Haz 9, 2020
548 Görüntüleme

Tasarımların Görünmeyen Kısımlarına İlişkin Koruma Olmaz

Yazan
banner

Bir tasarımın korunmasının temel şartı olan görünebilirliğin, son kullanım esnasında olacağı, birden çok bileşenden oluşan ve bileşik bir ürün olan bir pencere veya kapı içerisindeki tekerlek mekanizmaları ürününün, ancak bileşenlerinin bir araya getirilmesinden sonra sonra kullanılabileceği, işte bu son kullanım esnasında, davacının koruma altına almak istediği işlevselliği sağlayan profillerin içerisindeki tekerlek mekanizmaları ürününün normal kullanım esnasında görünmeyen iç kesitte kaldığından ürünün dış biçimi dışında, iç kesitinde kalan unsurlara korumayı sağlayacak biçimde tescil olunan yargılama konusu ürünlerin biçiminin tescilinin ayrıca bu nedenle de mümkün olmadığı…


YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ  E. 2017/1538 K. 2018/7172 T. 19.11.2018

İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, itiraza mesnet marka ve ambalaj kompozisyonlarına konu ürünlerin kamuya sunum tarihinin, davacının tasarım başvuru tarihinden daha eski olduğu, davacının 29.05.2014 tarihinde gerçekleştirdiği, 2014/6677-1 Sayılı tasarımın, davalının itiraz ve yargılamada istinat ettiği davalı şirkete ait 2010/5950 ve 2008/5835 Sayılı faydalı model belgelerindeki görsellerde yer alan ürünlerin görünümünden hareketle gerçekleştirildiği, onların mevcut görünümüne, yani mevcut tasarımlara ek, onlarda bir değişiklik,onlardan bir sapma niteliği taşıdığı, başvuru konusu 2014/6677-1 Sayılı tasarımın konusu olan ürünlerin biçimi ile davalı şirketin ticaret mevkiine koyarak kamuya sunumunu gerçekleştirdiği ürünlerin biçimleri arasındaki farklılıkların sonrakinin mevcut önceki tasarım esas alınarak, ondan hareketle yapılmış olduğundan küçük kabul edilebileceği, zira genel izlenimde belirgin bir farklılık yaratmaya elverişli bulunmadığı, özetle başvuru konusu tasarımların yeni olmadığı, davalı tasarımlarının, davacının tasarımının tescil tarihinde ülke içerisinde piyasaya sunulmuş olduğu, birbirleri ile kıyaslanan tasarımların, ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilerek ve tasarımcının tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğu göz önüne alınarak yapılan karşılaştırmada, başvuru konusu 2014/6677-1 Sayılı tasarım başvurusunun konusu olan ürünlerin bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim ile kıyaslanan daha önce tescil edilerek veya ticaret mevkiine konularak kamuya sunuldukları konusunda tartışma bulunmayan davalının itiraz ve yargılamada istinat ettiği 2010/5950 ve 2008/5835 Sayılı FMB’lerindeki görsellerde yer alan ürünlerin bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim arasında belirgin bir farklılık bulunmadığı, aralarında mevcut olan farklılıkların, ürünlerin genel görünüme olan etki ve katkısı nazara alındığında bilgilenmiş kullanıcı nezdinde belirgin farklılığı doğurmaya yetmediği, kaldı ki anılan ürünlerin tasarlanması için davalının seçenek özgürlüğünün olduğu, özetle davacıya ait 2014/6677-1 Sayılı tasarımların ayırt edicilik vasfının da bulunmadığı, ayrıca, yargılamaya konu başvuru konusu kapı kasa profili tasarımlarının koruma kapsamına alınmak istenilen görünümlerinin son kullanım esnasında görünebilirlik vasfının bulunmadığı, yargılama konusu tasarımların, üç boyutlu olduğu, davacının tescil olunan 2014/6677-1 Sayılı tasarımın konusunun, cam balkon sistemlerinin profilleri içerisinde kullanılan tekerleklere ilişkin mekanizmayı içerdiği, aslında belgeye ekli tasarımı açıklayan görsel anlatım ve tarifnamesine göz atıldığında mücerret anılan ürünün teknik özelliklerinin ve biçiminin korunmasının amaçlandığı, davalının yargılama konusu olan tasarım tescilinde, tescil ile korumak istediği ürünün biçiminin normal kullanım esnasında görünmediği, yargılama konusu profiller içerisinde kullanılan tekerlek mekanizmalarının tek başına kullanılmadığı, diğer bağlantı elemanları ile pencere ve kapının görünen dış yüzeyinin iç kısmına monte edilerek bir sistem hâline getirildiği ve birden çok bileşenden oluşan bileşik bir ürünün parçaları konumunda olduğu, bu kapı ve pencere kasa profili ürünleri içerisinde kullanılan tasarım konusu tekerlek mekanizmaları ürününün, ilk anda görülebilir olma şartını taşıdıkları halde, bileşik ürünün bir parçası konumuna getirildiklerinde görünebilir olma vasıflarını kaybettiği, zira kapı ve pencere kapama sistemi oluştuktan sonra görünen kısımlarının altında görünmeyecek şekilde fonksiyonel biçimde kullanıldığı,oysa bir tasarımın korunmasının temel şartı olan görünebilirliğin, son kullanım esnasında olacağı, birden çok bileşenden oluşan ve bileşik bir ürün olan bir pencere veya kapı içerisindeki tekerlek mekanizmaları ürününün, ancak bileşenlerinin bir araya getirilmesinden sonra sonra kullanılabileceği, işte bu son kullanım esnasında, davacının koruma altına almak istediği işlevselliği sağlayan profillerin içerisindeki tekerlek mekanizmaları ürününün normal kullanım esnasında görünmeyen iç kesitte kaldığından ürünün dış biçimi dışında, iç kesitinde kalan unsurlara korumayı sağlayacak biçimde tescil olunan yargılama konusu ürünlerin biçiminin tescilinin ayrıca bu nedenle de mümkün olmadığı, dolayısıyla, ortada 554 Sayılı KHK’ya göre korunabilecek görünebilir bir tasarım bulunmadığı, ayrıca yargılama konusu tasarımların 554 Sayılı KHK’nın 3. madde kapsamına girmeyen bir tasarım olduğu, bu maddeye dayanarak …’nin daha başlangıçta başvuruyu geri çevirmesinin yahut reddetmesinin gerektiği ancak, böyle bir reddin gerçekleşmediği ve tasarımların tescil olunduğu, bu eksikliğin, ayrıca bir ret ve hükümsüzlük nedeni olduğu, mutlak tescil engeli getiren 554 Sayılı KHK’nın 3 ve 32. madde hükümlerinin, açılan … kararlarının iptali ve hatta hükümsüzlük istemli davalarda re’sen gözetilmesinin gerektiği, … kararının ayrıca bu nedenle de sonucu itibariyle doğru olduğu, davacının 2014/12827 Sayılı FMB sahibi olması, ürünler aynı olsa bile tasarım tescilini zorunlu kılmayacağı, çünkü FMB ile tasarımın tescil koşullarının birbirinden farklı olduğu, davacının, 2014/6676 Sayılı tasarım başvurusunun reddi kararı hakkında bir dava olmadığından burada bir yargı belirtilmesinin gerekli olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

… Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre davacı vekilince yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.


Tasarım Davaları ve Tasarım Avukatı

Bardak Tasarımları Arasındaki Benzerlik, Bilgilenmiş Kullanıcı 6165


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz