Oca 31, 2020
439 Görüntüleme

THOMASVILLE KARARI, ÖNCELİK HAKKININ İŞTİGAL ALANIYLA SINIRLI OLMASI

Yazan
banner

Markada kazanılmış hak, öncelik hakkı markanın önceden kullanıldığı mal ve hizmetlere göre belirlenir.

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2006/2665 K. 2007/6190 T. 24.4.2007

Davacı vekili, müvekkilinin Amerika’da sandalye üretmek için kurulmuş bir mobilya şirketi iken kısa zamanda gelişerek ürettiği mobilyaların özgün tarzı ile tüm dünyada sektörün tartışmasız lideri olduğunu, Türkiye’de ise müvekkili markası ile mobilyaların 1996 yılında satılmaya başlandığını, 2001 yılında Fatih Kral mobilya ile mümessillik sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin “THOMASVİLLE” markasını bir çok ülkede tescil ettirdiğini, davalının bu marka ile adına tescil yaptırmasının 556 s.K.H.K.nin 8/III maddesine göre haksız olduğunu, davalının başka firmalara dair marka tescil başvuruları da bulunmasının iyiniyetli olmadığını gösterdiğini ileri sürerek, davalının markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacının markasının hangi sınıflarda tescilli olduğunun bilinmediğini, tanınmış marka olmadığını, kötüniyetleri bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve dosyadaki belgelere göre,

  • Davacının ticaret ünvanında belirtilen ibare ile faaliyet gösterdiğinin vekaletnamesinden ve apostil şerhinden anlaşıldığı,
  • Türkiye piyasasına davalının tescilinden önce Fatih Kral mobilya yoluyla girdiği, anılan markanın Türkiye’de davacı adına tescili yok ise de, piyasada davalının tescilinden önce kullanılmış olduğu,
  • Paris Sözleşmesinin 8.maddesi ve T.T.K’nın 57/5.maddesi gereğince korunması gerektiği,
  • Davalının markayı 20, 21 ve 35.sınıflarda tescil ettirmiş ise de, kapsadığı emtialar ve hizmet sınıfı nazara alındığında, davacının faaliyet alanı ile çakıştığı ve yalnızca 20.sınıfta markanın iptali halinde üstün hak sahibi davacının markasının kullanımına yine engel olabileceği,
  • Ticari faaliyet itibariyle davalının, davacının markasından haberdar olması gerektiği, suni deri kimyasalları, ham maddeleri konusunda ticari faaliyet göstermesi gerektiği halde, mobilya gibi faaliyet alanı kapsamında olmayan bir alanda tanınan bir markayı adına tescil ettiren davalının iyiniyetli kabul edilemeyeceğii

gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davacı şirketin ünvanında yer alan “THOMASVİLLE” ibaresini Marka Tescil Başvurularına Ait Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğin eki olan listede 20.sınıfta yer alan emtialardan mobilya emtiası alanında kullanmakta olup, iştigal sahasının da mobilya üretimi üzerine olduğunun belirlenmiş bulunmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve 20.sınıf emtialar yönünden markasının iptaline yönelik sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

Dava, davacının Türkiye dışında pek çok ülkede marka tescili bulunan ve aynı zamanda ticaret ünvanında da yer alan “THOMASVİLLE” ibaresinin davalı adına marka olarak tescil edilmesi sebebiyle hükümsüzlük istemine ilişkindir.

Davacı şirketin anılan ibare ile 1904 yılından itibaren mobilya sektöründe faaliyette bulunduğu, 1981 yılında Amerika’da ve 1993 yılından itibaren de dünyanın çeşitli ülkelerinde 20. sınıfta anılan ibarenin davacı adına marka olarak tescilinin bulunduğu, Türkiye ‘de davacı adına marka tescili yok ise de, 1996 yılından itibaren bu markayı taşıyan mobilyaların Türkiye’de de satışa sunulmuş olduğu dosyaya sunulan belgeler ile sabittir.

  • Davacının “THOMASVİLLE” ibaresindeki öncelik hakkı iştigal alanı ile sınırlıdır,
  • Davalının anılan markayı tescil ettirdiği 21 ve 35 numaralı sınıflardaki emtia ve hizmetler yönünden davacının iştigal alanında bulunan işler ile benzerlik bulunması halinde o emtia veya hizmete yönelik olarak davacının korunmaya değer öncelik hakkı bulunup bunun dışında kalan emtia ve hizmetler yönünden davacının iştigal sahası itibariyle davalıya karşı korunan üstün hakkının bulunduğundan bahsedilemez,
  • O halde mahkemenin 21 ve 35.sınıflara yönelik olarak davalının davacının markasını kullanmasına engel olacağı şeklindeki gerekçesi yerinde olmayıp, mahkemece 21 ve 35. sınıflarda davacının iştigal alanına benzer emtia veya hizmet varsa salt bunların çıkartılması suretiyle kısmi iptale karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde markanın anılan sınıflarda da bütünüyle iptaline karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Markalar Arasındaki Mal ve Hizmet Benzerliği Değerlendirmesi 5875

Markada Kazanılmış Hakkın Şartları; NAMLI Kararı 968

Marka Kazanılmış Hak

Gerçek Hak Sahipliğinin Şartı; Ayırt Edicilik Kazandırma, Ciddi Kullanım 157


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz