May 8, 2019
1009 Görüntüleme

Sulh Halinde Avukatın Vekalet Ücretinden Müteselsil Sorumluluk

Yazan
banner

Avukatlık Kanunu’nun 165. maddesi uyarınca; taraflar arasında ne şekilde olursa olsun anlaş-mayla sonuçlanan işlerde her iki taraf avukatlık ücretinin ödenmesi yönünden avukata karşı dayanışmalı olarak (müteselsilen) sorumludur. Davaya konu olayda, davacının azledilmesinin ardından alacaklı tarafından icra işlemlerine devam edildiği ve alacaklı tarafından borcun tahsil edildiğinin belirtilmesi ile takibin sonlandığı görülmektedir. Şu durumda davacı tarafından belirtilen sulh anlaşmasının gerçekleştiği tarihte davacı alacaklının vekili olmadığından Avukatlık Kanunu 165 maddesi hükümlerinin uygulanması mümkün değildir. Davacının avukatlık ücretini kendisini azleden dava dışı alacaklıdan istemesi gerekir. Mahkemece, açıklanan olgular gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

SULH ANLAŞMASI • VEKALET ÜCRETİ
ÖZET: Avukatın, sözleşmesel vekalet ücretini kendisini azleden eski müvekkilinden istemesi gerekir. Bu tür durumda Avukatlık Kanunu m.165 hükmü uygulanamaz.
Y. 4. HD E: 2015/5342 K: 2016/4309 T.31/03/2016
Davacı … tarafından, davalı … aleyhine 20/11/2013 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptalinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10/12/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, avukat olup .. 2009/8175 esas sayılı dosyası ile alacaklı vekili olarak borçlu olan davalı aleyhine icra takibi başlattığını, takibin kesinleşmesi üzerine haciz işlemlerinin yapıldığını, bu aşamada alacaklının borçlu ile anlaşma konusunda görüşmeler yaptığını belirtmesi üzerine müvekkilinin talebi doğrultusunda dosyadaki işlemlere ara verildiğini, işlemden kaldırılan dosyanın yenilendiğini ancak sonrasında müvekkili tarafından haklı bir neden olmaksızın azledildiğini, azledilmesinden sonra tarafların anlaştığını ve alacaklıya borcun ödendiğini, kendi ücretinin ise ödenmediğini, Avukatlık Kanununun 165. maddesi uyarınca avukatlık ücretinden her iki tarafın da sorumlu olduğunu belirterek bu ücretin tahsili amacıyla başlatmış olduğu icra takibine yöne-lik itirazın iptalini istemiştir.
Davalı, mahkemenin görevli olmadığını, Avukatlık Kanunu m. 165’deöngörülen şartların oluş-madığını belirterek davanın reddine karar veril
mesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalının avukatlık ücretinden sorumlu olduğu gerekçesiyle benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar
verilmiştir.
Dosya kapsamından; avukat olan davacının alacaklı vekili olarak davalı aleyhine kambiyo se-netlerine mahsus icra takibi başlattığı, haciz işlemlerinin yapılmasından sonra dosyanın işlem-den kaldırıldığı, davacının  tarihinde müvekkili tarafından azledildiği, azilin ardından alacaklı tarafından tekrar haciz talebinde bulunularak icra işlemlerine devam edildiği,sonrasında ala-caklı tarafından dosyaya borçluyu ibra ettiği ve alacağını aldığı şeklinde beyanda bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Avukatlık Kanunu’nun 165. maddesi uyarınca; taraflar arasında ne şekilde olursa olsun anlaş-mayla sonuçlanan işlerde her iki taraf avukatlık ücretinin ödenmesi yönünden avukata karşı dayanışmalı olarak (müteselsilen) sorumludur. Davaya konu olayda, davacının azledilmesinin ardından alacaklı tarafından icra işlemlerine devam edildiği ve alacaklı tarafından borcun tahsil edildiğinin belirtilmesi ile takibin sonlandığı görülmektedir. Şu durumda davacı tarafından belirtilen sulh anlaşmasının gerçekleştiği tarihte davacı alacaklının vekili olmadığından Avukatlık Kanunu 165 maddesi hükümlerinin uygulanması mümkün değildir. Davacının avukatlık ücretini kendisini azleden dava dışı alacaklıdan istemesi gerekir. Mahkemece, açıklanan olgular gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ
Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 31/03/2016 gü-
nünde oybirliğiyle karar verildi

Anahtar Kelimeler: Avukatlık hukuku, avukat sulh vekalet ücreti, avukat sulh vekalet ücreti müteselsil

Ankara avukatı olunması nedeniyle Türk Patent’in kararlarına karşı davalar, marka hükümsüzlüğü davaları, patent davaları, tasarım davaları, Türk Patent’in Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’na(YİDK) karşı davaların yanında marka vekili olunması itibarıyla Türk Patent Markalar Dairesi kararlarına karşı itirazlar, haksız rekabet davaları, alan adı davaları ve tahkimleri ağırlıklı olarak çalışma alanlarımızdır.


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz