Şub 16, 2021
572 Görüntüleme

Eser Sahipliği ve Eser Sahibinin Belli Olmaması 217

Yazan
banner

FSEK m. 18uyarınca “Mali hakları kullanma yetkisi münhasıran eser sahibine aittir. Aralarındaki özel sözleşmeden veya işin mahiyetinden aksi anlaşılmadıkça; memur, hizmetli ve işçilerin işlerini görürken meydana getirdikleri eserler üzerindeki haklar bunları çalıştıran veya tayin edenlerce kullanılır. Tüzel kişilerin uzuvları hakkında da bu kural uygulanır. Bir eserin yapımcısı veya yayımcısı, ancak eserin sahibi ile yapacağı sözleşmeye göre mali hakları kullanabilir” hükmünü içermekte olup, davacı …Ş. vekili de dayanak reklam filminin müvekkiline bağlı çalışanlar tarafından meydana getirildiğini ileri sürmüştür. Bu durumda, ortaya çıkan ihtilaf, eser nedeniyle onu meydana getiren çalışanlarla, eser sahiplerini çalıştıranlar arasında bir ihtilaf olmadığına göre, mahkemece re’sen, eser sahipleri ve icracı sanatçıların şirket çalışanları olup olmadığı değerlendirilerek davacı … yönünden davanın bu gerekçeyle reddi de doğru olmamıştır. Keza FSEK m. 12’de; “ Yayımlanmış olan bir eserin sahibi 11. maddeye göre belli olmadıkça, yayımlayan ve o da belli değilse çoğaltan, eser sahibine ait hak ve salahiyetleri kendi namına kullanabilir. Bu salahiyetler, 11. maddenin 2. fıkrasındaki karine ile eser sahibinin belli olmadığı hallerde konferansı verene veya temsili icra ettirene aittir. Bu maddeye göre salahiyetli kimselerle asıl hak sahipleri arasındaki münasebetlere, aksi kararlaştırılmamışsa, adi vekalet hükümleri uygulanır” hükmü ile aynı Kanunun 11. maddesi “Yayımlanmış eser nüshalarında veya bir güzel sanat eserinin aslında, o eserin sahibi olarak adını veya bunun yerine tanınmış müstear adını kullanan kimse, aksi sabit oluncaya kadar o eserin sahibi sayılır. Umumi yerlerde veya radyo-televizyon aracılığı ile verilen konferans ve temsillerde, mutad şekilde eser sahibi olarak tanıtılan kimse o eserin sahibi sayılır, meğer ki, birinci fıkradaki karine yoluyla diğer bir kimse eser sahibi sayılsın” şeklindeki düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde, reklam filmlerinin niteliği itibariyle sahibinin adı belirtilmeyen eserler niteliğinde olup olmadığı, sahibinin adı belirtilmeyen eserler niteliğinde ise, bu defa eseri yayınlayan davacı …Ş. nin karineten eserden doğan mali hakları kullanma yetkisine sahip olup olmadığı değerlendirilmeksizin, ispat yüküne yanlış anlam verilerek davacı yönünden davanın reddine karar verilmesi de doğru olmamıştır.


Yargıtay 11. Hukuk Dairesi  2020/217 E. 2020/4731 K.

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy (Kapatılan) 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 15.03.2017 tarih ve 2013/52 E- 2017/69 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kısmen kabulüne-kısmen reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 10.12.2019 tarih ve 2017/3509 E- 2019/2711 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili; müvekkili ETS…A.Ş’nin , ETS ve ETS TUR ibareli tanınmış markaların sahibi bulunduğunu, diğer müvekkili Voyag Turizm A.Ş’nin ise ETS…AŞ’nin grup şirketlerinden biri olup MAX ROYAL otellerinin sahibi olduğunu, otelin tanıtımı için televizyon ve sinemalarda yayınlanmak üzere hazırlanan reklam filminin şirket bünyesi içinde reklam ekibi tarafından dışarıdan da destek alınarak hazırlandığını, reklam filminin 16.02.2011’den itibaren yayınlandığını, reklam filminin ana tema ve konseptinin Max Royal oteline gelip burada kalanların stresten kopup adeta yer çekimsiz bir gezegenden inişcesine hafifleyeceklerini, mutluluk, rahat ve huzur bulacaklarını, bu ifadeleri güçlendirmek üzere insan ve eşyaların havada uçarcasına hareket ettiği görsellere yer verildiğini, eşlik eden müziğinde bu hissiyatı güçlendirdiğini, reklam filmi senaryosunu müvekkili olan şirketin reklam departmanı çalışanları tarafından hazırlandığını, fon müziğinin özel olarak yaptırıldığını, davalı şirketin ise kendileri tarafından gerçekleştirilecek konut projesi ile ilgili reklam filmini 19 Mayıs 2011 tarihinden itibaren yerli televizyon kanallarında MAXİMOON vurgusu ile yayınlatmaya başladığını, davalının reklam filminde yer alan fikir, ana ögeler, konsept, sahneler ve müziğin davacıya ait reklam filmi ile birebir aynı olduğunu, FSEK anlamında eser niteliğindeki reklam filmine ait tüm mali hakların müvekkiline ait olduğunu, davalının ” MAX ” ibaresi ile tüketici nezdinde karşılıklık yaratarak, müvekkilin tanınmışlık düzeyinden yararlanıp haksız kazanç elde etmeyi amaçladığından bu eyleminin aynı zamanda TTK anlamında haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek FSEK kapsamında müvekkilinin eserden doğan mali haklarına tecavüz edildiğinin tespitini, tecavüzün ref’i ve men’ini, FSEK 68. madde uyarınca müvekkili ile sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya tespit edilecek rayiç bedel itibariyle uğradığı zarar 25.000,00 TL olmak üzere bu tutarın 3 katı olan 75.000.-TL. maddi tazminatın dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini toplam 245.651-TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; müvekkili şirketin inşaat işi ile, davacı şirketin ise turizm ve otelcilik işi ile iştigal ettiğini, müvekkili şirkete ait “MAXİMOON” markasının tescilli olduğunu, reklam filminde kullanılan müziğin telif hakkının ödenerek satın alındığını, filmler arasında benzerlik bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacının reklam filminin FSEK. 5. madde anlamında sinema eseri niteliğinde olduğu, eser sahipliği sıfatının resen gözetilmesi gerektiği, davacı şirketin reklam departmanında çalışanların hak sahipliğinden doğan haklarını ETS…A.Ş.ye devrettiklerine dair taahhütname ve muvafakatname imzaladıkları, böylece davacı …Ş. ‘nin reklam filmi üzerinde mali hakları kullanma yetkisine sahip olduğu, ayrıca MAX ROYAL otelinin sahibi olan ve reklamı yapılan davacı Voyag A.Ş.’nin de haksız rekabete dayalı olarak husumet ehliyeti bulunduğu, dava konusu reklam filminde davacının çekimlerinin kullanılmadığı davalının bizzat çekim yaptığı, bu nedenle intihalin söz konusu olamayacağı ancak dava konusu reklam filminde kullanılan unsurların benzerlerinin geniş hareket alanına rağmen davalı tarafın reklam filminde kullanıldığı, filmin bütünü nazara alındığında davacının reklam filminden yararlanıldığı ve bu durumda esinlenmenin sınırlarını aştığı, reklam filminin telif ücretinin 61.412,00 TL olarak tespit edildiği, Voyag Turizm A.Ş. yönünden haksız rekabet oluşturacak şekilde reklam filminin benzerinin TTK 54. maddeye aykırı olarak kullanıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 61.412,00 TL telif ücretinin 3 katı olan 184.236 TL’nin davalıdan tahsili ile 60.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren 124,236 TL’nin ıslah tarihi olan 06.04.2015 tarihinden itibaren ticari faizi ile ETS Ersoy Turistik A.Ş.’ye verilmesine, 20.000,00 TL haksız rekabet nedeniyle tazminatın 5.000,00 TL sinin dava tarihinden, 15.000,00 TL’nin ıslah tarihi olan 06.04.2015 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılardan Voyag Turizm Otelcilik A.Ş.’ye verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce; davacılar vekilince reklam filminin mali haklarının devralındığına dair şirket reklam departmanı çalışanlarının muvaffakatnamelerinin ibraz edildiği, dava dilekçesinde de tasarlanan reklam filminin çekimi, montajlanması, reklam filminde kullanılacak fon müziği, çekimde kullanılan mankenler ve materyaller için kendi bünyesinde yer alan büyük reklam ekibinin çalışmalarının yanı sıra dışarıdan da destek aldığının beyan edildiğini, dosyada çalışanların muvaffakatnameleri dışında, reklam filminin diyalog yazarı, yönetmeni ve reklam filmi müziği için özgün müzik bestecisinden, oyuncu/manken ve icracı sanatçılardan mali hakları devralındığına dair sözleşmelerin ibraz edilmediği bu nedenle mali hak sahipliğinin ispatlanamadığı, ilk derece mahkemesince sadece çalışanlardan alınan muvaffakatnamelerin yeterli görülmesinin yerinde olmadığı, davacı …Ş. yönünden haksız rekabetin tespiti talebinin bulunduğu ancak maddi tazminat talebinin bulunmadığı halde talep aşımı yapılarak 20.000.- TL tazminata hükmedildiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, davacı … AŞ ‘nin hak sahipliği ispatlanamadığından eserden kaynaklanan haklara tecavüzün tespiti ve 240.651.- TL maddi tazminata yönelik davasının reddine, davalı tarafın MAXIMOON vurgulu reklam filminin, davacıların reklam filmi ile iltibasa meydan verecek derecede benzer olduğunun ve 6762 sayılı TTK 57/5 maddesi gereğince haksız rekabet yarattığının tespitine, taleple bağlı kalınarak haksız rekabet nedeniyle 5.000,00 TL tazminatın 21.06.2011 dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılardan Voyag Turizm Otelcilik A.Ş.’ye verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
1-İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, temyiz edenlerin sıfatı ve temyiz sebepleri itibariyle, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davacı Voyag Turizm Otelcilik İşletmesi ve İnş.San.Tic. A.Ş.’nin tüm temyiz itirazlarının reddine, davacı … Servisleri A.Ş.’nin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacılardan ETS AŞ yönünden dava, FSEK kapsamında davacının eserden doğan mali haklarının ihlal edildiğinin tespiti, refi ve meni ile FSEK 68. madde gereğince maddi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, davacı …Ş’nin yapımcısı ve yayıncısı olduğu, diğer davacının faaliyetlerinin tanıtıldığı reklam filminden, davalı tarafça intihal suretiyle oluşturulan başka bir reklam filminin televizyonlarda yayınlatıldığı iddiasıyla açılan dava sonucunda ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, kararın davalı yanca istinaf olunması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, eserden doğan hak sahipliğini ispatlayamadığı gerekçesiyle davacı … AŞ yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Tacirlerin bizzat kendilerinin veya piyasaya sürdükleri mal ve hizmetlerin sesli ve görsel filmlerle tanıtımına ilişkin reklam filmleri, Türk hukukunda sinema eserleri olarak korunmakta olup, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 8/3. maddesi uyarınca, diğer sinema eserlerinde olduğu gibi “yönetmen, özgün müzik bestecisi, senaryo yazarı ve diyalog yazarı” reklam filmlerinde de birlikte hak sahibidirler.
5846 sayılı FSEK’nın son halinde, yapımcılar sinema eserlerinde eser sahibi olarak kabul edilmemekle birlikte, FSEK 80/2. maddesinde film yapımcıları bağlantılı hak sahibi olarak kabul edilmiş ve (1) no’lu alt bentte ise yapımcılar, sinema eserlerinden doğan hakların başkaları tarafından doğrudan veya dolaylı olarak çoğaltılması, dağıtılması, satılması, kiralama ve ödünç verilmesi ile umuma iletimine ve yeniden ilitimine izin verme veya yasaklama konusunda münhasıran hak sahibi olarak kabul edilmişlerdir. Sinema eserinden doğan hakların kullanılması kapsamında, bir yapımcının eser sahipleri veya icracı sanatçılar ile sözleşme yapıp yapmadığı, onlardan izin alıp almadığı hususu veya sözleşmenin kapsamı, ancak anılan kişiler arasında çıkacak bir ihtilafta gündeme gelebilecek iken, yapımcı tarafından, reklam filminin üçüncü kişiler tarafından intihal olunmasına ve telli veya telsiz vasıtalarla umuma iletilmesine karşı açılan bir davada, mahkemece resen, yapımcı ile eser sahipleri ve icracı sanatçılarla hak devrine ilişkin sözleşme sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış ve hükmün bu nedenle davacı … yararına bozulması gerekmiştir.
3- FSEK 18. maddesi uyarınca “Mali hakları kullanma yetkisi münhasıran eser sahibine aittir. Aralarındaki özel sözleşmeden veya işin mahiyetinden aksi anlaşılmadıkça; memur, hizmetli ve işçilerin işlerini görürken meydana getirdikleri eserler üzerindeki haklar bunları çalıştıran veya tayin edenlerce kullanılır. Tüzel kişilerin uzuvları hakkında da bu kural uygulanır. Bir eserin yapımcısı veya yayımcısı, ancak eserin sahibi ile yapacağı sözleşmeye göre mali hakları kullanabilir” hükmünü içermekte olup, davacı …Ş. vekili de dayanak reklam filminin müvekkiline bağlı çalışanlar tarafından meydana getirildiğini ileri sürmüştür. Bu durumda, ortaya çıkan ihtilaf, eser nedeniyle onu meydana getiren çalışanlarla, eser sahiplerini çalıştıranlar arasında bir ihtilaf olmadığına göre, mahkemece re’sen, eser sahipleri ve icracı sanatçıların şirket çalışanları olup olmadığı değerlendirilerek davacı … yönünden davanın bu gerekçeyle reddi de doğru olmamıştır.
4- Keza FSEK 12. maddesinde “ Yayımlanmış olan bir eserin sahibi 11 inci maddeye göre belli olmadıkça, yayımlıyan ve o da belli değilse çoğaltan, eser sahibine ait hak ve salahiyetleri kendi namına kullanabilir. Bu salahiyetler, 11 inci maddenin 2 nci fıkrasındaki karine ile eser sahibinin belli olmadığı hallerde konferansı verene veya temsili icra ettirene aittir. Bu maddeye göre salahiyetli kimselerle asıl hak sahipleri arasındaki münasebetlere, aksi kararlaştırılmamışsa, adi vekalet hükümleri uygulanır” hükmü ile aynı Kanunun 11. maddesi “Yayımlanmış eser nüshalarında veya bir güzel sanat eserinin aslında, o eserin sahibi olarak adını veya bunun yerine tanınmış müstear adını kullanan kimse, aksi sabit oluncaya kadar o eserin sahibi sayılır. Umumi yerlerde veya radyo-televizyon aracılığı ile verilen konferans ve temsillerde, mutad şekilde eser sahibi olarak tanıtılan kimse o eserin sahibi sayılır, meğer ki, birinci fıkradaki karine yoluyla diğer bir kimse eser sahibi sayılsın” şeklindeki düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde, reklam filmlerinin niteliği itibariyle sahibinin adı belirtilmeyen eserler niteliğinde olup olmadığı, sahibinin adı belirtilmeyen eserler niteliğinde ise, bu defa eseri yayınlayan davacı …Ş. nin karineten eserden doğan mali hakları kullanma yetkisine sahip olup olmadığı değerlendirilmeksizin, ispat yüküne yanlış anlam verilerek davacı … yönünden davanın reddine karar verilmesi de doğru olmamıştır.

Selvi Boylum Al Yazmalım; Reklam Filmi

fsek avukat fsek avukat  fsek dava fsek dava fsek ankara avukat fsek ankara avukat  fsek ankara dava fsek ankara dava telif tazminat telif tazminat  fsek tazminat fsek tazminat  telif tecavüzü telif tecavüzü  telif avukatı telif avukatı fsek avukatı fsek avukat


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz