Marka tescilinden itibaren beş yılın dolmasından birkaç gün sonra açılan hükümsüzlük davası nedeniyle marka hükümsüzlüğü talebinin reddedildiği görülmektedir. Dolayısıyla marka avukatları marka hükümsüzlüğü davaları açarken marka tescilinden itibaren beş yıllık sürenin geçip geçmediğine dikkat etmelidirler.
Marka tescilinden itibaren beş yılın dolmasından birkaç gün sonra açılan hükümsüzlük davası nedeniyle marka hükümsüzlüğü talebinin reddedildiği görülmektedir. Dolayısıyla marka avukatları marka hükümsüzlüğü davaları açarken marka tescilinden itibaren beş yıllık sürenin geçip geçmediğine dikkat etmelidirler. Eğer beş yıllık süre geçmişse marka sahibinin marka başvurusunu kötü niyetle yaptığı hususunda inandırıcı, sağlam temellere dayanan bir iddia dava dilekçesinde detaylı bir şekilde değerlendirilmelidir. Aksi durumda marka hükümsüzlüğü davasında tescilden sonraki 5 yıllık süreden bir gün bile alınmışsa aşağıdaki davada olduğu gibi davanın reddi sonucunun alınması kaçınılmaz olacaktır.
Marka iptali davasının hangi sürede açılması gerektiği konusunda Sınai Mülkiyet Kanunu’nda(SMK) açık bir hüküm yoktur. Marka hükümsüzlüğü davaları açısından ise SMK m. 25/6; marka sahibinin sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği halde bu duruma 5 yıl boyunca sessiz kalması durumunda marka tescili kötü niyetli olmadıkça markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremeyeceğini, öngörmektedir.
Burada bahsedilen aslında marka hükümsüzlüğünde hak düşürücü süredir. Bu madde sadece tescilli markaya dayanarak açılacak davalar için geçerlidir. Örneğin ahlaka aykırılık, kamu düzenine aykırılık gibi nedenlerle açılacak marka hükümsüzlüğü davalar için bir zamanaşımı veya hak düşürücü süre öngörülmemiştir.
Yargıtay uygulamasında mutlak tescil engeli, nispi tescil engeli ayrımı yapılmamakta ve marka hükümsüzlüğü davlarında 5 yıllık süre tüm markalar için uygulanmaktadır.
Ancak 5 yıllık sürenin mutlak tescil engellerine dayanan marka hükümsüzlüğü davaları ve iptal davaları için uygulanması doktrinde doğru görülmemektedir.
Aşağıdaki kararda marka tescilinden itibaren beş yılın dolmasından birkaç gün sonra açılan hükümsüzlük davası nedeniyle marka hükümsüzlüğü talebinin reddedildiği görülmektedir. Dolayısıyla marka avukatları marka hükümsüzlüğü davaları açarken marka tescilinden itibaren beş yıllık sürenin geçip geçmediğine dikkat etmelidirler. Eğer beş yıllık süre geçmişse marka sahibinin marka başvurusunu kötü niyetle yaptığı hususunda inandırıcı, sağlam temellere dayanan bir iddia dava dilekçesinde detaylı bir şekilde değerlendirilmelidir. Aksi durumda marka hükümsüzlüğü davasında tescilden sonraki 5 yıllık süreden bir gün bile alınmışsa aşağıdaki davada olduğu gibi davanın reddi sonucunun alınması kaçınılmaz olacaktır.
YARGITAY 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4865 KARAR NO : 2014/9344
Taraflar arasında görülen davada Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 04/09/2012 gün ve 2010/408-2012/487 sayılı kararı onayan Daire’nin 16/12/2013 gün ve 2013/5083-2013/22964 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin çay, kahve, kakao gibi keyif verici maddelerin ticareti ile uzun zamandır uğraştığını, ilk marka tescilinin 1998 yılında yapıldığını, müvekkiline ait ”İstikan” ibareli markalarının 913491 uluslararası tescil nosu ile birçok ülkede tescilli tanınmış bir marka olduğunu, davalı adına kayıtlı ”Luxs Estikhan” markasının müvekkiline ait markalar ile iltibas yaratma tehlikesinin bulunduğunu, davalının kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, davaya konu 2004/19476 nolu ”Luxs Estikhan” markasının hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu markanın tescil tarihinden itibaren dava tarihine kadar 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği ve davalının kötü niyetli olduğunun da kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine karar Dairemizin 16.12.2013 günlü ilamıyla onanmıştır.
Davacı vekili bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, alınması gereken 52,40 TL karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK’nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca, takdiren 228,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 20/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
https://fikrimulkiyet.com/markanin-hukumsuzlugu-davalarinda-zamanasimi-hususunun-degerlendirilmesi/
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/372716
Marka Marka Marka Hukuku Marka Hukuku marka hükümsüzlüğü marka hükümsüzlüğü marka hükümsüzlük marka hükümsüzlük marka hükümsüzlük hak düşürücü süre marka hükümsüzlük hak düşürücü süre marka hükümsüzlük zaman aşımı marka hükümsüzlük zaman aşımı marka iltibas marka iltibas marka tecavüzü marka tecavüzü marka tescili marka tescili marka YİDK marka YİDK türk patent dava türk patent dava yidk dava yidk dava yidk kararının iptali yidk kararının iptali marka ankara avukat marka ankara avukat marka avukatı marka avukatı marka dava ankara marka dava ankara marka hukuku marka hukuku