Şub 25, 2020
2131 Görüntüleme

Renk Markalarına Tecavüz veya Karışıklık Yaratma; Milka ve Shell Örneği

Yazan
banner

Renk markalarına dayalı olarak açılan tecavüz davalarında karıştırma yoluyla tecavüzün olmadığı incelenirken dayanılan markaların ayırt edicilik gücü ile tüketicilerin her iki tarafa ait markaları nasıl algılandıkları incelenir.

Milka’nın mor rengini Alpella’nın kullanmasıyla alakalı uyuşmazlıkta; her ne kadar davalı tarafça, marka ve ambalajda kullanılan mor zemin rengi benzer olsa da, bu rengin tek başına bir markasal ayırt ediciliğinin olmadığı, genel kompozisyon itibariyle marka – ambalaj görsellerinin farklı olduğu, taraf markaları ve kullanımında kelime unsurları açısından hiçbir benzerliğin olmadığı, renk unsurunun davacının “ALPELLA” markasının kelime unsurundan bağımsız olarak tek başına ayırt edici vasfı haiz olmadığı, mor rengin, 30. sınıftaki “çikolata, gofret” emtiası bakımından doğrudan davacı firmayı ve onun ürün/markalarını akla getirmediği, marka ile üründeki kelime ve şekil unsurlarının bütünsel yerleşimi ve genel kompozisyonu bakımından ise iltibasa yol açacak her hangi bir benzerlik olmadığı, davalı kullanımında ve davacı markasında, “çikolatalı gofret” emtiasını belirten ve bizzat bu ürünü temsil eden “çikolatalı gofret şekli” ortak unsur olarak yer almışsa da bu tarz görsellerin kimsenin tekeline verilemeyecek tali, tanımlayıcı unsurlar olduğu, davalı kullanımında yer alan ikinci zemin rengi olan fıstık yeşili renginin kullanılmasının davacı kullanımından farklılık yaratttığı ve böylece Alpella’nın 55/1-a-(4) maddesinde tanımlanan haksız rekabet halinin oluşmasının engellendiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir, yönündeki hüküm onanmıştır(YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2017/3812 K. 2019/1021 T. 11.2.2019).

Yargıtay Shell’in sarı/kırmızı renkerliyle alakalı verdiği kararı onamıştır; karşılaştırıldığında davacının markasında ön plana çıkan husus sarı ve kırmızı renkleridir, davalı markasında da, baskın karakter olarak sarı kırmızı renklerine ağırlık verildiği, her iki markaya bakan tüketicinin algısına göre renklerin ve sıralanış şeklinin önem arzettiği, davacının markasındaki geçen kelimelerin ayırt ediciliği düşük olduğundan davacı ve davalı markaları ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu, davacı tarafın markalarının 04. sınıfta yer alan emtialarda davalı taraftan önce tescil edildiği, her iki markanın kullanıldığı sınıflar arasında yapılan incelemede amaçlarının benzer olduğu, kullanıcılarının aynı olduğu, satış noktalarının aynı olması ve aynı raflarda sergilenme ihtimali bulunması göz önüne alındığında, aynı tüketici kitlesine hitap ettikleri bu sebeple çağrıştırma ve bağlantı kurma suretiyle tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimalinin olduğu, davacının markası ayırt edicilik özelliği, tanıtım faaliyetleri, markanın bilinirlik düzeyi, kullanıldığı süre, tescillerinin kapsadığı coğrafi alan, markanın parasal değeri, firmanın büyüklüğü, çalışan sayısı, cirosu değerlendirildiğinde, davalının marka tescilinin yapıldığı tarih itibariyle tanınmış marka niteliğinde bulunduğu, davalının tescili haksız bir yarar sağlamak veya markanın itibarına zarar verme yada markanın ayırt edici karakterini zedeleme ihtimalinin olduğu, davacı markasının yüksek tanınmış seviyesi dikkate alındığında “shell” markasında ve istasyonlarında kullanılan sarı kırmızı şekil markasının varlığından davalının haberi olmamasının mümkün olmadığı, bu sebeple davalının tescili kötü niyetli kabul edileceği gerekçesiyle davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmiştir(YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2015/10666
K. 2016/4694 T. 27.4.2016).

Bunun gibi Parliament, Malboro, Coca Cola, Red Bull gibi birçok marka renkleriyle müşterilerin aklında yer etmiştir. Renklerin belli bir bilinirliği ve tanınırlığı olmasının marka vekilleri ve marka avukatları tarafından davalarda, Türk Patent’e yapılan itirazlarda özellikle Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu(YİDK) nezdinde ortaya konulması çok önemlidir.


https://www.seckin.com.tr/kitap/973918465

ECE AJANDASI Renk Markalarında İltibas

Renk Markalarının Tescili ABD, AB ve Türkiye’deki Uygulama


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz