Nis 19, 2019
679 Görüntüleme

Malların Satışı ile Malların Kendisi Benzerdir

Yazan
banner

29. sınıf malların, muteriz davacı tarafın itiraza gerekçe “…” markası kapsamında da bulunduğu, bu mallar yönünden markalar arasında KHK’nın 8/1-b maddesi kapsamında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmiş olmasına rağmen, 29. sınıf malların bir mağaza ortamında satılması amacına yönelik olan, 35.06 grup kapsamında kalan “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Süt ve süt ürünleri ( tereyağı dahil ). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları… Patates cipsleri mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri ( belirlenen hizmetler parekende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir )” yönünden davalı başvuru markası ile benzer olmadığı ve karıştırılma tehlikesinin bulunmadığı gerekçesiyle bu alt grup hizmet yönünden davanın reddine karar verilmesi çelişkili olmuştur. Mahkemece, davaya konu 29. sınıf “…” markalı malları “…” hizmet markası ile satışa sunulması halinde ortalama tüketici kitlesinin her iki marka arasında idari, ekonomik veya işletmesel bir bağlantı bulunduğunu düşünme ve markaları karıştırma ihtimali bulunduğu kabul edilerek 35.06 sınıftaki mağazacılık hizmetleri yönünden davanın kısmen kabulü gerekirken hatalı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2017/761

K. 2018/6101

T. 8.10.2018

• KURUM KARARININ İPTALİ ( Dava Konusu 29. Sınıf Markalı Malların Hizmet Markası ile Satışa Sunulması Halinde Ortalama Tüketici Kitlesinin Her İki Marka Arasında İdari Ekonomik veya İşletmesel Bir Bağlantı Bulunduğunu Düşünme ve Markaları Karıştırma İhtimali Bulunduğu – 35.06 Sınıftaki Mağazacılık Hizmetleri Yönünden Davanın Kısmen Kabulü Gerekirken Hatalı Gerekçeyle Davanın Reddi Kararının Bozulması Gerektiği )

• MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ İLE SİCİLDEN TERKİNİ İSTEMİ ( Davalının Marka Tescil Başvurusunun Kabulüne Dair Kurum İşlemine Karşı Davacının Kendi Tescilli Markası ile İltibas Oluşturduğu Gerekçesiyle Yaptığı İtirazın Reddedildiği – Ortalama Tüketici Kitlesinin Markalar Arasında İşletmesel Bağlantı Bulunduğunu Düşünüp Karıştırma İhtimali Bulunduğu/Kurum Kararının İptali İsteminin Reddi Kararının İsabetsiz Olduğu )

KHK-556/m.8/1-b

ÖZET : Dava, davalı şirketin yaptığı marka tescil başvurusunun kısmen kabulüne dair kurum işlemine karşı, anılan markanın davacının kendi tescilli markası ile iltibas oluşturduğu gerekçesiyle yapılan itirazın nihai olarak reddedilmesi üzerine Kurum kararının iptali ile markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemine ilişkindir.

Davaya konu 29. sınıf markalı malların, hizmet markası ile satışa sunulması halinde ortalama tüketici kitlesinin her iki marka arasında idari, ekonomik veya işletmesel bir bağlantı bulunduğunu düşünme ve markaları karıştırma ihtimali bulunduğu kabul edilerek 35.06 sınıftaki mağazacılık hizmetleri yönünden davanın kısmen kabulü gerekirken hatalı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

DAVA : Taraflar arasında görülen Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 26/09/2016 tarih ve 2015/175 E.-2016/258 K. sayılı dosyasında verilen kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair davada Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 22/12/2016 tarih ve 2016/26 – 2016/31 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili; müvekkilinin tanınmış “…” ibareli, 29. sınıfta tescilli markanın sahibi olduğunu, davalı şirketçe 05.04.2013 tarihinde yapılan “…” ibareli, 29. ve 35. sınıf ürünleri içeren marka tescil başvurusuna müvekkilinin anılan markası ile iltibas oluşturduğu gerekçesiyle yapılan itirazın nihai olarak Kurum tarafından, başvuru konusu 29. sınıf emtialar yönünden kısmen kabul edildiğini, ancak 35. sınıf emtialar yönünden reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, başvuru konusu marka ile müvekkiline ait markanın, benzer emtialar için tescile konu edilmiş olduğunu, başvurunun tescilinin müvekkilinin markası ile iltibasa sebebiyet vereceğini ileri sürerek Kurum kararının iptali ile anılan markanın hükümsüzlüğüne karar verilerek sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili; davacıya ait marka ile davaya konu marka arasında Kurum kararı sonrasında 35. sınıftaki hizmetler yönünden iltibas oluşturacak nitelikte benzerliğin bulunmadığını, bu anlamda Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

İlk derece mahkemesince, tüm dosya kapsamına ve bilirkişi raporuna göre; davalının 35. sınıftaki “…” ibareli başvurusuyla davacının “…” ibareli 29. sınıftaki tescilli markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle ve farklı sınıflarda olmaları gözetilerek görsel ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede benzerliğin bulunmadığı, ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin aradaki farklılığı algılayabileceği, başvuru konusu işaret ile davacı markası arasında işletmesel bağlantılandırmayı tesis eden herhangi bir unsurun bulunmadığı, bu sebeple 556 Sayılı KHK’nın 8/l-b maddesi anlamında iltibasın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden kanuna aykırı bulunmadığı gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- ) Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davacı yanca yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince verilen esastan reddine dair karara göre davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2- ) “…” ibareli davalı başvuru markası kapsamında olan ve Kurum tarafından başvurunun reddine karar verilen 29. sınıf malların, muteriz davacı tarafın itiraza gerekçe “…” markası kapsamında da bulunduğu, bu mallar yönünden markalar arasında KHK’nın 8/1-b maddesi kapsamında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmiş olmasına rağmen, 29. sınıf malların bir mağaza ortamında satılması amacına yönelik olan, 35.06 grup kapsamında kalan “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Süt ve süt ürünleri ( tereyağı dahil ). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları… Patates cipsleri mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri ( belirlenen hizmetler parekende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir )” yönünden davalı başvuru markası ile benzer olmadığı ve karıştırılma tehlikesinin bulunmadığı gerekçesiyle bu alt grup hizmet yönünden davanın reddine karar verilmesi çelişkili olmuştur. Mahkemece, davaya konu 29. sınıf “…” markalı malları “…” hizmet markası ile satışa sunulması halinde ortalama tüketici kitlesinin her iki marka arasında idari, ekonomik veya işletmesel bir bağlantı bulunduğunu düşünme ve markaları karıştırma ihtimali bulunduğu kabul edilerek 35.06 sınıftaki mağazacılık hizmetleri yönünden davanın kısmen kabulü gerekirken hatalı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulüyle İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının istemi halinde temyiz edene iadesine, 08.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.r

Anahtar Kelimeler: alan adı dava alan adı iptali alan adı marka alan adı tahkim alan adı tahkimi alan adı terkini alan adı WIPO ayıplı mal bilişim hukuku haksız rekabet haksız rekabet hukuku internet hukuku iş hukuku kıdem tazminatı Marka marka ankara avukat marka avukat marka dava Marka Hukuku marka hükümsüzlük marka hükümsüzlüğü marka ihlali marka iltibas marka itiraz marka tecavüzü marka tescili marka YİDK patent ankara avukat patent avukat patent dava patent hukuku patent ihlali patent itiraz patent tecavüzü patent tescili tasarım ankara avukat tasarım avukat tasarım dava tasarım hukuku tüketici avukat tüketici dava tüketici hukuku WIPO alan adı WIPO alan adı ihlali yidk kararının iptali.

Ankara avukatı olunması nedeniyle Türk Patent’in kararlarına karşı davalar, marka hükümsüzlüğü davaları, patent davaları, tasarım davaları, Türk Patent’in Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’na(YİDK) karşı davaların yanında marka vekili olunması itibarıyla Türk Patent Markalar Dairesi kararlarına karşı itirazlar, haksız rekabet davaları, alan adı davaları ve tahkimleri ağırlıklı olarak çalışma alanlarımızdır.


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz