Eki 23, 2020
882 Görüntüleme

Usul Patenti İhlali, İspat Yükü

Yazan
banner

Somut olayda, davalı tarafından patent konusu usulü uygulamadan üretim yapıldığı savunması karşısında, İlk Derece Mahkemesince davalı ürünlerinin üretim usulünün davacının tescilli usul patentinin kapsamı dışında olduğunu ispat yükünün davalı taraf üzerinde olduğu değerlendirilmeksizin, dava tarihi itibariyle henüz yürürlükte olmayan 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu hükümleri değerlendirilip anılan hükümlere ve ispat yüküne yanlış anlam verilerek ispat yükünün davacı taraf üzerinde olduğunun kabulüyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kaldırılmasına yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davacı taraf yararına bozularak kaldırılması gerektirmiştir.


Yargıtay 11. Hukuk Dairesi  2019/2877 E.  ,  2020/834 K.

Taraflar arasında görülen davada Denizli 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 13/02/2018 tarih ve 2016/477 E- 2018/51 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 15/04/2019 tarih ve 2018/1457 E- 2019/803 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiÅŸ ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiÄŸi anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruÅŸma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra iÅŸin gereÄŸi görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin TPMK nezdinde cips fıstık buluÅŸ baÅŸlığı ile tescilli 2002/02514 numaralı patent hakkının bulunduÄŸunu, müvekkilinin bu kapsamda cips /soslu fıstık üretimi yaptığını, davalının müvekkilinin patent hakkına tecavüz edecek ÅŸekilde ürün ürettiÄŸini, öte yandan dava dışı …isimli ÅŸahsın üretiminin de aynı patente tecavüz teÅŸkil ettiÄŸi gerekçesiyle açılan davada dosyaya giren bilirkiÅŸi raporunda tecavüzün tespit edildiÄŸini, anılan ÅŸahısla davalı arasında baÄŸlantı bulunduÄŸunu ve tüzel kiÅŸilik perdesinin kaldırılması gerektiÄŸini ileri sürerek, davalının tescilli patentten doÄŸan haklara tecavüz eyleminin durdurulmasına, üretim araçlarına el konulmasına ve hükmün ilanına karar verilmesini talep etmiÅŸtir.
Davalı vekili, davacının patent belgesinin bir üretim usulüne ilişkin olduğunu ve soslanmış fıstık üzerinde davacıya tekel hakkı vermediğini, müvekkili şirketin üretim yöntemi ile davacının üretim yönteminin birbirinden farklı olduğunu, farklılık oluşturan hususun ürünün soslanma şeklinden kaynaklandığını, bu hususun yapılacak keşif sırasında gıda mühendisi ve patent uzmanı bilirkişiler tarafından da belirleneceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamında göre, patent hakkına tecavüz sayılan fiillerin 551 sayılı KHK’nın 136. maddesinde belirtildiÄŸi, bu fiillerin varlığı halinde patent sahibinin hakları için koruma yollarına baÅŸvurabileceÄŸi, davacı adına TPMK nezdinde kayıtlı 2002/02514 sayılı “cips fıstık” buluÅŸ baÅŸlığı ile tescilli patent hakkına davalının vaki tecavüzünün yasal delillerle ispatlanması gerektiÄŸi, bu hususta davacı tarafa dava dilekçesinde keÅŸif deliline de dayanması sebebiyle 1.200,00 TL ek delil avansını yatırması için süre verildiÄŸi ve ek delil avansı yatırıldığında mahallinde keÅŸif yapılmasına karar verildiÄŸi, davacının patent belgesini aldığı 2002 öncesinde de cips soslu fıstık ürününün bilinen bir ürün olduÄŸu, davacı vekilinin Sınai Mülkiyet Kanunun 141/2. maddesi gereÄŸince dava konusu ürünün farklı usulde üretildiÄŸi hususunun davalı tarafça ispatlanması gerektiÄŸi ve ispat yükü kendilerinde bulunmadığı için keÅŸif harcı ile bilirkiÅŸi ücretini yatırmayacaklarını, keÅŸif ücreti ve harcı davalı tarafça yatırılmazsa mevcut delil durumuna göre karar verilmesini istediÄŸi, 6769 sayılı SMK’nın 141/1.maddesi gereÄŸince patent veya faydalı model hakkına tecavüz fiillerinin varlığını davacı patent belgesi sahibinin ispatlaması gerektiÄŸi, davacının dayandığı 2.fıkraya göre ürünlerin ayniyeti halinde tecavüz iddiasına konu ürünün üretim usulünün patent sahibi ürün ile aynı usulde üretildiÄŸinin karineten kabulünün gerektiÄŸi, bu durumda farklı usulde üretildiÄŸi hususunun davalı tarafça ispatlanması gerektiÄŸi, ancak dosyanın geldiÄŸi aÅŸama itibariyle henüz üretilen ürünlerin ayniyetinin ispatlanmadığı ve ispat yükünün henüz davacı üzerinde olduÄŸu, öte yandan 141/2. maddesinin mahkemeye dava konusu ürünün tescil konusundan farklı usulde üretildiÄŸi hususunda davalıdan ispat isteme noktasında bir zorunluluk da yüklemediÄŸi, üretilenin yeni olma özelliÄŸi de bulunmadığı, ispat yükünün davalı üzerinde olduÄŸunun kabulü halinde yapılacak inceleme neticesinde ürünün farklı bir usulle üretildiÄŸinin anlaşılması durumunda keÅŸif ve bilirkiÅŸi ücretini ödemek zorunda bırakılmış davalı açısından maÄŸduriyet söz konusu olacağı, davacı tarafça dosyaya sunulan mevcut delillerin davalının davacı yanın patent hakkına tecavüzünü kanıtlamaya yeterli bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiÅŸtir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre ilk derece mahkemesince davacıya ait patentin bir usul olduğu yönünde mahkemece ulaşılan kanaatin isabetli olduğu, mahkemece karar gerekçesinde davalıya ait ürünün yeni olmadığı şeklinde tespite yer verilmişse de patentin yeni bir mal yada ürüne ilişkin değil yeni bir üretim usulüne ilişkin olduğunun açıklanmak istendiği, gelinen aşama itibariyle davacının patent hakkına tecavüz edildiğine ilişkin bir ön bilgiye ulaşılamamış olduğundan, ispat külfetinin davacıda olduğu, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun dava tarihi itibariyle somut olayda uygulanma imkanının bulunmadığı, bir an için uygulanabileceği düşünülse dahi, değinilen yasa maddesindeki hükmün emredici nitelikte olmaması ve somut olayda gelinen aşama itibariyle ispat külfetinin hala davacı üzerinde bulunduğu, davalının tecavüz eyleminin olup olmadığının tespiti için mahallinde uzman bilirkişiler marifetiyle keşif yapılmasının zorunluluk arz ettiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, davacı şirket adına tescilli usul patentine davalı tarafça tecavüz edildiğinin tespiti ile bu tecavüzün önlenmesi ve üretim araçlarına el konulması taleplerine ilişkin olup, İlk Derece Mahkemesince yukarıda yazılı şekilde davanın reddine dair verilen kararı istinaf edilmesi üzerine inceleyen Antalya Bölge Adliye Mahkemesince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Dava tarihi itibariyle somut uyuÅŸmazlığın tamamının çözümünde 551 sayılı KHK’nın patent hakkına tecavüze iliÅŸkin hükümleri içeren 137. vd. hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. 551 sayılı KHK’da ispat hususuyla ilgili açık bir düzenleme bulunmamakla birlikte davalı taraf, kendisi tarafından piyasaya sürülen ürünlerin farklı usul kullanılarak üretildiÄŸini ve davacının tescilli usul patentine tecavüz edilmediÄŸini ileri sürmekte olup, davalı tarafından piyasaya sürülen ürünlerin farklı usulle üretildiÄŸini ispat etme yükünün de davalı taraf üzerinde olduÄŸu kabul edilmelidir.
Somut olayda, davalı tarafından patent konusu usulü uygulamadan üretim yapıldığı savunması karşısında, İlk Derece Mahkemesince davalı ürünlerinin üretim usulünün davacının tescilli usul patentinin kapsamı dışında olduğunu ispat yükünün davalı taraf üzerinde olduğu değerlendirilmeksizin, dava tarihi itibariyle henüz yürürlükte olmayan 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu hükümleri değerlendirilip anılan hükümlere ve ispat yüküne yanlış anlam verilerek ispat yükünün davacı taraf üzerinde olduğunun kabulüyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kaldırılmasına yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davacı taraf yararına bozularak kaldırılması gerektirmiştir.

Patent Dava Patent Avukat Patent Vekil


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz