Nis 24, 2019
1768 Görüntüleme

Kötüleme Yoluyla Haksız Rekabetin Sınırları, İfade Özgürlüğü

Yazan
banner

İfade özgürlüğü çerçevesinde vakıa, olay ve şahsi fikirler kural olarak açıklanabilir, dolayısıyla prensip, gerçeklerin ve yorumların her zaman açıklanabileceğidir. Bir kişi ya da faaliyetleri ile ilgili yapılan olumsuz açıklama ya da beyanlar tek başına haksız rekabet teşkil etmez. Kötüleme içeren açıklama ancak yanlış veya yanıltıcı ya da gereksiz yere incitici ise haksız rekabet olarak nitelendirilebilir,

YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/12322
K. 2018/3983
T. 28.5.2018
DAVA : Taraflar arasında görülen davada … Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06/04/2016 tarih ve 2013/374-2016/183 Sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, tarafların…’ya ay çekirdeği ihraç ettiklerini, davalının, müvekkilinin…’daki müşteriye gönderdiği e-mailler ile müvekkilinin mallarını haksız yere kötülediğini, iftiraya ve hakarete varan gerçek dışı ifadelerle haksız rekabete sebep olup müvekkilini maddi ve manevi zarara uğrattığını ileri sürerek şimdilik 50.000 TL maddi, 30.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, müvekkilinin…’daki … Şirketine mal sattığını, dayanak gösterilen e-maillerden sadece birinin müvekkili tarafından … Şirketine gönderildiğini, bu mailde belirtilen hususların da fiyat ve kalite yönünden müşteriyi aydınlatmaya yönelik, rekabetin sınırları içinde kalan objektif bilgileri ihtiva ettiğini, diğer yazışmaların müvekkilinin mal sattığı … ile davacının müşterisi Solders firmaları arasında gerçekleştirildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, iddiaların ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava, haksız rekabete dayalı maddi ve manevi tazminatın istemine ilişkindir. Mahkemece, iddiaların ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de davalının kabulünde olan müşterisi … firmasına gönderdiği 04.03.2012 tarihli e-mailde “davacının, ayçiçeği tohumlarının %50’sini …’dan, %50’sini …’dan alıp karıştırdığı, böylece ürünlerin hektolitresinin çoğaltıldığı, … mahsulü ayçiçek tohumlarının daha kirli olduğu, ürünler kızartıldığı zaman, bazı kısmının kahverenginde olduğu, bazı kısmının ise yeterince kızartılmadığının görüleceği” ifade edilmiş olup, davalı bu e-maildeki açıklamaların fiyat ve kalite yönünden müşteriyi aydınlatmaya yönelik objektif bilgiler içerdiğini savunmuştur. Davalının e-mailinde geçen anılan ifadelerinin davacının ürünlerini kötüleme içerdiği sabittir. Ancak, ifade özgürlüğü çerçevesinde vakıa, olay ve şahsi fikirler kural olarak açıklanabilir, dolayısıyla prensip, gerçeklerin ve yorumların her zaman açıklanabileceğidir. Bir kişi ya da faaliyetleri ile ilgili yapılan olumsuz açıklama ya da beyanlar tek başına haksız rekabet teşkil etmez. Kötüleme içeren açıklama ancak yanlış veya yanıltıcı ya da gereksiz yere incitici ise haksız rekabet olarak nitelendirilebilir (Doç. Dr. N. Füsun Nomer Ertan, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununa Göre Haksız Rekabet Hukuku).

Bu durumda mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları ile delilleri bu kapsamda ele alınıp davalıdan sadır olan e-maildeki ifadelerin yanlış, yanıltıcı ya da gereksiz yere incitici olup olmadığı, dolayısıyla haksız rekabet teşkil edip etmediğinin değerlendirilerek ulaşılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının istemi halinde temyiz edene iadesine, 28/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Anahtar Kelimeler: ifade özgürlüğü, haksız rekabet, marka hukuku, patent hukuku, patent ankara avukat, marka ankara avukat, tasarım ankara avukat, patent dava ankara, yidk dava ankara, yidk iptal, marka itiraz, patent itiraz, kötüleme haksız rekabet


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz