Yeni Türk Ticaret Kanunu bakımından da ticaret ÅŸirketleri arasında sayılan kooperatiflerle ilgili ana düzenleme şüphesiz ki 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’dur. Bu Kanunun 3. maddesinde kooperatif ve ÅŸubelerinin ticaret siciline tescil olunacağı, 7. maddesinde kooperatifin ticaret siciline tescil ile tüzel kiÅŸilik kazanacağı, 98. maddesinde de bu Kanunda aksine açıklama olmayan hususlarda TTK’daki anonim ÅŸirketlere ait hükümlerin uygulanacağı düzenlenmiÅŸtir. Bu düzenlemeler nedeniyle TTK’nın özellikle anonim ÅŸirketlere iliÅŸkin hükümleri ile 1163 Sayılı Kanun’a aykırı olmayan birleÅŸme, bölünme ve tür deÄŸiÅŸtirmeye iliÅŸkin hükümlerinin kooperatiflere uygulanacağı ve kooperatiflerin de defter tutmak zorunda olduÄŸu açıktır. Ayrıca 99. maddesinde kooperatifin tarafı olduÄŸu hukuk davalarının ticari dava sayılacağı düzenlendiÄŸi gibi 2004 Sayılı Ä°cra ve Ä°flas Kanunu’nun 179. maddesindeki düzenleme uyarınca kooperatiflerin iflasa tabi oldukları da gözden kaçırılmamalıdır.
Tüm bu yasal düzenlemeler birlikte deÄŸerlendirildiÄŸinde kooperatiflerin ticaret ÅŸirketi ve tacir olduÄŸu açıkça ortadadır. Kooperatiflerin tek amacı kâr elde etmek deÄŸilse de, ortaklarının ekonomik menfaatlerini geliÅŸtirmeyi amaçlayan birer ticari ortaklık olduÄŸu açıktır. Kooperatiflerin kârlılık ilkesini büsbütün bir kenara bıraktıkları da söylenemez, aksi takdirde varlıklarını sürdürmeleri mümkün deÄŸildir. Kârın ortaklar arasında paylaşılıp paylaşılmaması da kooperatifin amacının ekonomik olmadığını göstermez. Kooperatif ÅŸirketinin TTK’nın 124. maddesinde ÅŸahıs ve sermaye ÅŸirketleri arasında gösterilmemiÅŸ olması da Kanunun açık lafzı karşısında kooperatifin ticaret ÅŸirketinin sayılmasına engel deÄŸildir. Öte yandan 07.11.1945 tarihli ve 1944/8 E., 1945/14 K. sayılı Yargıtay İçtihadı BirleÅŸtirme Genel Kurulu Kararında da kooperatif ÅŸirketleri, ortaklarının sıfatı ve iÅŸlemlerinin niteliÄŸi ne olursa olsun ticaret ÅŸirketi kabul edildiÄŸinin de gözden uzak tutulmaması gerekir.
