Ara 24, 2018
1836 Görüntüleme

Offshore Zamanaşımı, Ceza Davasının Etkisi

Yazan
banner

11. Hukuk Dairesi 2013/12151 E. , 2014/1492 K.

“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : MARMARİS 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/02/2013
NUMARASI : 2012/217-2013/72

Taraflar arasında görülen davada Marmaris 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 27/02/2013 tarih ve 2012/217-2013/72 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın halefi olduğu Y. Bank A.Ş’nin Marmaris Şubesinde vadesiz mevduat hesabı bulunduğunu, en son hesap dökümüne göre 18/02/2000 tarihinde 25.715,85 TL mevduatının bulunduğunun anlaşıldığını, müvekkilinin parasının iradesi dışında Off Shore Bank hesabına aktarıldığını, paranın gerçekte Off Shore hesabına havale edilmediğini, bunun için müvekkilinden herhangi bir havale ücreti alınmadığını, paranın sanki bankaya yatırıldığı yönünde işlemler yapıldığını, diğer şirketin davalı bankanın akraba kuruluşu olduğunu, davalıların müvekkilinin tahsil edemediği mevduat miktarından sorumlu olduğunu ileri sürerek, 25.715,85 TL’nin, 18/02/2000 tarihinden itibaren işleyecek Merkez Bankası’nın 1 yıllık vadeli mevduata uyguladığı en yüksek faiz ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri; zamanaşımı def’inde bulunmuşlar, davanın usulden ve esastan reddini istemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; Y. Security Offshore Ltd. Şti. hesaplarına gitmesi için yatırılan paranın hiçbir şekilde offshore hesabına gönderilmediği ve Y. Bank A.Ş’nin uhdesinde kaldığı kabul edildiğinden, offshore hesabına para yatıran mudilere karşı Y. Bank A.Ş’nin sebepsiz olarak zenginleştiğinin kabul edildiği, davacı ile davalılar arasındaki hukuki uyuşmazlığa sebepsiz zenginleşme hükümlerinin uygulanması ve dava zamanaşımı süresinin de buna göre tayin ve tespit edilmesi gerektiği, BK’nın 61 ve 66. maddeleri gereğince, 1 yıllık sürenin başlangıcının geri alma hakkının öğrenildiği tarihten itibaren başlayacağı, davacının, Y. Security Offshore Ltd. Şti’ne yatırdığı mevduatını Y. Bank A.Ş’den talep edebileceğini öğrendiği tarihin, banka yöneticileri hakkında ceza davasının açıldığı 2002 tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği, davacı bakımından hem bir yıllık süre, hem de paranın yatırıldığı tarihten itibaren azami 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, banka ile mudi arasındaki ilişkinin, Borçlar
Hukuku anlamında bir sözleşme olduğunun kabulü halinde de zamanaşımı süresinin geçtiğinin, BK’nın 125. maddesi uyarınca davacının açtığı hesabın vadesinin 18/02/2000 tarihinde dolduğu, davanın 06/06/2012 tarihinde ikame edildiği, hem vade tarihinde, hem de paranın yatırıldığı tarihte 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2005/102 Esas sayılı dava dosyasında banka yönetim kurulu başkanı Ali Avni Balkaner hakkında, işbu dosyadaki iddiayı da kapsar şekilde, E. Bank Offshore Ltd. Şti. adına bir offshore şirketi kurarak mevduat toplandığı, mudilerin kendilerini güven içerisinde hissetmeleri amacıyla, Y. Bank isminin bu şirkete ilave edildiği, bu sayede kişilerin aldatıldığı, paraların toplanarak haksız çıkar sağlandığı gerekçesiyle dolandırıcılık suçundan ceza kovuşturması yapıldığı ve mahkemece eylemin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna hükmedildiği, mahkemenin, cezanın üst sınırına göre zamanaşımı süresinin 765 sayılı Yasa’nın 102/4 ve 104/2. maddeleri uyarınca 5 yıl, uzamış zamanaşımı süresinin de 7,5 yıl olduğunu değerlendirdiği, bu suç bakımından sanık hakkında düşme kararı verdiği, haksız fiil sorumluluğu bakımından da hem 1-10 yıllık zamanaşımı süreleri, hem de ceza kanununda düzenlenen zamanaşımı sürelerinin geçtiği, 5411 Sayılı Bankacılık Yasasındaki 20 yıllık zamanaşımı süresinin bu kanun kapsamında işlenen suçlar bakımından geçerli olduğu, mudilere karşı banka sahiplerinin ve üst yöneticilerinin işlediği iddia olunan suçun dolandırıcılık suçu olduğu, davacıların ancak dolandırıcılık suçuna ilişkin ceza yasasındaki zamanaşımı süresinden istifade edebilecekleri gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere davacı taraf Y. Bank A.Ş. nezdinde bulunan mevduatının ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 25.715,85 TL’nin tahsili için işbu davayı açmış, mahkemece, banka yöneticileri hakkında ceza mahkemesince mahkumiyet kararı verildiği gözetilerek haksız fiil sorumluluğunun söz konusu olduğu varsayılsa dahi, BK’nın 60. maddesi uyarınca ceza zamanaşımı uygulanacağı, dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolduğu, taraflar arasındaki ilişkinin vekalet akdi olarak kabul edilmesi ya da BK’nın 125. maddesindeki 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanabileceği varsayılsa dahi zamanaşımının başlangıcı olarak kabul edilen 18/02/2000 tarihinden davanın açıldığı tarihe kadar da zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle, davanın zamanaşımı bakımından reddine karar verilmiştir.
İddianın ileri sürülüş biçimine ve taraflar arasındaki ilişkinin mahiyetine göre, dosya içeriğinden anlaşılacağı üzere davacı, mevduatının anılan banka yönetici ve çalışanlarının telkin ve talimatları ile Off Shore hesabına aktarıldığı iddiasındadır. Bu durumda da davanın yasal dayanağını 818 sayılı BK’nın 41,55 ve 6762 sayılı Yasa’nın 321. maddeleri oluşturmaktadır. Emsal uyuşmazlıklarla ilgili olarak davalı aleyhine açılan davalar, davanın erken açıldığı, mevduat sahiplerinin öncelikle Off Shore bankasına karşı takip yapması veya dava açması ve şayet bu yolla alacağını tahsil edemez ve zarara uğra ise, yukarıda belirtilen Yasa hükümlerine göre davalı banka ve diğer sorumlular aleyhine dava açılması gerektiğine işaret eden Dairemiz içtihatlarına dayalı olarak reddedilmiş, dolayısıyla zararın doğumu alacağın Off Shore bankasından tahsil edilememesi olgusuna bağlanmış ve gelişen süreçte de Kıbrıs’ta kurulan E.bank Off Shore Ltd. Şti’nin herhangi bir mal varlığının bulunmadığının emsal dava dosyaları içeriğinden anlaşılması üzerine de Off Shore bankasına takip yapılmadan veya dava açmadan davalı banka ve sorumluları aleyhine dava açılabileceği içtihad edilmiştir. Dosya içeriğinden de davacının Off Shore bankasına daha önce takip yapmadığı gibi dava da açmadığı anlaşılmaktadır. Davacının zararı Off Shore bankası aleyhine girişilen yasal işlemlerin yapılmasından sonra doğacağından davanın zamanaşımına uğradığı savunması dinlenemez. Bu itibarla, mahkemece davalı tarafın zamanaşımı def’inin reddiyle uyuşmazlığın esasına girilmek gerekirken, davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 23/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz