Tem 1, 2020
907 Görüntüleme

Tasarımda Hak Sahipliği

Yazan
banner

SMK m. 61/10’a göre; Tasarımcı, birinci fıkranın (ç) bendi kapsamında başvuruda belirtilir. Tasarımcı isminin belirtilmemesi halinde, tasarımcı olarak adının belirtilmesini isteme hakkına sahiptir. Ancak, tasarımcı isminin gizli tutulmasını da talep edebilir. Başvuru sahibi, tasarımcı değilse veya tasarımcılardan sadece biri veya birkaçıysa, başvuru sahibinin, tasarımcı veya tasarımcılardan tasarım başvurusu yapma hakkını ne şekilde elde ettiği, başvuruda yönetmeliğe uygun olarak açıklanır.

Kural olarak tasarım hakkı tasarımcıya ve onun hukuki haleflerine aittir. Tasarımcılar tasarımı herhangi bir işveren için değil kendileri için yapmışlarsa anılan fıkra hükmü gereği tasarımcılar müşterek mülkiyet hükümleri gereği tasarımın maliki olarak korumadan yararlanırlar. Tasarımcı iş görme sözleşmesi kapsamında işverene tasarım yapmışsa tasarım hakkı sahibi tasarımcı değil işverendir. Ancak bu halde de tasarımcı tasarım hakkı sahibi olarak adlarının belirtilmesini talep edebilir.

Tasarım sahibi tasarım korumasından yararlanır ve herhangi bir ihlal durumunda tasarım sahibi ihlal davası açar. Tasarımın devri halinde devirden önce gerçekleşen tecavüz nedeniyle dava açmaya yeni malik yetkilidir. Benzer şekilde tasarım hakkının sona ermesinden sonra beş yıl içinde dava açmaya sicilde en son malik görünen kişi yetkilidir.

SMK’da tasarımlarda gerçek hak sahipliği ilkesi benimsenmiş olup bu ilkenin bir gereği olarak eğer tasarım gerçek tasarım sahibi yerine bir başkası adına tescil edilmişse gerçek tasarım sahibi hak sahipliğinin kendisine devrini talep edebilir. SMK m. 71/12’ye göre; Tasarım tescil başvurusu gerçek hak sahibi olmayan bir kişi tarafından yapılmış veya tasarım bu kişi adına tescil edilmişse gerçek hak sahibi olduğunu iddia eden kişi, tasarım hakkından doğan diğer hak ve talepleri saklı kalmak kaydıyla, tasarım hakkı sahipliğinin kendisine devredilmesini mahkemeden talep edebilir.

SMK m. 73’e göre; Aralarındaki özel sözleşmeden veya işin mahiyetinden aksi anlaşılmadıkça, işçilerin bir işletme veya kamu
idaresinde yükümlü olduğu faaliyeti gereği gerçekleştirdiği ya da büyük ölçüde işletme veya kamu idaresinin deneyim ve çalışmalarına dayanarak, iş ilişkisi sırasında yaptığı tasarımların hak sahibi, bunları çalıştıranlardır. 

Burada dikkat edilmesi gereken husus, tasarımın işverene ait olabilmesi için işçinin işletmedeki faaliyetinin gereği olarak bir tasarım geliştirmiş olmasıdır. Mahkemeler buna ilişkin tespiti yaparken; işverenin araç gereç sağlayıp sağlamadığı, tasarımı geliştirmek için işverenin yatırım yapıp yapmadığı, işverenin tasarımı geliştirmede aldığı risk durumu, tasarımın iş ilişkisinin devamı süresince geliştirilmiş olması gibi faktörleri dikkate alırlar.

SMK m. 73/3’e göre; İşçi tasarımları için uygulanan hükümler, özel kanun hükümleri ve taraflar arasında yapılan sözleşme hükümleri saklı kalmak şartıyla, kamu kurum ve kuruluşu çalışanları, silahlı kuvvetler mensupları, öğrenciler ve ücretsiz olarak belirli bir süreye bağlı olmaksızın hizmet gören stajyerlerin tasarımları için de uygulanır.

Tasarım Hakkının Kapsamı

Tasarım Tescili, Yayın ve İtiraz

Tasarım Hükümsüzlüğü ve Tasarım Hükümsüzlüğü Kararının Etkileri


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz