Tem 17, 2019
1496 Görüntüleme

Dava Açıldıktan Sonra Zararın Belirli Hale Gelmesi Sonrasındaki Arttırım Islah Değildir

Yazan
banner

TRAFİK KAZASI • BELİRSİZ ALACAK DAVASI

BELGELENDİRİLEMEYEN MASRAFLAR
ÖZET: Maddi tazminat istemi yönünden davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı; zararın belirli hale gelmesinden sonra, 6100 sayılı HMK’nın 107/2. maddesi gereği yapılan artırım ıslah olarak nitelenemez. Sigorta şirketi yönünden zararın tamamı için dava tarihi itibariyle temerrüdün oluştuğu da dikkate alınarak, tazminatın tamamı yönünden dava tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmedilmesi gerekir.
Trafik kazasından dolayı Davacı, geçici, kalıcı iş göremezlik, belgelenemeyen kaçınılmaz tedavi ve bakım giderine hak kazanabilir.
Y. 17. HD E: 2016/11202 K: 2018/11534 T. 29/11/2018
Davacı vekili, 02.11.2014 günü dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki ve dava dışı… adına kayıtlı … plakalı aracın karşıdan karşıya geçmekte olan müvekkili …’a çarptığını, kaza sonucunda müvekkilinin hayati tehlike derecesinde vücudunda kemik kırıkları oluşarak ağır yaralandığını, kaza tarihinde 14 yaşında olan müvekkilinin öğrenci olduğunu, hastanede uzun süre tedavi gördüğünü, kazada dava dışı sürücünün kusurlu olduğunu beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 100,00
TL geçici, 100,00 TL kalıcı iş göremezlik, 100,00 TL tedavi ve bakım gideri olmak üzere toplam 300,00 TL maddi tazminatın … limiti aşılmamak ve temerrüt tarihinden işletilecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın ve ek davanın kabulü ile 819,34 TL geçici iş göremezlik tazninatı, 1.040,85 TL bakıcı gideri, 900,00 TL belgelendirilemeyen kaçınılmaz tedavi gideri ve 108.991,03 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 111.751,22 TL’nın; dava dilekçesindeki 300,00 TL’na dava tarihi olan 09.02.2015, 111.451,22 TL’na ise ek dava tarihi olan 20.01.2016 tarihinden işleyecek yıllık %9 ve ileride değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin  kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davasıdır. Davacı taraf, maddi tazminat davasını belirsiz alacak davası olarak açmış ve zararın belirlenmesinden sonra artırım dilekçesiyle talebini yükseltmiş; dava dilekçesinde de maddi tazminatın temerrüt tarihinden işletilecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Mahkemece, dava dilekçesinde talep edilen miktara dava tarihinden; sonradan  artırılan bölüme ise ek dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın temeli, haksız eyleme dayanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Haksız fiil faili olan sürücünün eylemi sonucu oluşan zararla ilgili, araç işleteninin sorumluluğunu teminat altına alan trafik sigortacısı bakımından ise, 2918 sayılı …’nun 99/1. maddesi ile … Genel Şartları’nın B.2. maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalı sigortacının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davacı tarafın, davadan önce başvurusunun bulunmadığı durumda ise, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir.
Bu durumda mahkemece; maddi tazminat istemi yönünden davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı; zararın belirli hale gelmesinden sonra, 6100 sayılı HMK’nun 107/2. maddesi gereği yapılan artırımın ıslah olarak nitelenemeyeceği; … şirketi yönünden zararın tamamı için dava tarihi itibariyle temerrüdün oluştuğu da dikkate alınarak, tazminatın tamamı yönünden dava tarihinden temerrüt faizine hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisi bozma nedeni ise de; bu yanılgların giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nun 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ
Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının 1’inci paragrafındaki “..toplam 111.751,22 TL’nın; dava dilekçesindeki 300,00
TL’na dava tarihi olan 09.02.2015, 111.451,22 TL’na ise ek dava tarihi olan 20.01.2016 tarihinden” ibaresinin hükümden çıkarılmasına, yerine hüküm fıkrasının 1’inci paragrafının; “Davanın ve ek davanın kabulü ile 819,34 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 1.040,85 TL iyileşme dönemindeki bakıcı gideri, 900,00 TL belgelendirilemeyen (kaçınılmaz) tedavi gideri ve 108.991,03 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 111.751,22 TL’nın; dava tarihi olan 09.02.2015 tarihinden işleyecek yıllık %9 ve ileride değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine” yazılmasına, hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 29/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz