Tem 20, 2020
937 Görüntüleme

Marka ve Tasarım; Kümülatif Koruma

Yazan
banner

Davacı, tazminat tercihini marka hakkı yönünden 556 Sayılı marka KHK’nın 66/2-b, tasarım hakkı yönünden ise 554 Sayılı Tasarım KHK’nın 52/2-b maddesine dayandırmış olup, buna göre her bir hak kategorisi yönünden, markanın ve tasarımın ayrı ayrı davalının elde etmesi muhtemel kazançtaki payı esas alınarak belirlenmesi, davacının elde ettiği kazancın belirlenmesi için de öncelikle davalının ticari defter ve belgelerinin incelenmesi gerekmektedir.

Mahkemece, maddi tazminat hesabı yönünden, öncelikle 6100 Sayılı HMK’nın 220 ve devamı maddeleri uyarınca davalı tarafa ilgili döneme ilişkin tüm ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmesi için ihtaratlı kesin süre verilmesi ve sunulmaması halinde, davalının dava konusu emtiadan hangi miktarda üretmiş olabileceği konusunda gerektiğinde HMK 220/3. maddesi uyarınca davacı tarafın görüşü de sorularak, davalıya işletmenin büyüklüğü, hacmi ve müşteri çevresi itibariyle üretip pazarlamış olabileceği taklit markalı ve tasarımlı ürün miktarı belirlenerek bu sonuca göre maddi tazminat hesabı yapılması ve manevi tazminat isteminin de, bu yolla tespit edilecek tecavüzün boyutuna göre değerlendirilmesi gerekirken, davalı tarafın ticari defterlerinin ibraz edilmediği gerekçesiyle 6098 Sayılı TBK’nın 50 ve devamı maddeleri uyarınca maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmamış ve kararın bu nedenle temyiz eden davacı yararına bozulması gerektirmiştir.


YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2019/2306 K. 2020/285 T. 13.1.2020

Davacı vekili, davalının müvekkili kuruma ait marka ve tasarım tescili olarak kullandığı Çaykur Tiryaki Çayı paketlerini renk, tasarım, ambalaj ve isim ile taklit ederek Vatan Çay Tiryaki Çayı olarak piyasaya sürdüğünü, davalının haksız rekabeti nedeniyle müvekkili kurumun maddi ve manevi olarak zarara uğradığını belirterek, davalının haksız rekabetinin men’ine ve müvekkili kurumun marka hakkına tecavüz fiillerinin durdurulmasına, maddi zarar miktarının belirlenmesi mümkün olmadığından belirsiz alacak olarak 10.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkil kuruma verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece, bilirkişi rapor içeriklerine göre davalının Vatan Çay Tiryaki Çayı biçimindeki markayı ambalaj kullanım biçimine göre kullanmasının iltibas yaratması nedeniyle davacının Çaykur Tiryaki Çayı marka hakkına tecavüz oluşturduğu, davalının Vatan Çay Tiryaki Çayı şeklindeki ambalajının ise davacının Çaykur Tiryaki Çayı markası ile karıştırılma ihtimali nedeniyle marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği, markaların benzer ve farklı özelliklerini irdeleyen bilirkişi raporuna göre de davalının kullandığı markanın davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiği ve haksız rekabete yol açtığı, her ne kadar bilirkişi raporunda maddi ve manevi tazminat hususunda net bir hesaplama yapılmamış ise de, uğranılan zarar miktarı tam olarak ispat edilemediğinden davacının maddi tazminat talepli davasında BK 50. maddesi uyarınca maddi tazminatın mahkemece belirlendiği, manevi tazminatın da zenginleşme aracı olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile takdiren 7.000,00 TL maddi tazminat ile taktiren 4.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, haksız rekabetinin men’ine, marka hakkına tecavüz eden fillerin durdurulmasına, Vatan Çay Tiryaki Çayı markası adı altında davalı tarafça marka hakkında tecavüz şeklinde üretilen çay poşet ve paketlerinin el konulmasına ve imhasına, tecavüz teşkil eden çay poşet ve paketlerinin üretmeye yarayan özgü kalıp, klişe gibi araçlara el konulması ve imhası taleplerinin başka türlü üretimi bulunması ve tecavüzü önlenmesi bakımından imhanın kaçınılmazlığı ispatlanamadığı gerekçesiyle bu talebin reddine karar verilmiştir.

Kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir.

Samsun Bölge Adliye Mahkemesince, taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.

Davacı, tazminat tercihini marka hakkı yönünden 556 Sayılı marka KHK’nın 66/2-b, tasarım hakkı yönünden ise 554 Sayılı Tasarım KHK’nın 52/2-b maddesine dayandırmış olup, buna göre her bir hak kategorisi yönünden, markanın ve tasarımın ayrı ayrı davalının elde etmesi muhtemel kazançtaki payı esas alınarak belirlenmesi, davacının elde ettiği kazancın belirlenmesi için de öncelikle davalının ticari defter ve belgelerinin incelenmesi gerekmektedir. Mahkemece, maddi tazminat hesabı yönünden, öncelikle 6100 Sayılı HMK’nın 220 ve devamı maddeleri uyarınca davalı tarafa ilgili döneme ilişkin tüm ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmesi için ihtaratlı kesin süre verilmesi ve sunulmaması halinde, davalının dava konusu emtiadan hangi miktarda üretmiş olabileceği konusunda gerektiğinde HMK 220/3. maddesi uyarınca davacı tarafın görüşü de sorularak, davalıya işletmenin büyüklüğü, hacmi ve müşteri çevresi itibariyle üretip pazarlamış olabileceği taklit markalı ve tasarımlı ürün miktarı belirlenerek bu sonuca göre maddi tazminat hesabı yapılması ve manevi tazminat isteminin de, bu yolla tespit edilecek tecavüzün boyutuna göre değerlendirilmesi gerekirken, davalı tarafın ticari defterlerinin ibraz edilmediği gerekçesiyle 6098 Sayılı TBK’nın 50 ve devamı maddeleri uyarınca maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmamış ve kararın bu nedenle temyiz eden davacı yararına bozulması gerektirmiştir.

Marka Davaları Yetkili Mahkeme 10327

Marka Davalarında Husumet 2321

Marka Davaları, Arabuluculuk 4851

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/748603

ANAHTAR KELİMELER: tasarım avukat tasarım avukat, tasarım dava tasarım dava, tasarım ankara avukat tasarım ankara avukat, ankara tasarım avukat ankara tasarım avukat,: tasarım türkpatent dava tasarım türkpatent dava, tasarım türk patent dava tasarım türk patent dava,  tasarım avukatı tasarım avukatı, tasarım tecavüzü tasarım tecavüzü, tasarım tecavüzü avukat tasarım tecavüzü, kaldır: tasarım tecavüzü dava tasarım tecavüzü dava, tasarım hükümsüzlüğü tasarım hükümsüzlüğü,  tasarım hükümsüzlüğü ankara avukat tasarım hükümsüzlüğü ankara avukat,  tasarım hükümsüzlüğü dava tasarım hükümsüzlüğü dava

 


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz