Tem 21, 2020
3033 Görüntüleme

Ruhsatsız Yolcu Taşıma

Yazan
banner

2918 Sayılı Kanun’un Ek 2/3. maddesinin iptali istemiyle yapılan başvuru üzerine, Anayasa Mahkemesi’nin 11/09/2014 günlü, E:2014/52, K:2014/139 Sayılı kararıyla; alınması gereken izin veya ruhsatı olmaksızın ticari amaçlı yolcu taşımacılığı yapılması ve sürücünün araç sahibi olmaması hâlinde tescil plakası sahiplerine sadece ruhsat sahibi olmaları nedeniyle yaptırım uygulanmasının cezaların şahsiliği ilkesine aykırılık oluşturduğu, Anayasa ve ceza hukukunun temel kuralları uyarınca, kişilere ceza verilebilmesi için aranan koşullardan birinin, hukuka aykırı eylemin kanunda belirtilmiş olması, diğerinin ise bu eylemin o kişi tarafından gerçekleştirilmiş olduğunun kanıtlanmasını gerektirdiği; itiraz konusu kuralda araç sahiplerinin hangi eylemlerinin suç sayıldığı için başkasının eyleminden sorumlu tutulduğunun açık bir şekilde gösterilmediği gibi, araç sahibi olma ile suç arasındaki illiyet bağının da ne suretle oluştuğunun belirtilmediği; kuralın bu yönleriyle açık ve belirgin olmadığı, bu nedenlerle itiraz konusu kuralın birinci cümlesinde yer alan “araç sahibine” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “araç sahibine” ibaresi yönünden cezaların şahsiliği ilkesine ve Anayasanın 38. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle, 2918 Sayılı Kanunu’nun Ek 2/3. maddesinin; birinci ve ikinci cümlesinde yer alan “araç sahibine” ibaresinin iptaline karar verilmiştir.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU E. 2018/57 K. 2019/1379T. 27.3.2019

Aracın 60 Gün Süreyle Trafikten Men Edilmesi İşleminin İptali – Anayasa Mahkemesi İşlemin Dayanağı Olan Sadece “Araç Sahibi” Olunması Sebebiyle Müeyyide Uygulanmasına  Dava; aracın ilgili belediyeden izin veya ruhsat alınmaksızın ticari amaçlı yolcu taşımacılığında kullanıldığından bahisle, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Ek-2/3. maddesi uyarınca 60 gün süreyle trafikten men edilmesine ilişkin işlemin iptali istemine ilişkindir. Anayasa Mahkemesi’nin 11/09/2014 günlü, E:2014/52, K:2014/139 Sayılı kararıyla dava konusu işlemin dayanağı olan, sadece “araç sahibi” olunması sebebiyle müeyyide uygulanmasına ilişkin yasal düzenleme iptal edilmiş olduğundan, ortaya çıkan yeni hukuki durum nedeniyle dava konusu işlemin hukuka aykırı hale geldiği açıktır.

Dava konusu istem: Davacının maliki olduğu 34… plakalı aracın, ilgili belediyeden izin veya ruhsat alınmaksızın ticari amaçlı yolcu taşımacılığında kullanıldığından bahisle, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Ek-2/3. maddesi uyarınca 60 gün süreyle trafikten men edilmesine ilişkin 19/02/2016 tarih ve 0562964 Sayılı işlemin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: İstanbul 2. İdare Mahkemesi’nin 12/05/2016 tarih ve E:2016/327, K:2016/1011 Sayılı kararıyla; trafik ekiplerince Taksim Meşrutiyet Caddesi mevkiinde yapılan denetimde, davacıya ait 34… plakalı araçla ilgili belediyeden izin veya ruhsat alınmaksızın ticari amaçlı yolcu taşımacılığı yapıldığının tespit edildiği, araçta bulunan yolcunun; “araca Ayazağa’dan binip Taksim’e geldiğini, 43,00-TL ücret verdiğini” belirttiği, bu ifadelerin trafik ekiplerince düzenlenen 19/02/2016 tarihli tutanakla sabit olduğu, araçta bulunan yolcu tarafından da imzalanan söz konusu tutanağın gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğine ilişkin bir delil bulunmadığı; davacı tarafından, araca ilişkin turizm servis aracı güzergah kullanım izin belgesinin mevcut olduğu belirtilmekte ise de aracın men edildiği taşımacılığın söz konusu belge kapsamında nitelenecek bir taşıma olmadığı, dolayısıyla işlenen fiil nedeniyle 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Ek-2/3. maddesi uyarınca aracın 60 gün süreyle trafikten men edilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

Danıştay Onbeşinci Dairesi’nin 23/01/2017 tarih ve E:2016/6535, K:2017/420 Sayılı kararıyla; 2918 Sayılı Kanun’un Ek-2. maddesine 31.05.2012 tarihli değişiklikle eklenen üçüncü fıkranın düzenlenme amacının, korsan taşımacılığın engellenmesi olduğu, olayda davacı şirkete ait işlem tarihini de kapsayacak şekilde turizm servis aracı güzergah kullanımı izin belgesinin bulunduğu, bu durumda anılan Kanunun Ek-2. maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında ilgili belediyeden izin ve ruhsat almaksızın ticari bir taşımacılık yapıldığından bahsedilemeyeceği, bu durumda dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Belirtilen gerekçelerle İstanbul 2. İdare Mahkemesi’nin 12/05/2016 tarih ve E:2016/327; K:2016/1011 Sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti: İstanbul 2. İdare Mahkemesi’nin 24/11/2017 tarih ve E:2017/2120, K:2017/2311 Sayılı kararıyla; davanın reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.

Trafik ekiplerince Taksim Meşrutiyet Caddesi mevkiinde yapılan denetimde, sürücü S. Ş. tarafından kullanılan davacıya ait 34… plakalı araçla ilgili belediyeden izin veya ruhsat alınmaksızın ticari amaçlı yolcu taşımacılığı yapıldığı 19/02/2016 tarihli tutanakla tespit edilmiş, araçta bulunan ve kimlik bilgilerine tutanakta yer verilen yolcu tarafından da “araca Ayazağa’dan binip Taksim’e geldiği ve 43,00-TL ücret verdiği” ifade edilmiş, bunun üzerine ilgili belediyeden izin ve ruhsat almaksızın ticari amaçlı yolcu taşımacılığı yapıldığından bahisle davacının aracının 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Ek 2/3. maddesi uyarınca aracın 60 gün süreyle trafikten men edilmesine ilişkin dava konusu işlem tesis edilmiş, bunun üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.

2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Araçların tescil edildikleri amacın dışında kullanılması” başlıklı Ek 2/3. maddesinde; ilgili belediyeden izin veya ruhsat almaksızın, belediye sınırları dahilinde ticari amaçlı yolcu taşıyan kişiye, araç sahibine, bağlı bulunduğu durak, işyeri ve işletmelerin sorumlularına birinci fıkrada gösterilen idari para cezasının üç kat olarak, fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde tekerrürü halinde ise beş kat olarak uygulanacağı, ayrıca, aracın her defasında altmış gün süre ile trafikten men edileceği kurala bağlanmıştır.

2918 Sayılı Kanun’un Ek 2/3. maddesinin iptali istemiyle yapılan başvuru üzerine, Anayasa Mahkemesi’nin 11/09/2014 günlü, E:2014/52, K:2014/139 Sayılı kararıyla; alınması gereken izin veya ruhsatı olmaksızın ticari amaçlı yolcu taşımacılığı yapılması ve sürücünün araç sahibi olmaması hâlinde tescil plakası sahiplerine sadece ruhsat sahibi olmaları nedeniyle yaptırım uygulanmasının cezaların şahsiliği ilkesine aykırılık oluşturduğu, Anayasa ve ceza hukukunun temel kuralları uyarınca, kişilere ceza verilebilmesi için aranan koşullardan birinin, hukuka aykırı eylemin kanunda belirtilmiş olması, diğerinin ise bu eylemin o kişi tarafından gerçekleştirilmiş olduğunun kanıtlanmasını gerektirdiği; itiraz konusu kuralda araç sahiplerinin hangi eylemlerinin suç sayıldığı için başkasının eyleminden sorumlu tutulduğunun açık bir şekilde gösterilmediği gibi, araç sahibi olma ile suç arasındaki illiyet bağının da ne suretle oluştuğunun belirtilmediği; kuralın bu yönleriyle açık ve belirgin olmadığı, bu nedenlerle itiraz konusu kuralın birinci cümlesinde yer alan “araç sahibine” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “araç sahibine” ibaresi yönünden cezaların şahsiliği ilkesine ve Anayasanın 38. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle, 2918 Sayılı Kanunu’nun Ek 2/3. maddesinin; birinci ve ikinci cümlesinde yer alan “araç sahibine” ibaresinin iptaline karar verilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; trafik ekiplerince Taksim Meşrutiyet Caddesi mevkiinde yapılan denetimde, sürücü S. Ş. tarafından kullanılan davacıya ait 34… plakalı araçla ilgili belediyeden izin veya ruhsat alınmaksızın ticari amaçlı yolcu taşımacılığı yapıldığının 19/02/2016 tarihli tutanakla tespit edilmesi üzerine, ilgili belediyeden izin veya ruhsat alınmaksızın ticari amaçlı yolcu taşımacılığı yapıldığından bahisle 2918 Sayılı Kanun’un Ek 2/3. maddesi uyarınca dava konusu trafikten men işleminin tesis edildiği anlaşılmaktadır.

Yukarıda yer verilen söz konusu Anayasa Mahkemesi kararıyla, dava konusu işlemin dayanağı olan, sadece “araç sahibi” olunması sebebiyle müeyyide uygulanmasına ilişkin yasal düzenleme iptal edilmiş olduğundan, ortaya çıkan yeni hukuki durum nedeniyle dava konusu işlemin hukuka aykırı hale geldiği açıktır.

 


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz