildiğini, Danıştay tarafından bu kararların onandığını, ayrıca belediyelerin pazar yerlerinden alabilecekleri işgal harç ve ücretlerin yasayla belirlendiğini, bunlar dışında alınan ücretlerin yasal dayanaklarının bulunmadığını, yapılan tahsilatlar için davalıya geri ödeme yapması için başvurduğunu, davalının talebi reddetmesi üzerinde icra takibi başlattığını, davalının yapılan takibe itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, bilirkişi raporu benimsenerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; ayrıca asıl alacak miktarı üzerinden davacı lehine % 20
oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
İcra İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi gereğince itirazın iptali davalarında borçlunun icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için itirazında haksız ve alacağın likit olması zorunludur. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ise; ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin öngörülebilir olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir.
Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez.
Somut olayda; dava konusu alacağın varlığı ve miktarı yargılama sonucu toplanan deliller ve bilirkişi raporu alınarak yapılan hesaplamalar
sonucu saptanmış olduğundan dava konusu alacak likit değildir.
Dolayısıyla itirazın iptali halinde alacaklının icra inkar tazminatı isteyebilmesi için gerek uygulamada, gerekse öğretide öngörülen alacaktaki
“likit” yani muayyenlik ve belirlenebilirlik koşulu somut olayda gerçekleş-
memiştir.
Hal böyle olunca mahkemece, takip konusu alacak miktarının tespiti yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece yasal koşulları bulunmadığı
halde, icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiş ve kararın
bozulması gerekmiştir.
SONUÇ
Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenle
davalı yararına BOZULMASINA, davacının tüm, davalının diğer temyiz
itirazlarının (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve davalı-
dan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 24/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz