Oca 8, 2021
473 Görüntüleme

Bağışlanan, Müzayedede Sergilenen Eserler, Umuma Arz 3278

Yazan
banner

Bağış (satım veya trampa) suretiyle bir tablonun fiziki mülkiyetinin başkasına devri; sahibinin rızasıyla eserin umuma arzı niteliğinde olduğundan (Dairemizin 29.01.2007 gün ve 14025/942 sayılı kararı) devralanlar tarafından davalılara teslim edilerek davalı şirketçe işletilen müzayede salonunda satışı için teşhiri mümkündür. Zira, 5846 Sayılı FSEK 40/II-III. fıkraları uyarınca, üzerine davacı tarafından açıkça men edici bir kayıt konulmadıkça güzel sanat eserleri malikleri veya bunların izniyle başkaları tarafından umumi mahallerde teşhir edilebilir ve açık artırma ile satılacak eserler teşhir olunabilir.


Yargıtay 11. HD. T. 27.09.2010, E. 2009/3278, K. 2010/9305

Davacı vekili, müvekkilinin “Tophane ‘den Nusretiye Camii” isimli yağlı boya eserin sahibi olduğunu, tabloyu dava dışı Selvin Gafuroğlu’na hediye ettiğini, davalı J.N.Y.’ın genel koordinatör, davalı M.C.H. ‘nun müzayede yöneticisi olduğunu, eserin müzayede yoluyla satışının önlenmesi için 15.02.2001 tarihinde davalılara ihtarname çektiğini, buna rağmen satışa sunulduğunu, umuma arz yetkisinin manevi haklardan olduğunu, kimseye devredilmediğini ileri sürerek, 10.000.-YTL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsilini, FSEK 45/l ve 70/3 maddeleri gereğince sanatçıya ödenmesi gereken münasip payın tespitini, davacıya ödenmesini, ihbar tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasını talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekili, tablonun Mustafa Dölay isimli kişiden satışa sunulmak üzere alındığını, satış bedelinin bu kişiye ödendiğini, tazminattan sorumlu olmadıklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davacının eseri hibe etmekle mali haklardan vazgeçtiği, manevi hakların devredilemeyeceği, umuma arzın da manevi haklardan olduğu, eser sahibinin rızasının gerektiği, yapılan ihtara rağmen tablonun satıldığı FSEK 14 ve 70 maddeleri gereğince manevi haklarının zedelendiği gerekçesiyle, davalı şirket yönünden, 4.000.-YTL manevi tazminatın 19.02.2001 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalı şirketten tahsiline, sair taleplerin ve diğer davalılar yönünden davanın husumetten reddine karar verilmiştir.

Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir

1-Kararı temyiz eden davalılar M.C.H. ve J.N.Y. aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verildiğinden adı geçen davalıların temyizde hukuki yararları bulunmaması nedeniyle temyiz istemlerinin reddi gerekmiştir.

2-Davacı, eserin rızası dışında umuma arz edildiğini ileri sürerek, tazminat isteminde bulunmuş olup, mahkemece, umuma arz yetkisinin manevi haklardan olduğu, ilk kez kamuya sunma hakkının zaman aşımına tabi olmaksızın eser sahibe ait olduğu gerekçesiyle, manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir.

FSEK 14. maddesinde “Bir eserin umuma arz edilip edilmemesini, yayımlanma zamanını ve tarzını münhasıran eser sahibi tayin eder” denilmiştir.

Davacı tarafından meydana getirilen yağlı boya tablo güzel sanat eserinin bizzat davacı tarafından dava dışı resim galerisi işletmecisi Selvin Gafuroğlu’na hediye edilmek suretiyle fiziki mülkiyetinin devri aynı zamanda sahibinin rızasıyla eserin umuma arzıdır. Sahibinin rızasıyla umuma arz edilen eser alenileşmiş sayılır ve 5846 Sayılı FSEK 14/III. fıkrasında yazılı haller dışında umuma arzın geri alınması mümkün değildir. Eseri teslim alan kişi bu eseri sergileyebilir, evine asabileceği gibi bir galeri veya müzayede de satış için teşhir edebilir (Tekinalp U., Fikri Mülkiyet Hukuku, S. 154, 155).

Dava konusu eserin de davacı tarafından bağışlandığı kişi tarafından dava dışı Mustafa Dölay’a satıldığı ve onun tarafından müzayede yoluyla satışa sunulmak üzere davalılara teslim edildiği savunulmuştur. Az önce de açıklandığı üzere bağış (satım veya trampa) suretiyle bir tablonun fiziki mülkiyetinin başkasına devri; sahibinin rızasıyla eserin umuma arzı niteliğinde olduğundan (Dairemizin 29.01.2007 gün ve 14025/942 sayılı kararı) devralanlar tarafından davalılara teslim edilerek davalı şirketçe işletilen müzayede salonunda satışı için teşhiri mümkündür. Zira, 5846 Sayılı FSEK 40/II-III. fıkraları uyarınca, üzerine davacı tarafından açıkça men edici bir kayıt konulmadıkça güzel sanat eserleri malikleri veya bunların izniyle başkaları tarafından umumi mahallerde teşhir edilebilir ve açık artırma ile satılacak eserler teşhir olunabilir. Davacı tarafından eser üzerine men edici bir kayıt konulduğu veya eserin bu suretle umuma arzının 5846 Sayılı FSEK 14/III fıkrasına göre eser sahibinin şeref ve itibarını zedelediği de iddia ve ispat edilemediğine göre mahkemece davalı şirket eyleminin aynı Yasa’nın 14 ve 70. maddeleri uyarınca manevi hak oluşturduğundan bahisle tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir.

Telif Hakkı Avukatlığı

Eserin Umuma Arz Edilmesi, Yayınlanması Zamanı ve Tarzının Belirlenmesi 740

Eserin Umuma Arzı; Burhan Uygur Kararı

Eserin Umuma Arzı ve Değiştirilmesini Önleme Hakkı

Eserin İnternet Yoluyla Umuma Arzı

fsek dava fsek dava,  ankara fsek dava ankara fsek dava,  ankara fsek avukat ankara fsek avukat, eser sözleşmesi eser sözleşmesi,  eserin umuma arzı eserin umuma arzı,  eser dava eser dava, eser ihlal eser ihla,  fsek ihlal fsek ihlal,  eser tecavüz eser tecavüz,  eser ihlal avukat eser ihlal avukat,  telif dava telif dava,  telif avukat telif avukat,  telif ankara dava telif ankara dava,  telif ankara avukat telif ankara avukat


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz