Oca 23, 2020
483 Görüntüleme

Coğrafi Yer Adını İçeren Markalar Arasında Karışıklık

Yazan
banner

Markalardaki coğrafi yer adına ilişkin tanımlayıcı unsurların karıştırma ihtimalinin araştırılmasında dikkate alınmayacağı kabul edilmektedir. Buna karşılık bir yer adı markanın kapsamındaki emtia ile alakası olmayan bir nitelikteyse ve kullanım yoluyla ayırt edici hale gelmişse bu durumda coğrafi ismin tasviri işaret olarak kabulü ve coğrafi yer ismini içeren markanın da zayıf marka olarak kabulü mümkün olmayacaktır. Örneğin Niğde gazozuyla meşhur bir yer değildir bu nedenle Niğde gazozu yer ismini içermesine rağmen marka sahibinin emeği ile belli bir işletme ile özdeşleşmiştir.

Benzer şekilde TEKİRDAĞ rakılar için ayırt edici değildir, çünkü rakı açısından Tekirdağ rakının üretildiği yere işaret etmektedir. Başlangıçta ayırt ediciliği olmayan bu ibare zamanla Tekirdağ Rakısı markasının kullanımıyla tek bir mala ve tek bir teşebbüse işaret eder olmuştur.

Tekirdağ kelimesi rakı açısından tasviri olduğu için yine başkaları tarafından coğrafi yer bildiren tasviri bir unsur olarak kullanımı yasaklanmamalıdır. Lakin kendisine böyle bir ibare seçen tacir normalde benzerlik, karışıklık yaratan benzerlerinin de kullanımına katlanmak durumundadır. Ancak burada esaslı unsur tali unsur ayrımı yapılmalıdır. Markadaki yeri ve önemi itibarıyla “Tekirdağ” yer bildiren tasviri bir unsur olarak kullanılırsa böyle bir durumda kullanımı engellenmemelidir.

Dolayısıyla burada esaslı unsur tali unsur ayrımı yapılmalı, coğrafi yer ismi ile satılan mal veya verilen hizmet arasında bağlantı olup olmadığı değerlendirilmeli ve önceki markaların sonradan kullanım yoluyla elde ettiği ayırt edicilik de dikkate alınmalıdır.

Sultanahmet Köftesiyle ilgili verdiği bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; bir coğrafi yer isminin ayırt ediciliğinin zayıf olarak kabul edilebilmesi için markanın kullanılacağı emtianın o alana özgü ve yöresel olması gerekmektedir, dava konusu markaları incelediğimizde MERCAN SULTANAHMET KÖFTECİSİ markasının davacının MEŞHUR SULTANAHMET HALK KÖFTECİSİ markasıyla karıştırma ihtimaline yol açtığı kanaatine varılmıştır(Prof. Dr. Hamdi Yasaman, Marka Hukuku ile İlgili Bilirkişi Raporları C. II S.484-486).

Yasaman Mudurnu/Mupi Mudurnu Pilici hakkında verdiği mütalaada; MUDURNU markasıyla tescil başvurusunda bulunulan Mupi Mudurnu Pilici markaları arasında açık benzerlik bulunmaktadır. Karıştırılmada Yargıtay’ın esas aldığı ölçüt, ortalama tüketicinin arzu ettiği mal yerine benzerliği nedeniyle yanılarak başka bir malı alması olarak tanımlanmaktadır. Buna göre tüketici malde ve kökende yanılmaktadır. Bağlantı kurma ihtimali de karıştırma ihtimaline dahildir. Ortalama tüketici benzerliği iki işletme arasındaki ekonomik bağa veya iki ürünün de aynı üretici tarafından üretilmesine yoruyorsa yine karıştırma ihtimali vardır. Bu hususlar bütün olarak ele alındığında başvurusu gerçekleştirilen markanın MUDURNU markası ile benzer nitelikte olduğu, kanaatine varmıştır(Prof. Dr. Hamdi Yasaman Marka Hukukuyla İlgili Bilirkişi Raporları, Hukuki Mütalaalar, C.III S. 135-142, Mudurnu makası konusundaki mütalaa).


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz