Nis 24, 2019
1211 Görüntüleme

Haksız Rekabet, Kötüleme

Yazan

TTK m. 57/1’deki  “Başkalarını veya onların emtiasını, iş mahsullerini, faaliyetlerini yahut ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya lüzumsuz yere incitici beyanlarla kötülemek” hükmü uyarınca münhasıran haksız rekabet niteliğindedir.

banner

Bölgesine tesis edilecek sistemle ilgili olarak davacının ehliyetsiz ve yetersiz gösterildiğini, böylece davacı tarafından açılan 2 adet gezici referans istasyonu ve bir adet GPS alımı ihalesini kazanmasına rağmen ilgili idarece ihalenin iptal edildiğini…


YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/13752 K. 2018/6665 T. 25.10.2018

Davacı vekili, davalı tarafından Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Harita ve Kadastro Mühendisleri Odasına verilen dilekçesi sonrasında davacı ile oda arasındaki sponsorluk sözleşmesinin feshedildiğini, davalı şirketin gönderdiği 31/12/2007 tarihli dilekçe içeriğinde  bölgesine tesis edilecek sistemle ilgili olarak davacının ehliyetsiz ve yetersiz gösterildiğini, böylece davacı tarafından açılan 2 adet gezici referans istasyonu ve bir adet GPS alımı ihalesini kazanmasına rağmen ilgili idarece ihalenin iptal edildiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin saklı kalmak şartıyla 10.000,00 TL maddi 40.000,00 TL manevi tazminatın haksız rekabetin başladığı tarihten itibaren temerrüt faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiş; ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebini 223.812,88 TL’ye yükseltmiştir.

Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; maddi tazminat talebinin kabulüyle 233.812,88 TL’nin haksız fiil tarihi olan 31.12.2007 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline, manevi tazminatın kısmen kabulüyle 5.000 TL manevi tazminatın 31.12.2007 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline dair verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce bozulmuştur.

Davacı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.

KARŞI OY

Davalı şirketin, rakibi konumunda olan, hassas ölçüm cihazları pazarlayan ve bu amaçla  idaresinin açmış bulunduğu ihaleye giren davacı şirketle ilgili olarak 31.12.2007 tarihinde …’ye gönderdiği şikayet dilekçesinde kendi ürünlerini ve şirketini övdüğü yazısında, davacı şirketi ehliyetsiz, pazarladığı ürünleri de yetersiz olarak göstermesinin, o tarihte yürürlükte bulunan TTK m. 57/1’deki  “Başkalarını veya onların emtiasını, iş mahsullerini, faaliyetlerini yahut ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya lüzumsuz yere incitici beyanlarla kötülemek” hükmü uyarınca münhasıran haksız rekabet niteliğinde olduğu, bununla birlikte ihalenin iptalinin söz konusu şikayet eyleminden dolayı değil, ihale komisyonunun teklif olunan fiyatları beğenmediği için ihaleyi iptal ettiği, bu nedenle ihalenin iptali sebebiyle mahrum kalınan kârın tazminat olarak talep edilemeyeceği konusunda Daire heyetimiz arasında bir görüş ayrılığı bulunmamaktadır.

Yerel mahkeme kararına yönelik BOZMA İLAMINDA da belirtildiği üzere; Haksız rekabet sebebiyle talep edilebilecek tazminat miktarı 6762 S. …’nın 58/1-2.maddesinde, sadece uğranılan zarar ve ziyan değil, aynı zamanda, davalının haksız rekabet sebebiyle elde etmesi mümkün görülen menfaatin karşılığına da hüküm olunabilecektir. Haksız rekabet eylemlerinde, zararın derhal meydana gelmesi beklenmemelidir. Haksız rekabet sebebiyle rakiplerin öne geçirilmesi, tecavüze maruz kalanın zamana yayılmış imaj ve itibar kaybı sebebiyle yakın veya uzak bir gelecekte gerçekleşmesi de mümkündür. Zira imaj ve itibar kaybıyla birlikte, tecavüz olunan mevcutların yanı sıra gelecekte elde etmesi mümkün olan müşteri ve iş kaybına da uğrayacak, rakipler de bir o kadar kendi müşteri ve iş potansiyelini arttıracaktır. O nedenle, davalının rakibi olan davacının ehliyeti ve pazarladığı ürünler kötülenmiş olmakla, fiyat sebebiyle … ihalesini alamamış ve hatta ihaleye girmiş olup olmamasının da sonuca etkisi bulunmadığından, tarafların müşteri ve iş çevresi, iş yapılan piyasanın özelliği ve çevresi de dikkate alınarak, TBK 50. maddesi hükmü de gözetilerek makul bir miktarda maddi tazminata hüküm olunması gerekirken, maddi tazminat yönünden davanın reddi gerektiği yönünde kanaat bildiren Dairemiz çoğunluğunun görüşlerine katılmıyoruz.

Anahtar Kelimeler: haksız rekabet, haksız rekabet hukuku, Marka Hukuku, marka hükümsüzlük, marka hükümsüzlüğü, marka ihlali, marka iltibas, marka tecavüzü, marka avukat, marka dava, marka YİDK, patent dava, patent ankara avuka, yidk kararının iptali, tasarım avuka, tasarım dava, marka avukat ankara, haksız rekabet ankara avukat, kötüleme ankara avukat, kötüleme avukat

Ankara avukatı olunması nedeniyle Türk Patent’in kararlarına karşı davalar, marka hükümsüzlüğü davaları, patent davaları, tasarım davaları, Türk Patent’in Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’na(YİDK) karşı davaların yanında marka vekili olunması itibarıyla Türk Patent Markalar Dairesi kararlarına karşı itirazlar, haksız rekabet davaları, alan adı davaları ve tahkimleri ağırlıklı olarak çalışma alanlarımızdır.

http://www.ankarabarosu.org.tr/siteler/ankarabarosu/hgdmakale/2015-2/13.pdf

Haksız Rekabet ve Haksız Rekabet Davaları

Facebook’taki Asılsız Açıklamalar, Haksız Rekabet


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz