Tem 17, 2019
1713 Görüntüleme

Mirasın Reddi, Mirasın Hükmen Reddi, Mirasın Reddi Def’i

Yazan
banner

MİRASIN HÜKMEN REDDİ
ÖZET: Mirasın hükmen reddi bir süreye tabi olmayıp ayrı bir dava ile talep edilebileceği gibi mirasçılara karşı açılacak olan davada def’i olarak da ileri sürülebilir. *
Y. 21. HD E. 2016/20396 K: 2018/783 T.06/02/2018
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davalı … Tur. ve Tic. A.Ş.’nin tüm, davalı gerçek kişilerin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, sigortalının iş kazası sonucunda vefatı nedeniyle yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacı çocuğun maddi tazminat isteminin reddine, davacı eşin maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, her iki davacının manevi tazminat istemlerinin kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından servis aracında yolcu olarak bulunan davacılar murisinin kazanın meydana gelişinde bir kusurunun bulunmadığı, müteveffa …’in mirasçıları tarafından adı geçenin mirasının borca batık olduğu iddiasına dayanarak açılan … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/462 Esas sayılı dosyasında terekenin borca batık olduğuna ve bu nedenle mirasın hükmen reddine karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, müteveffa …mirasçıları tarafından …’un mirasının borca batık olduğunun ileri sürüldüğü, davalı olarak gösterilen …’in kaza olayından çok önce 1981 yılında öldüğü görülmektedir.
3-Uyuşmazlık öncelikle, mirasın reddine ilişkin yasal hükümlerin somut olayda uygulanıp uygulanamayacağı noktasındadır. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 605. maddesi olup mirasın reddine ilişkin hükümleri düzenlemiştir. Söz konusu maddenin 1. fıkrası “Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler.” hükmünü içermekte olup kayıtsız şartsız redde (hakiki redde) ilişkindir.
2. Fıkrası ise “Ölümü halinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” hükmüne
amirdir. Terekenin borca batık olduğunun tespiti müstakil bir davayla istenebileceği gibi açılmış bir davada da savunulabilir.
Somut olayda, müteveffa … mirasçılarının adı geçenin mirasının borca batık olduğu iddiasına dayanarak açtıkları … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/462 Esas sayılı dosyasında terekenin borca batık olduğuna ve bu nedenle mirasın hükmen reddine karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşıldığından …mirasçısı olan davalıların tazminattan sorumlu olmayacakları gözetilerek bunlar hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu yönün göz ardı edilerek eksik inceleme ve araştırma ile hüküm altına alınan tazminatlardan sorumlu tutulmaları isabetsiz olmuştur.
4-… ve …vekili tarafından ileri sürülen mirasın hükmen reddedilmiş sayılması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarına gelince:
4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 605. maddesinin 2. Fıkrası “Ölümü halinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” hükmüne amirdir. Bu hüküm bir karinedir. Mirasın hükmen reddi bir süreye tabi olmayıp, mirasçılar, alacaklılara karşı açacakları tespit davası ile terekenin borca batık olduğunun tespitini her zaman isteyebilecekleri gibi, mirasçılara karşı açılacak davada defi olarak da her zaman terekenin borca batık olduğu ileri sürülebilirler.
Eldeki temyiz incelemesine konu dosyada, davalı def’i yolunu tercih etmiştir. Açılan bu davada miras bırakanın ödemeden aciz olduğunu dile
getirilmiştir. İşte bu halde mirasın reddedilmiş olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle de… ve …tarafından davaya karşı ileri sürülen terekenin borca batık olduğuna ilişkin bu savunmanın hadise (ön sorun) şeklinde incelenip karara bağlanması gereklidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.04.2008 tarih, 2008/332 Esas ve 2008/336 karar sayılı kararı da bu doğrultudadır.
Yapılacak iş; miras bırakan …’ın ölüm tarihi itibarıyla borç miktarını tespit etmek, aynı tarih itibarıyla taşınır ve taşınmaz malvarlığını, varsa
hak ve alacaklarını, tarafların bu hususta gösterecekleri delilleri toplamak suretiyle saptamak, miras bırakanın borcundan dolayı mirasçılar
aleyhinde yürütülen takiplere ilişkin varsa icra dosyalarını getirtmek, davalıların TMK’nın 610/2. maddesine göre mirası kabul anlamına gelen davranışları bulunup bulunmadığını tespit etmek, mirasın hükmen reddine engel teşkil eden Türk Medeni Kanunu’nun 610/2. maddesinde sözü edilen tereke mallarını kendisine mal edinme durumunun gerçekleşip gerçekleşmediğini incelenmek, miras bırakan adına kayıtlı taşınmazlar da dikkate alınarak terekenin aktif değerinin pasifini karşılayıp karşılamadığını araştırıp belirlemek ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre … mirasçıları olan davalılar …ve …’a yönelik dava ile ilgili karar vermekten ibarettir. Hal böyle olunca da anılan davalıların mirasın borca batık olduğuna ilişkin savunmaları araştırılmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile tazminattan sorumlu tutulmaları doğru olmamıştır.
5-Taraf ehliyeti dava şartlarından olup, kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece re’sen gözetilmesi zorunludur.
Dava dilekçesinde ve gerekçeli karar başlığında davalı olarak gösterilen …’in kazadan önce 1981 yılında vefat ettiğinin anlaşılmasına karşın bu hukuki durum değerlendirilmeksizin …’in hüküm altına alınan tazminatlardan diğer davalılarla birlikte sorumlu tutulması hatalı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde temyiz eden gerçek kişi davalılar vekillerinin bu yönleri amaç- layan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

miras hukuku mirasın reddi  miras ret defi  mirası borç ret mirasın reddi zamanı mirasın hükmen reddi

Ankara avukatı olunması nedeniyle Türk Patent’in kararlarına karşı davalar, marka hükümsüzlüğü davaları, patent davaları, tasarım davaları, Türk Patent’in Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’na(YİDK) karşı davaların yanında marka vekili olunması itibarıyla Türk Patent Markalar Dairesi kararlarına karşı itirazlar, haksız rekabet davaları, alan adı davaları ve tahkimleri ağırlıklı olarak çalışma alanlarımızdır.


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz