May 3, 2019
804 Görüntüleme

Kamu Hastanesi Doktorunun Hatası, Davanın Hastaneye Karşı Adli Mahkemede Açılması

Yazan
banner

Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (T.C. Anayasası 40/3, 129/5, 657 Sy.K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır.evlet Hastanesinde doktor olan davalının, görevini gereği gibi yerine getirmediği belirtilerek tazminat isteminde bulunulmuştur. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, davanın idari yargı yerinde ve idareye karşı açılması gerekir.

YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/8278
K. 2018/4118
T. 10.5.2018
DAVA : Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalılar … ve … aleyhine 26/03/2002 gününde verilen dilekçeyle haksız eylem sebebiyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın davalı … yönünden reddine, diğer davalı … yönünden ise yargı yolu sebebiyle reddine dair verilen 18/02/2011 tarihli kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

KARAR : 1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere göre davacının davalı … Bakanlığına yönelik tüm temyiz itirazları reddedilmelidir.

2-) Davacının, davalı …’a yönelik temyiz itirazlarına gelince;

Dava, tedavi hatası sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın davalı … yönünden esastan reddine; diğer davalı … yönünden ise yargı yolu sebebiyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, sağ bacağının doğuştan kısa olduğu için tedavi amaçlı … Devlet Hastanesine başvurduğunu, davalı doktor …’un istemi üzerine film çektirildiğini, filmin davalı tarafından incelendiğini, davalının yedi aylık tedavi süresinin sonunda olumlu sonuçlar alabileceğini söylediğini, bu süreçte dokuz kez ameliyat olduğunu; ancak iyileşemediğini ve daha da kötüleştiğini, şiddetli ağrılar çektiğini, davalı doktorun uyguladığı yanlış tedavi sonucunda zarara uğradığını belirterek, maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.

Davalılar, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Mahkemece, bilirkişi raporu benimsenerek davalı doktorun kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın davalı … yönünden esastan reddine; diğer davalı … yönünden ise davanın yargı yolu sebebiyle reddine karar verilmiştir.

Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (T.C. Anayasası 40/3, 129/5, 657 Sy.K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır.

Davaya konu edilen olayda … Devlet Hastanesinde doktor olan davalının, görevini gereği gibi yerine getirmediği belirtilerek tazminat isteminde bulunulmuştur. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, davanın idari yargı yerinde ve idareye karşı açılması gerekir. Davalıya husumet yöneltilemez. Şu durumda, husumet yokluğu sebebiyle davanın reddi yerine, işin esasının çözümlenmesi doğru görülmemiş ve kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarda (2) sayılı bentte gösterilen sebeplerle davacının davalı …’a dair temyizi yönünden BOZULMASINA, davacının davalı …’na yönelik temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen sebeplerle reddine 10/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Anahtar Kelimeler: ankara malpractice, avukat malpractice, doktor hatası dava, hekim hatası dava, hekim hatası tazminat, hekim tazminat, doktor tazminat,hatalı tedavi tazminat, tıp hukuku
Ankara avukatı olunması nedeniyle Türk Patent’in kararlarına karşı davalar, marka hükümsüzlüğü davaları, patent davaları, tasarım davaları, Türk Patent’in Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’na(YİDK) karşı davaların yanında marka vekili olunması itibarıyla Türk Patent Markalar Dairesi kararlarına karşı itirazlar, haksız rekabet davaları, alan adı davaları ve tahkimleri ağırlıklı olarak çalışma alanlarımızdır.


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz