Nis 16, 2020
1069 Görüntüleme

Marka Nedeniyle Ticaret Unvanının Terkini

Yazan
banner

Ticaret Unvanı TTK m. 39 ve devamında düzenlenmektedir. TTK m. 39/1’e göre; Her tacir, ticari işletmesine ilişkin işlemleri, ticaret unvanıyla yapmak ve işletmesiyle ilgili senetlerle diğer belgeleri bu unvan altında imzalamak zorundadır.

TTK m. 52’ye göre; Ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebilir.

Eski mülga markaların korunması hakkındaki KHK sisteminde markasal olarak kullanılmadığı sürece unvan ile markanın bir arada bulunabileceği kabul edilmekte ve unvan için markasal kullanım şartı aranmaktaydı. SMK m. 7/3-e ile marka nedeniyle sonradan tescil edilmiş unvanın terkin edilmesi mümkün hale gelmiştir. SMK m. 7/3-e’ye göre “marka sahibi ,işaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılmasını önleyebilir.”

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2019/1692 K. 2020/3293 T. 29.6.2020

Bölge Adliye Mahkemesince, her ne kadar davalının markasal kullanımı bulunmasa da 6769 Sayılı SMK’nın 29/1-a ve 7/3-e maddeleri uyarınca tek başına davacı adına tescilli markanın benzerinin ticaret unvanı olarak tescil ettirmesinin marka hakkına tecavüz teşkil ettiği gerekçesiyle, marka hakkına tecavüzün tespiti, men’i ve reddine karar verilmiş ise de, SMK’nın 29/1-a hükmü ile yapılan yollama gereği m.7/3.e maddesinde yer alan “işaretin ticaret unvanı ve işletme adı olarak kullanılması” hükmü işaretin markasal kullanılması durumunda uygulanabilecektir.

Zira m.7/3’de işaretin ticaret alanında kullanılması halinde yasaklanabileceği hükme bağlanmıştır. Marka hukuku kapsamında işaretin ticaret alanında kullanılması ifadesi ile kastedilen işaretin markasal olarak kullanılmasıdır.

Diğer taraftan, SMK’nın 7/3.e maddesinin gerekçesinde söz konusu düzenleme ile 2015/2436 Sayılı A.B. Marka Yönergesiyle uyum sağlandığından bahsedilmiş olup, Yönerge’nin 3. maddesinde yer alan hükmün, yine Yönerge’nin genel gerekçesi numara 19’daki açıklamalara göre değerlendirilmesi gerekir.

Buna göre, ticaret unvanı ancak tescilli bir markaya tescil kapsamındaki mal ve hizmetler yönünden ayırt ediciliği sağlayıcı bir işaret olarak kullanılması halinde, marka hakkına tecavüz oluşturacağı açıklaması karşısında, Kanun Koyucunun amacının ticaret unvanının tescilli marka ile karıştırılmaya yol açacak şekilde kullanılması halinin marka hakkına tecavüz olarak kabul edilmesi gerektiği yönünde olmasına rağmen, hatalı gerekçe ile tek başına ticaret unvanının tescil ettirilmiş olmasının marka hakkına tecavüz teşkil edeceği gerekçesiyle davanın kabul edilmesi doğru olmamış ve kararın bu nedenle temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.


SMK Uyarınca Markanın Unvan veya İşletme Adı Olarak Kullanımı

Tescilsiz Ticaret Unvanının Korunması

Unvanın Haksız Rekabet, Zamanaşımı


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz