Haz 4, 2020
434 Görüntüleme

Otomobildeki Ayıp, Beklenen Yarar, Değişim

Yazan
banner

Aracın “0” km olarak sahibine teslim edildikten sonra, ardı ardına gerçekleşen arızalar nedeniyle birçok parçasının tamamen değiştirildiği; yapılan onarımlar sonucu arızaların giderilmiş olduğu; ancak bu arızaların giderilmesi amacıyla aracın birçok parçası değiştirilip, böylece aracın orijinal hâlini kaybettiği gibi, motorun da tamamen demonte edilerek parçalarının değiştirilmesinin gizli ayıp niteliğinde bulunduğu, arızalar giderilse bile alıcının araca duyduğu güvenin sarsılması nedeniyle araçtan beklediği yararı, konforu ve perfonmansı sağlayamadığı, davacı tarafça değişiklik talebi iletilmesine karşın, davalı yanın bu istemi yerine getirmediği, alıcının değer düşüklüğüne ilişkin zararı giderilerek de olsa aracı bu şekilde kullanmaya zorlanamayacağı, araçtaki bu nitelikte arızaların giderilmesinin aracın gizli ayıplı olduğunu ve değiştirilmesi şartlarının gerçekleşmediğini göstermeyeceği belirgindir.

Yargıtay HGK E. 2017/947 K. 2019/999 T. 08.10.2019

Davaya konu aracın D. marka Logan MCV tipinde, 2009 model, 4 silindirli, dizel yakıtlı olduğu ve 26.08.2008 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır. Davacı alınan beyanında aracı aldığı tarihten itibaren aracın direksiyonda titreme, kapılarında ayarsızlık, freninde sorun olduğu için ben doğrudan servise gittiğini, çeşitli işlemler yapılmasına rağmen servis tarafından tutanak düzenlenmediğini, araç 30.000 km’ye geldiğinde titremenin lastiklerden kaynaklandığını söylediklerinden kendi parası ile lastikleri değiştirdiğini, 40.000 km’ye geldiğinde de yağ lambasının yanıp söndüğünü belirtmiştir. Dosya kapsamında bulunan iş emirlerinden ve alınan bilirkişi raporlarından 17.09.2009 tarihinde 27.391 km’de garanti kapsamında sağ dikiz aynasının, 22.04.2010 tarihinde 43.826 km’de yağ eksiltiyor şikâyeti ile servise giren aracın piston segmanının, garanti kapsamında kol yatak takımının, 16.07.2010 tarihinde 51.515 km’de garanti kapsamında sağ ve sol rot başlarının, 28.07.2010 tarihinde 53.693 km’de garantiden aks keçesinin, tranself trj gibi parçalarının, 16.08.2010 tarihinde 55.854 km’de akünün, 22.09.2010 tarihinde 59.201 km’de bakım yapılarak soyulma olan direksiyon simidinin, 05.11.2010 tarihinde 62.372 km’de hidrolik direksiyon pompasının, 24.03.2011 tarihinde 76.209 km’de fren balatalarının, hava filtresinin, yağ filtresinin değiştirilmiş olduğu tespit edilmiş; sağ dikiz aynasının değişimi, lastiklerden dolayı aracın ses yapması gibi arızalar aracın değiştirilmesini gerektirecek arızalar olmadığından, arızaların garanti kapsamında onarımlarının bedelsiz yapılmış olması ve tekrarlamamış olması nedeniyle aracın değiş- tirilmesini gerektirecek şartların oluşmadığı, ancak motorun yağ yakması nedeni ile sökülerek segmanlarının değiştirilmiş olmasının motorun satışı sırasında gizli ayıplı olduğunu gösterdiği, zira bu arızanın sözleşmenin feshini gerektirebilecek nitelikte gizli ayıp olduğu, iş emirlerinden periyodik bakımlarını yaptırdığı anlaşılan dava konusu aracın 43.826 km’de demonte edilerek piston segman değiştirilmesinin normal bir süreç olmadığı, motorun normal veya muadillerininki gibi olmamasının, motor kusurlarının bulunmasının tahsis veya kullanım amacı bakımından tüketicinin beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran ve aracın ikinci el satış aşamasında değerini düşürücü nitelikte olduğu bahse konu hatadan dolayı tüketicinin herhangi bir kusur ve ihmalinin bulunmadığı yönünde görüş beyan edilmiştir.
Görüldüğü üzere aracın “0” km olarak sahibine teslim edildikten sonra, ardı ardına gerçekleşen arızalar nedeniyle birçok parçasının tamamen değiştirildiği; yapılan onarımlar sonucu arızaların giderilmiş olduğu; ancak bu arızaların giderilmesi amacıyla aracın birçok parçası değiştirilip, böylece aracın orijinal hâlini kaybettiği gibi, motorun da tamamen demonte edilerek parçalarının değiştirilmesinin gizli ayıp niteliğinde bulunduğu, arızalar giderilse bile alıcının araca duyduğu güvenin sarsılması nedeniyle araçtan beklediği yararı, konforu ve perfonmansı sağlayamadığı, davacı tarafça değişiklik talebi iletilmesine karşın, davalı yanın bu istemi yerine getirmediği, alıcının değer düşüklüğüne ilişkin zararı giderilerek de olsa aracı bu şekilde kullanmaya zorlanamayacağı, araçtaki bu nitelikte arızaların giderilmesinin aracın gizli ayıplı olduğunu ve değiştirilmesi şartlarının gerçekleşmediğini göstermeyeceği belirgindir. Bu nedenle yeniden bilirkişi raporu alınması somut dosya bakımından yargılamaya bir katkı sağlamayacaktır.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında alınan bilirkişi raporunun yeterli olmadığı, araç üzerinde teknik inceleme yapılarak
ayıpların onarıma rağmen devam edip etmediği, arızaların onarımından dolayı araçta bir değer kaybının olup olmadığı, davacının ücretsiz onarım talebinin içeriği, onarımdan dolayı araçta bir değer kaybının bulunup bulunmadığı, araçta meydana gelen arızaların sıklığı ve niteliğinin tespiti ile sonucuna göre, hak ve menfaatler dengesini aşırı ölçüde bozması halinde ayıp oranında bedel indirimi veya ücretsiz onarım isteme ya da misli ile değiştirme hakkının olup olmadığı da değerlendirilerek sonuca varılması gerektiği gerekçesiyle Özel Daire bozma kararı genişletilmek suretiyle kararın bozulması gerektiği yönünde görüş ileri sürülmüş ise de; bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.
Açıklanan tüm bu olgu ve yasal düzenlemeler, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dosyadaki tutanak ve kanıtlar karşısında; eldeki dava yönünden, aracın yenisi ile değiştirilmesini isteme koşulları gerçekleşmiştir. Mahkemece verilen direnme kararının gerekçesi, somut olaya uygun düşmemekle beraber sonuç olarak verilen kabul kararı yukarıda açıklanan gerekçelerle yerindedir. Hâl böyle olunca mahkemenin direnme kararı yukarıda belirtilen bu değişik gerekçelerle onanmalıdır.


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz