Ara 22, 2020
377 Görüntüleme

Başkasının Günlüklerine Dayanan Kitap 10191

Yazan
banner

Davaya konu romanı okuyan ve davacıyı tanıyan kişilerin romanda Mişon olarak adı geçen kişinin davacı olduğu kanaatine vardıkları gözönüne alındığında matufiyet unsurunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Bu itibarla, mahkemece, bu hususlar gözetilerek, romanda bahsedilen kişinin davacı ile ilgisinin bulunduğunun kabulü ile romanda yazılan hususların davacının kişilik haklarına saldırı olup olmadığının belirlenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi…


Yargıtay 11. HD. T. 20.09.2011, E. 2011/10191, K. 2011/10603

Dava, davalı Ferhan’ın davacıya ait günlüklerden yararlanarak davacının hayatını roman olarak yazdığı ve bu romanda davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu iddiasına dayalı tecavüzün men’i ile maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davaya konu romanın davacıya ait anılardan esinlenerek yazıldığının ispat edilemediği, kaldı ki bu anıların eser niteliğinde bulunmadığı, bu nedenle  FSEK kapsamında korunamayacağı, davacının herkes tarafından tanınan bir kişi olmaması nedeniyle romanı okuyan herkesçe davacı olduğunun bilinmediği gerekçesiyle, yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir.

Ancak, davacı taraf davaya konu “Zaman Geriye Dönmez” isimli romanda, oturduğu evin konumu, evin alt katında bulunan bakkal ve terzi ile babasının adı ve yaşadığı bir kısım olayların anlatıldığını, kendisinin kullandığı (Mişon) müstear adın romanda aynen yer aldığını, romanda kendisinin cinsel yaşantısına ilişkin yanlış bilgiler verildiğini, paranoyak, şiddet yanlısı ve cinsel sapmaları olan biri gibi tanıtıldığını, bunun kişilik haklarına tecavüz olduğunu da ileri sürmüş, davacı tanıkları da romanda bahsedilen kişinin davacı olduğunu, ona ait özel bilgilerin açıklandığını beyan etmişlerdir.

Bu durumda, davaya konu romanı okuyan ve davacıyı tanıyan kişilerin romanda Mişon olarak adı geçen kişinin davacı olduğu kanaatine vardıkları gözönüne alındığında matufiyet unsurunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Bu itibarla, mahkemece, bu hususlar gözetilerek, romanda bahsedilen kişinin davacı ile ilgisinin bulunduğunun kabulü ile romanda yazılan hususların davacının kişilik haklarına saldırı olup olmadığının belirlenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

Fahriye Abla; Yazılı Eser Sahibinin Kişilik Haklarına Saldırı

İnstagram Paylaşımları, Marka İhlali, Tüzel Kişiliğin Kişilik Haklarının İhlali

Basın Yoluyla Kişilik Haklarına Saldırı, Haberin Objektif Olması


kişilik haklarına saldırı kişilik haklarına saldırı, telif dava telif dava,  telif ankara dava telif ankara dava,  telif avukat telif avukat,  fsek avukat fsek avukat,  fsek dava fsek dava,  telif hakkı ihlali telif hakkı ihlali, telif tecavüz telif tecavüz,  telif ankara tecavüz telif ankara tecavüz, fsek ankara avukat fsek ankara avukat, fsek avukatı fsek avukatı

 


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz