Mar 12, 2020
1662 Görüntüleme

Marka İhlali ve Haksız Rekabet Görevli Mahkeme

Yazan

Marka, patent, tasarım ihlali davalarında Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri görevlidir. Haksız rekabete ilişkin davalarda ise Asliye Ticaret Mahkemeleri görevlidir. Hem haksız rekabet hem de markaya, patente, tasarıma ilişkin olan davalar Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri’nde görülür.

banner

Marka hakkına tecavüz nedeniyle tescilli marka hakkı sahibinin açacağı davalarda görevli mahkeme Sınai Mülkiyet Kanunu m. 156’da düzenlenmiştir. Buna göre marka hakkına tecavüz nedeniyle açılacak hukuk davlarında görevli mahkeme Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesidir.  Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri’nin olmadığı yerlerde görevli mahkeme üç asliye hukuk mahkemesi varsa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, 3’ten az Asliye Hukuk Mahkemesi varsa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Dava şehir merkezindeki mahkemede açılır, ilçelerde açılmaz. UYAP’tan markaya, patente, tasarıma dayanarak dava açarken sıkça yapılan bir hata da fikri sınai haklar hukuk mahkemesinin olmadığı illerde asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğunu düşünerek asliye hukuk mahkemesinin seçilmesidir. Böyle bir durumda artık şansa iki asliye hukuk mahkemesi varsa birincisine üç asliye hukuk mahkemesi varsa üçüncüsüne düşerse dava sorun yok ancak yanlış mahkemeye düşerse bu durumda dava dilekçenizde yazılana bakmadan ve maddi bir hata olduğunu değerlendirmeden mahkemeler doğrudan görevsizlik vermektedirler. Bu nedenle fikri ve sınai haklar hukuk mahkemelerinin olmadığı yerlerde de asliye hukuk mahkemeleri marka, patent, tasarım davalarına “fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi sıfatıyla” baktıklarından “fikri sınai haklar hukuk mahkemeleri”nin görevli olarak UYAP’tan seçilmesi gerekmektedir.

TTK m.4 hangi davaların ticari dava olduğunu belirtmiştir. Böylece çözümü özel uzmanlık gerektiren ticari işlerden doğan davalar, ticaret mahkemelerinde görülecektir. TTK m. 4/I-1 uyarınca, TTK’da düzenlenmiş hususlardan doğan davalar, tarafların sıfatına, uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın, mutlak ticari dava olarak kabul edilmiştir. Haksız rekabet de TTK’da düzenlenmiş olduğundan, haksız rekabet nedeniyle açılacak olan maddi tazminat davası da mutlak ticari dava niteliğindedir.

Davacıların marka hakkına ve  markalarının itibarına tecavüz teşkil edip etmediği, tecavüz bulunduğunun tespiti halinde maddi ve manevi tazminatın tespiti ve taktirine ilişkin olması nedeniyle aralarında irtibat bulunan asıl dava, karşı dava ve birleşen davaların görevli ihtisas mahkemesi olan Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.

Davada taleplerden birisi marka hakkına dayanıyorsa temel olarak markanın niteliği “haksız rekabet” olarak nitelendirilmiş olsa bile görevli mahkeme  ihtisas mahkemesi olan Fikri ve Sınai Haklar Mahkemeleridir.

Dava temelinde haksız rekabete dayansa bile Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri’nin marka hakkına ilişkin geliştirdikleri ekspertiz, mahkemelerin bilirkişilerinin marka hukukuyla benzer haksız rekabet konusunda normal mahkemelere göre daha isabetli değerlendirmeler yapabilecek olmaları karşısında temelinde haksız rekabete dayanan davaların bile dava dilekçesinde gereken düzenlemelerin yapılarak Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri’nde görülmesini sağlamak davanın işleyişi açısından olumlu sonuçlar doğuracaktır.


YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2017/3473 K. 2019/2417 T. 28.3.2019

  • GÖREVLİ MAHKEME ( Marka Hakkına Tecavüzün Tespiti ile Tazminat İstemi – Mahkemece Asıl Dava Karşı Dava ve Birleşen Davalara Konu Uyuşmazlıkların Niteliği Ve Davalar Arasındaki Bağlantının Varlığı Nedeniyle Görevli İhtisas Mahkemesi Olan Fikri  Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi Olduğundan Davaların Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde Birlikte Görülmesi İçin
  • GÖREVSİZLİK KARARI: Asıl dava, davalının iletimini sağladığı TV kanallarında, internet sitesinde, twittter ve facebook hesaplarında ilan, beyan ve telkinlerinin kötüleme vb. suretlerle haksız rekabet teşkil etmesi nedeniyle haksız rekabetin tespiti ve hükmün ilanı, karşı dava; davacı yanın D-Smart Logolu Platformda davalı şirket kanallarını taşıma yükümlülüğü bulunduğunun tespiti ve birleşen dava ise marka hakkına tecavüzün tespiti ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl dava, karşı dava ve birleşen davalara konu uyuşmazlıkların niteliği ve davalar arasındaki bağlantının varlığı nedeniyle görevli ihtisas mahkemesi olan Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğundan davaların Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde birlikte görülmesi için görevsizlik kararı verilmesi gerekir. Açıklanan nedenle kararın bozulması gerekir .

Asıl dava, davalının iletimini sağladığı TV kanallarında, internet sitesinde, twittter ve facebook hesaplarında ilan, beyan ve telkinlerinin kötüleme vb. suretlerle haksız rekabet teşkil etmesi nedeniyle haksız rekabetin tespiti ve hükmün ilanı, karşı dava; davacı yanın D-Smart Logolu Platformda davalı şirket kanallarını taşıma yükümlülüğü bulunduğunun tespiti ve birleşen dava ise marka hakkına tecavüzün tespiti ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

Mahkemece, asıl dava, karşı dava ve birleşen davalara konu uyuşmazlıkların niteliği ve davalar arasındaki bağlantının varlığı nedeniyle görevli ihtisas mahkemesi olan Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğundan davaların Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde birlikte görülmesi için görevsizlik kararı verilmesi gerekir. Açıklanan nedenle kararın bozulması gerekir.

Asıl ve birleşen davada davacılar-karşı davada davalılar vekili, müvekkili Doğan TV Digital Platform İşletmeciliği A.Ş.’nin “D-Smart” markası ile 2007 yılından bu yana “ödemeli yayıncılık pazarında faaliyet gösteren uydu yayın platformlarından biri olduğunu, müvekkilinin platform üzerinden hizmetlerin verilebilmesi için çok sayıda firma ile sözleşmeler imzaladığını, bunlardan birinin de Sinema TV, Sinema TV2, Sinema TV Aile, Sinema TV 1001, Sinema TV HD, Sinema TV HD2 ve Sinema TV 1001 HD isimli televizyon kanallarının yayıncısı olan davalı Sinema Televizyon Yayıncılık ve Prodüksiyon A.Ş. olduğunu, müvekiller ile davalı arasında 01.01.2010 tarihli Sinema TV Uydu Dağıtım Sözleşmesi ve ek sözleşmeler imzalandığını, davalının televizyon kanallarının D-Smart dijital platform üzerinden yayınlanması hakkını 31.12.2013 tarihine kadar basit ruhsat şeklinde aldığını, sözleşmenin “süre” başlıklı maddesinde öngörülen şartlara uygun olarak davalıya noter kanalıyla gönderilen 03.04.2013 tarihli ihtarname ile sözleşmenin yenilenmeyip 31.12.2013 tarihi itibariyle feshedildiğinin bildirilmesinden sonra davalının iletimini sağladığı TV kanallarında, internet sitesinde, twittter ve facebook hesaplarında tüketicileri yanlış bilgilendiren ifadeler kullanarak, müvekkillerinin iş ve eylemlerini kötüleyerek haksız rekabet içine girdiğini, müvekkilinin ticari sır niteliğinde olan sinema TV paketine üye olan abone sayısının kamuoyuna gerçeğe aykırı olarak ifşa edildiğini, müvekkilinin keyfi hareket ettiği vurgusu yapıldığını, müvekkilinin Sinema TV abonelerine el koymayı hedeflediğini, abonelerin müvekkili aleyhine topluca hareket etmeleri yönünde telkinde bulunduğunu, davalının 6102 Sayılı TTK’nın 54 ve 55. maddelerinde düzenlendiği şekilde kötüleme vb. suretlerle haksız rekabet teşkil edecek eylemlerde bulunduğunu ileri sürerek, davalının fiilinin haksız rekabet olduğunun tespitine ve hükmün ilanına karar verilmesini talep etmiş, karşı davanın reddini istemiş, birleşen davada, davalının iletimini sağladığı TV kanallarında, internet sitesinde, twittter ve facebook hesaplarında ve Sabah Gazetesi 19.12.2013 tarihli nüshasında yer alan ilanda müvekkillerinin marka hakkına ve markalarının itibarına tecavüz teşkil eder eylemlerde bulunduğunu, davalının söz konusu eylemlerinin önemli bir kısmının aynı zamanda müvekkilinin iş ve işletmesini hedef aldığını, haksız rekabet teşkil ettiğini, müvekkilinin markasının itibarını zedeleyici ilanlar verdiğini, 556 Sayılı KHK’nın 9. ve 68. maddeleri uyarınca markaya tecavüz halinin değerlendirilmesi gerektiğini, D-Smart marka itibarının zedelenmesi, marka üzerinden işletme değerine zarar verilmiş olmasından dolayı tecavüzün men ve ref’i ile şimdilik 10.000 TL itibar tazminatı/manevi tazminat ve 90.000 TL maddi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

Davalı-karşı davacı vekili, asıl ve birleşen davanın reddini istemiş, karşı davada, davacıların sahibi oldukları D-Smart platformunda, müvekkilinin sahibi olduğu kanalları taşımakla yükümlü olduklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece, bozma ilamına uyularak, taraflar arasında Uydu Dağıtım Sözleşmeleri ve ek sözleşmelerin 31/12/2013 tarihinden geçerli olmak üzere ve sözleşmede yer alan fesih hükümlerine uygun olarak sonlandırıldığı, sözleşmenin sonlandırılmasının hemen öncesinde ve sonrası davalının D Smart platformu üzerinden yayın yapan kanallarında, resmi internet sitesinde ve resmi sosyal medya hesaplarında yazılan ve yayınlanan ifadelerin 6102 Sayılı TTK’nın 55/1-a-1 maddesinde tanımlanan, başkalarının faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötüleme kapsamında olduğu, davalı-karşı davacının mevcut ifadelerin yasal sınırlar içinde bilgilendirme amaçlı olduğu savunmalarının yerinde olmadığı, mevcut ifadelerin bilgilendirme sınırını aştığı ve yasada tanımlanan haksız rekabeti oluşturduğu, karşı dava yönünden davalının TEKEL niteliğinde hizmet sunmadığı, yasal mevzuat hükümleri, RTÜK, Rekabet Kurulu Başkanlığı, BTK’dan gelen yazı cevaplarına göre, karşı davacı medya hizmet sağlayıcısının, davacıya ait platforumunda taşınmasına ilişkin talebin tespit davası konusu edilemeyeceği, mahkemenin bu konuda görevli olmadığı, yasal düzenlemeler doğrultusunda ve HMK’da düzenlenen tespit davası koşullarının bulunmadığı, karşı davanın konusunu teşkil eden hususta karar verme yetki ve görevinin ancak RTÜK’e ait olabileceği, uydu platform işletmeciliği faaliyetinin RTÜK ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu düzenlemeleri çerçevesinde yürütülen bir faaliyet olduğu, birleşen dava yönünden uyuşmazlığın marka haklarına tecavüz olmayıp, ilan yoluyla haksız rekabete ilişkin olduğu, bu kapsamda Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin görevli olmadığı tespiti karşısında asıl dava kapsamında haksız rekabetin varlığının tespit ve önlenmesine karar verildiği, olay tek ve hukuki nitelendirmesi hakime ait olmakla birleşen dava yönünden aynı hususta, tek eylem karşısında ( objektif dava birleşmesinden söz edilemeyeceğinden ) haksız rekabetin varlığının tespit ve önlenmesi yönünden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, işbu birleşen davada, davacılar 10.000 TL itibar/manevi tazminat ve 90.000 TL maddi tazminata hükmedilmesini talep etmiş olduklarından, maddi ve manevi tazminat taleplerinin marka hakkına tecavüz eylemine bağlı olarak talep edilmiş olmasına göre haksız rekabet olarak nitelendirilen eyleme bağlı olarak maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulmadığına, bu talepleri TTK’nın 56/ ( 1 )-d ve e maddelerine dayalı talepler olarak değerlendirildiğinde, davacı yanın mevcut olay sebebiyle haksız tecavüze uğradığı sabit ise de maddi zararın doğduğu sabit olmadığı, haksız tecavüz yüzünden zarar gören kişi TBK’nın 58. maddesinde gösterilen şartlar mevcut ise manevi tazminat verilmesini isteyebileceği, yollama yapılan bu madde uyarınca manevi tazminat için hukuka aykırılığın varlığı yeterli olup, ayrıca özel bir kast veya ağırlığın şart olmadığı, ancak olayın mahiyetine, boyutlarına ve itibar tazminatı istenmiş olmasına göre, davacının markasıyla ilgili itibar tazminatı koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, davalı eylemlerinin TTK’nın 55/1-a-1 maddesi uyarınca haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine ve davalı yanın basın yayın organları internet ve twitter gibi araçlarla haksız rekabet niteliği taşıyan dava konusu edilen yayınlarının men’ine, hükmün ilanına, karşı davanın reddine, birleşen davada taraflar arasındaki uyuşmazlık haksız rekabet olarak nitelendirilerek bu konuda asıl davada karar verilmiş olmakla birleşen dava dosyasında yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, birleşen dosyada davacı yanın koşulları oluşmayan maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.

Asıl dava, davalının iletimini sağladığı TV kanallarında, internet sitesinde, twittter ve facebook hesaplarında ilan, beyan ve telkinlerinin 6102 Sayılı TTK’nın 54. ve 55. maddelerinde düzenlendiği şekilde kötüleme vb. suretlerle haksız rekabet teşkil etmesi nedeniyle haksız rekabetin tespiti ve hükmün ilanı, karşı dava; davacı yanın D-Smart Logolu Platformda davalı şirket kanallarını taşıma yükümlülüğü bulunduğunun tespiti ve birleşen dava ise marka hakkına tecavüzün tespiti ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere birleşen davada davacılar vekili, davalının iletimini sağladığı TV kanallarında, internet sitesinde, twittter ve facebook hesaplarında ve Sabah Gazetesi 19.12.2013 tarihli nüshasında yer alan ilanda müvekkillerinin marka hakkına ve markalarının itibarına tecavüz teşkil eder eylemlerde bulunduğunu, davalının söz konusu eylemlerinin önemli bir kısmının aynı zamanda müvekkilinin iş ve işletmesini hedef aldığını, haksız rekabet teşkil ettiğini, müvekkilinin markasının itibarını zedeleyici ilanlar verdiğini, 556 Sayılı KHK’nın 9. ve 68. maddeleri uyarınca markaya tecavüz halinin değerlendirilmesi gerektiğini, davalının ilan ve reklamlarında gerçeğe aykırı beyanlarda bulunduğunu, ilan ve reklamların asıl amacının yanıltıcı, incitici beyanda bulunmak olduğunu, ilan ve reklamlarda müvekkilinin markasının kullanım biçiminden değerini düşürme ve küçümseme amacı güdüldüğünün anlaşıldığını, KHK gereği tecavüz fillerinin men ve ref’inin istenmesi imkanının bulunduğunu ileri sürerek, müvekkilerince tespit edilen ve davaya konu yapılan tecavüzler ile müvekkil markasını haksız ve hukuka aykırı olarak izinsiz kullanılması yanında yanlış yanıltıcı ve incitici beyanlarla kötülemek suretiyle müvekkilinin D-SMART markası üzerindeki hakkına tecavüz etmesi, D-SMART marka itibarının zedelenmesi, marka üzerinden işletme değerine zarar verilmiş olmasından dolayı tecavüzün men ve ref’i ile maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

Bu durumda, birleşen davadaki uyuşmazlığın temel noktasının davalının iletimini sağladığı TV kanallarında, internet sitesinde, twittter ve facebook hesaplarında ve Sabah Gazetesi 19.12.2013 tarihli nüshasında yer alan ilanların davacıların marka hakkına ve “D-SMART” ibareli markalarının itibarına tecavüz teşkil edip etmediği, tecavüz bulunduğunun tespiti halinde maddi ve manevi tazminatın tespiti ve taktirine ilişkin olması nedeniyle aralarında irtibat bulunan asıl dava, karşı dava ve birleşen davaların görevli ihtisas mahkemesi olan Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. O halde mahkemece, asıl dava, karşı dava ve birleşen davalara konu uyuşmazlıkların niteliği ve davalar arasındaki bağlantının varlığı nedeniyle görevli ihtisas mahkemesi olan Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğundan davaların Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde birlikte görülmesi için görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde uyuşmazlığın esasına girilerek hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiş, asıl ve birleşen davalarda verilen kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.


Marka Tecavüzü Suçu, Yetkili ve Görevli Mahkeme 15855

Tasarım Davalarında Görev ve Yetki, Ceza Dosyasının Hukuk Dosyasına Etkisi

Marka Hükümsüzlüğü Davalarında Görev ve Yetki

Marka Hükümsüzlük, İptal, Tecavüz Davalarında Yetki

http://nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/43763.pdf

http://earsiv.medeniyet.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/123456789/423/S%C4%B1nai%20M%C3%BClkiyet%20Haklar%C4%B1n%C4%B1n%20Haks%C4%B1z%20Rekabet%20H%C3%BCk%C3%BCmleri%20%C3%87er%C3%A7evesinde%20Korunmas%C4%B1.pdf?sequence=1&isAllowed=y

https://dspace.ankara.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/20.500.12575/34016/%25C5%259Firin_g%25C3%25BCven_tez.pdf?sequence=1&isAllowed=y


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Comments to Marka İhlali ve Haksız Rekabet Görevli Mahkeme