SMK m. 27/6’ya göre marka ile alakalı kükümsüzlük kararının kesinleşmesinden sonra mahkeme, bu kararı Kuruma resen gönderir.
SMK m. 27/7’ye göre ise; Hükümsüzlük veya iptal kararının kesinleşmesinden sonra marka sicilden terkin edilir ve durum Bültende yayımlanır.
Önceden mahkemeler kuruma hükümsüzlük kararlarını göndermedikleri için davacı avukatları takip ederlerse kendileri kuruma kesinleşmiş mahkeme kararını sunarak markanın sicilden terkinini sağlayabiliyorlardı. Halbuki SMK’deki yeni düzenleme ile taraf vekilleri uğraşmadan veya takip etmeden doğrudan mahkeme hükümsüzlük kararını kuruma göndermektedir.
Davacı vekili hükümsüz kılınmaya ilişkin kararın gönderilip gönderilmediğini ve Türkpatent tarafından terkin işleminin yapılıp yapılmadığını takip etmek durumundaysa da önceki düzenlemeye göre hükümsüzlük kararının gereğini yerine getirme çok daha hızlanmış ve çok daha pratikleşmiştir.
Uygulamada dava dilekçelerinde “hükümsüzlüğü” talebinin yanına “terkini” de eklenmekte ve mahkemeler de hükümsüzlük ile terkin yönünde karar vermektedir.
Kanuna göre mahkeme hükümsüzlük kararı verir ve de bu kararın gereği olarak Türkpatent markayı sicilden terkin eder. Yani “terkin” ibaresi dava dilekçesinde yazılsın veya yazılmasın ya da mahkeme kararında terkin denilmeden sadece hükümsüzlük denilmesinin bir önemi ve etkisi yoktur. Dava dilekçelerinde ve kararlarda bu husus çık karıştırılmakta marka sicili yerine “ticaret sicili” denilmekte, ya da dava dilekçesinde marka hükümsüzlüğü davasında “tasarım sicilinden terkin” denilmekte veya birçok kararda özellikle Anadolu’da sadece hükümsüzlük denilmektedir.
Tereddütü önlemek için “sicilden terkin”in de talep edilmesi faydalıysa da bu talep edilmediğinde de hükümsüzlük kararının gereği olarak markanın sicilden terkin edileceği açıktır.