Mar 22, 2019
1407 Görüntüleme

Karışıklık Riski İçin; Markaların Benzerliği ve Malların Benzerliği Bir Arada Olmalıdır

Yazan
banner

Mahkemece, her iki işaretin derecede benzer bulundukları, ancak başvuru konusu işaretin kapsamında yer alan 7, 9, 37 ve 42. sınıf ürün ve hizmetlerin davacı markalarında bulunmadığı, davacı markalarının kapsamında bulunan ürünlerle aynı tür sayılmaları imkânı olan mallar ve hizmetler de bulunmadığı, zira her iki ürün ve hizmet grubunun dağıtım kanalları, kullanım yöntemleri, hedeflenen halk kesimleri farklı olduğu gibi, birbirlerini tamamlama veya birbiri yerine ikame edilebilme niteliği bulunmadığı, başvuru kapsamındaki 7, 9, 37 ve 42.sınıf ürün ve hizmetlerin farklı yerlerde satılmaları, aynı veya benzer ihtiyaçları gidermemeleri, kullanım amaç ve yöntemlerinin farklı olması karşısında benzer veya aynı tür sayılmalarının mümkün olmadığı, aynı veya benzer bir işaretin farklı tür mallar için marka olarak kullanılması ve tescili mümkün olduğu, açıklanan sebeplerle davacının iltibas vakıasına dayanarak davalının başvurusunu engelleme olanağı bulunmadığı, davacının 556 Sayılı KHK’nin 8/4. maddesi uyarınca da davalı başvurusunun tescilini engelleme olanağının bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddi kararının onanması gerekir. Keza sadece markaların benzer olması yetmez, markaların kapsamındaki emtianın da aynı veya benzer olması gerekir.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/2324
K. 2017/5016
T. 4.10.2017
• TPE YİDK KARARININ İPTALİ VE MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ İSTEMİ (Her İki İşaretin Görsel Sescil ve Anlamsal Olarak Ortalama Alıcıları İltibasa Düşürebilecek Derecede Benzer Bulundukları/Ancak Davacı Markalarının Kapsamında Bulunan Ürünlerle Aynı Tür Sayılamayacakları – Davanın Reddi Gereği)
• MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ İSTEMİ (Aynı veya Benzer Bir İşaretin Farklı Tür Mallar İçin Marka Olarak Kullanılması ve Tescili Mümkün Olduğu/Davacının İltibas Vakıasına Dayanarak Davalının Başvurusunu Engelleme Olanağı Bulunmadığı/Davanın Reddine Karar Verildiği – Kararın Onanması Gerektiği)
• AYNI VEYA BENZER BİR İŞARETİN FARKLI TÜR MALLAR İÇİN MARKA OLARAK KULLANILMASI (Markanın Hükümsüzlüğü İstemi – Başvuru Kapsamındaki Ürün ve Hizmetlerin Farklı Yerlerde Satıldıkları Aynı veya Benzer İhtiyaçları Gidermedikleri Kullanım Amaç ve Yöntemlerinin Farklı Olduğu/Davanın Reddedileceği)
KHK-556/m.8/4
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 27/05/2015 tarih ve 2014/39-2015/195 Sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacılar vekili, müvekkilinin 34.sınıf ürünleri içeren, CLIPPER ibareli, 2007/8075, 1999/13944, 2007/61737, 1997/11343, 1983/76792 sayı ile tescilli tanınmış markalarına iltibas ve tecavüz oluşturan, ayrıca onun tanınmışlığından haksız yarar sağlayacak 7, 9, 37 ve 42.sınıftaki ürün ve hizmetleri içeren, 09.05.2011 gün ve 2011/73927 kod numaralı CLIPPER ibareli, davalı şirkete ait marka tescil başvurusuna, itiraz ettiğini, itirazlarının reddine dair YİDK kararının iptaline ve davalı adına tescil olunan markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine, davalının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet yaratan eylemlerinin tespiti ve men’i ile ref’ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı TPE vekili, davanın reddini istemiştir.

Davalı şirket davaya cevap vermemiştir.

Mahkemece, her iki işaretin asıl ve ayırt edici unsurları itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama alıcıları iltibasa düşürebilecek derecede benzer bulundukları, ancak başvuru konusu işaretin kapsamında yer alan 7, 9, 37 ve 42. sınıf ürün ve hizmetlerin davacı markalarında bulunmadığı, davacı markalarının kapsamında bulunan ürünlerle aynı tür sayılmaları imkânı olan mallar ve hizmetler de bulunmadığı, zira her iki ürün ve hizmet grubunun dağıtım kanalları, kullanım yöntemleri, hedeflenen halk kesimleri farklı olduğu gibi, birbirlerini tamamlama veya birbiri yerine ikame edilebilme niteliği bulunmadığı, başvuru kapsamındaki 7, 9, 37 ve 42.sınıf ürün ve hizmetlerin farklı yerlerde satılmaları, aynı veya benzer ihtiyaçları gidermemeleri, kullanım amaç ve yöntemlerinin farklı olması karşısında benzer veya aynı tür sayılmalarının mümkün olmadığı, aynı veya benzer bir işaretin farklı tür mallar için marka olarak kullanılması ve tescili mümkün olduğu, açıklanan sebeplerle davacının iltibas vakıasına dayanarak davalının başvurusunu engelleme olanağı bulunmadığı, davacının 556 Sayılı KHK’nin 8/4. maddesi uyarınca da davalı başvurusunun tescilini engelleme olanağının bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı davacılar vekili temyiz etmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenlerden alınmasına, 04.10.2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

1-)Dava, YİDK kararının iptali ve markanın hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.

2-)Davacı tarafın önceden 34.sınıf mallar yönünden tescilli, en eski tescili 1983 yılına dayanan 5 adet CLIPPER ibareli markasının, “çakmak” emtiasında tanınmış marka olduğu konusunda her hangi bir görüş ayrılığı bulunmamaktadır. Davalı şirket ise CLIPPER ibaresini, 2011/73927 Sayılı marka başvurusuna istinaden 7, 9, 37 ve 42.sınıf mal ve hizmetler yönünden tescili başvurusunda bulunmuş, davacının başvuruya itirazı TPE tarafından reddedilmiş ve markanın davalı adına tesciline karar verilmiştir.

3-)Olaya uygulanması gerekli mülga 556 Sayılı Marka KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca, bir marka başvurusunun tescil edilebilmesi için, tescil kapsamındaki mal veya hizmetler itibariyle, önceden tescilli olan markadan ayırt ediliciği sağlayacak özellikleri haiz olması gerekir. Aksi takdirde önceden tescilli marka sahibinin başvuruya itirazı üzerine sonraki marka başvurunun TPE tarafından reddedilmesi gerekir. Markaların ayırt edici olup olmadığı, diğer bir anlatımla aralarında karıştırılma ihtimalinin bulunup bulunmadığı değerlendirilirken hem markaya konu işaretlerin, hem de tescil kapsamındaki mal veya hizmetlerin birlikte dikkate alınması ve ortalama tüketici kitlesinin genel bakış açısına göre değerlendirme yapılması gerekmektedir. Bu bağlamda, sonraki tarihli markanın, önceden tescilli markanın tescil kapsamındaki mal ve hizmetler yönünden bir başkası adına tescili mümkün değil iken, önceki markanın tescil kapsamında olmayan mal veya hizmetler yönünden tesciline bir engel bulunmamaktadır.

4-)Bununla birlikte, önceki markanın tescil edildiği mal veya hizmetler itibariyle “toplumda tanınmışlık düzeyine erişmiş” olması halinde, mülga KHK’nın 8/4 maddesiyle Türkiye’nin de üyesi olduğu TRIPs Anlaşmasının 16/2 maddesi uyarınca, sonraki tarihli aynı veya benzer işareti taşıyan markanın, farklı mal veya hizmetler yönünden tescili de önlenebilecektir. Ancak tanınmış marka sahibinin böyle bir haktan yararlanabilmesi için, sonraki markanın tescil olunmasının, önceki tarihli tanınmış markanın ayırt edicilik düzeyine zarar vermesi, markanın tanınmışlığından haksız istifade etmesi veya tanınmış markanın itibarına zarar vermesi ihtimallerinden birinin gerçekleşmesi gerekir.

5-)Her markanın tanınmışlık düzeyi farklı olabileceği gibi, her tanınmış markaya da farklı sınıftaki mal ve hizmetler yönünden aynı düzeyde hukuki koruma sağlanması gerekmez. Bu bağlamda hukuki korumanın kapsamını tespit için, markanın tanınmışlık düzeyi, markaya konu işaretin ayırt edicilik niteliği, ürünlerin uzun yıllardır piyasada var olup olmadığı, ürünlerin kalitesi, reklam yatırım miktarı, güncel olup olmadığı, markanın aldığı ödüller, marka koruma bilinci vs. ile işaretsel yönden tanınmış markayla olan ayniyet ve benzerlik düzeyi, sonraki marka kapsamındaki mal ve hizmetler ile tanınmış markaya konu mal veya hizmetlerin benzerlik düzeyi gibi hususlar da bir bütün olarak nazara alınır.

6-)Ortalama tüketici kitlesinin, tanınmış markaya konu malları üreten, satan, pazarlayan işletme ile, sonraki markaya konu üreten, satan, pazarlayan işletmenin aynı veya idari-ekonomik bağlantılı işletmeler olduğunu düşünmesi gerekmez. Tüketicilerin, farklı işletmeler tarafından üretildiğini anladığı halde, sonraki markaya konu mal veya hizmetleri gördüğünde, tanınmış markayla bir çağrışım yapıyorsa, sonraki markanın tanınmışlığından haksız istifade edeceğini kabul etmek gerekir.

7-)Tanınmış marka sadece aynı işareti taşıyan markalara karşı değil, benzer işareti taşıyan markalara karşı da hukuki koruma sağlamaktadır. Bununla birlikte, tanınmış markaya konu işaretin orijinal ve ayırt edicilik düzeyinin yüksek olması halinde, aynı işaretin farklı mal veya hizmetler yönünden sonraki markada kullanılmış olması halinde, tanınmış markanın ayırt edici niteliğine ve tanınmışlık düzeyine zarar verme ihtimali bir hayli yüksek olacaktır.

8-)Somut olayda, “çakmak” emtiası yönünden CLIPPER ibaresinin ilk tescilin yapıldığı 1983 yılından bu yana yüksek tanıtım ve reklam harcamaları, kuvvetli yatırım ve pazarlama ağı, kalitesi ve uzun yıllardır piyasada var olması, Türkçe’de bilinmeyen orijinal bir ibare olması nedeniyle, sigara kullansın/kullanması tüketicilerde doğrudan davacı şirketin çakmak emtiasını çağrıştıran, oldukça tanınmış bir marka olduğu, esasen yerel mahkemenin kabulünün de bu yönde olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla CLIPPER ibareli başvurunun davalı şirket adına farklı sınıf mal ve hizmetler yönünden tescil edilmesi, davacı markasının ayırt edici karakterine, tanınmışlık düzeyine ve yüksek reklam gücüne büyük zarar verecektir. Diğer bir anlatımla CLIPPER ibaresi artık sadece davacının çakmak emtiasını çağrıştırmayacak, markanın sulanmasına yol açacaktır.

9-)Öte yandan, davalı markası kapsamında 7.sınıftaki, enerji üretim araçları, 37.sınıftaki enerji üretim araçlarının kurulum ve bakım hizmetleri ile 42.sınıftaki enerji üretim alanına dair mühendislik hizmetleri, bilimsel, araştırma, tasarım ve teknolojik hizmetleri yönünden tescili, davalı tarafa önceki markanın tanınmışlığından haksız istifade etmesine yol açacaktır. Zira CLIPPER ibaresi çok uzun yıllardır davacı tarafça tanıtılmış, kalitesiyle kendisini ispatlamış ve toplumda belirli bir tanınmışlık düzeyine ulaştırılmıştır. Davalı taraf birebir aynı ibareyi başka mal ve hizmetler yönünden tescil ettirmekle bu tanınmışlık düzeyi ve üstün kaliteden kaynaklanan olumlu imajı kendi mal ve hizmetlerine haksız surette taşıyacak, tanınmışlıktan haksız istifade edecektir. Bu sebeple de davalı başvurusunun reddi gerekmektedir.

Anılan düşüncelerle, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın reddine dair yer

Ankara avukatı olunması nedeniyle Türk Patent’in kararlarına karşı davalar, marka hükümsüzlüğü davaları, patent davaları, tasarım davaları, Türk Patent’in Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’na(YİDK) karşı davaların yanında marka vekili olunması itibarıyla Türk Patent Markalar Dairesi kararlarına karşı itirazlar, haksız rekabet davaları, alan adı davaları ve tahkimleri, marka ve patent ceza hukuku, tüketici hukuku, sağlık hukuku ağırlıklı olarak çalışma alanlarımızdır. İstanbul’daki şubemizin yanında ülkenin her yerinde davalarımız ve iş birliği yaptığımız avukatlarımız mevcuttur.


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz