Şub 16, 2021
378 Görüntüleme

Eserde izinsiz Değişiklik Yapma ve Manevi Hak İhlali 992

Yazan
banner

Davalının davacı eser sahibine ait eseri hiç bir suretle kısaltma, ekleme ve değiştirme yapmaksızın münasip biçimde çoğaltmak zorunluluğunun bulunduğu, eserin eksik ve yanlışlıklarının yine davacı eser sahibi tarafından giderilebileceği, davalı vakfın davacı eser sahibinin hazırlayıp vakfa teslim ettiği esere ilişkin metni değiştirerek çoğaltıp yaydığı, bu suretle davacıya ait eserin bütünlüğünü koruma ve eseri bütün halinde umuma arz edebilme biçimindeki manevi hakların ihlale uğradığı, esere ad koymak hakkının eser sahibine ait bulunduğu, sözleşmede müstakil madde halinde eserin adı için açık bir nitelendirme yapılmasa da eserin adını belirleme yetkisinin her halde davacı eser sahibine ait bulunduğu, eser hazırlama sözleşmesi uyarınca hazırlansa ve mali hakları davalı vakfa ait dahi olsa da eser basılmadan evvel sahibi taratandan esere ad konulmamış olması durumunda bu yetkinin asla davalıya geçmeyeceği, davalının bu konuda davacıdan belirlemeyi yapmasını istemesinin gerektiği, oysa böyle bir istem olmadan eserin doğrudan mevcut adıyla çoğaltılıp umuma arz olunduğu, davacı eser sahibinin, eserine ad koyma biçimindeki manevi hakkının da ihlale uğradığı ve davacı eser sahibinin eserinin umuma arz biçimini belirleme yetkisinin çiğnendiği, FSEK 70/1. maddesi uyarınca davacının manevi tazminat talep hakkının doğduğu…


Yargıtay 11. HD. T. 12.09.2011, E. 2010/992, K. 2011/10226

Davacı vekili, müvekkili ile davalı vakıf arasında imzalanan yayım sözleşmesine göre müvekkilinin, davalı vakfın kurucusunun makalelerinin toplanması, çevirilerinin yapılması ve yayıma hazırlanması hususlarını yükümlendiğini ve eseri davalı vakfa teslim ettiğini, ihtarlara rağmen vakfın eserin basımından önceki son halinin kendilerine gönderilmediğini ve eseri müvekkilinin derlediği biçimin dışında basarak umuma arz ettiğini, mahsulün işlenme eser mahiyetinde bulunup sahibinin de müvekkili olduğunu, eserin yayımlanma tarzının eser sahibinin şeref ve itibarını zedeleyecek mahiyete bulunduğunu, FSEK 14. maddedeki umuma arz ve 16. maddedeki eserde değişiklik yapılmasını men etme manevi haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek, FSEK 77/1. Madde gereğince hatalı basılan kitabın eldeki mevcuduna, ihtiyati tedbir niteliğinde el konulmasını ve bu kitapların imhasını, kararın ilanını, eserin eser sahibi tarafından vakfa teslim edilen şekilde düzeltilecek yeni baskısının yasaya ve sözleşmeye uygun bir biçimde yeniden yapılmasının sağlanmasını, 20.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, yayın sözleşmesinin 5 ve 6. maddelerinde, davacının kitabı yayına hazırlayan veya yayına hazırlama komisyonu başkanı şeklinde tarif edildiğini, sayfa düzenlemesi, grafik çalışmasının proje ve yayın sorumlusu vakıf başkanı tarafından yapılacağı hükmünün öngörüldüğünü, sözleşmede kitabın hazırlığı veya baskıya verilmeden önce kontrol edilmesi amacıyla davacıya verilmesi ile ilgili hüküm bulunmadığını, davacının hazırladığı eserde önemli yazım hatalarının düzeltildiğini, bu görevin Vakıf Başkanı’na verildiğini, yapılan düzenlemenin olması gereken bilimsel bir çalışmadan doğan eksikliğin düzeltilmesi niteliğinde olduğunu ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna dayanılarak, taraflar arasındaki sözleşmenin eser sahibinin bütün veya aynı cinsten eserlerinin külliyat haline konulması mahiyetindeki bir derleme eser hazırlama sözleşmesi olarak nitelendirilebileceği, hazırlanan işlenme eserin sahibinin davacı olduğu, sözleşmede eserin konusu olan makalelerin toplanması, üzerinde gerekli çalışmaların yapılması, düzenlenmesi, tashihlerinin tamamlanarak yayıma hazır hale getirilmesi, çeviri ve ihtiyaç duyulacak bilimsel değerlendirmelerin yapılması sorumluluğunun davacıya bırakıldığı, sayfa düzenlemesi, grafik çalışması, proje ve yayın sorumlusunun vakıf başkanı olduğunun hüküm altına alınmasının, vakıf başkanını eser sahibi veya eser sahiplerinden biri konumuna getiremeyeceği, eserin mali haklarının davalı vakfa ait bulunmasının davacının anılan eserin sahibi olmasını değiştirmeyeceği, davacının eserden doğan eser sahipliği yetkilerini ve bu arada manevi haklarının tamamını kullanabileceği, davalı vakfın kendilerine teslim olunan eserde yanlışlıklar yapıldığı hususunda bir kanaate varır ise bunu davacı eser sahibine bildirmesi gerektiği, ancak bunu yapmadığı, BK’nın 376. Maddesi gereğince davalının davacı eser sahibine ait eseri hiç bir suretle kısaltma, ekleme ve değiştirme yapmaksızın münasip biçimde çoğaltmak zorunluluğunun bulunduğu, eserin eksik ve yanlışlıklarının yine davacı eser sahibi tarafından giderilebileceği, davalı vakfın davacı eser sahibinin hazırlayıp vakfa teslim ettiği esere ilişkin metni değiştirerek çoğaltıp yaydığı, bu suretle davacıya ait eserin bütünlüğünü koruma ve eseri bütün halinde umuma arz edebilme biçimindeki manevi hakların ihlale uğradığı, esere ad koymak hakkının eser sahibine ait bulunduğu, sözleşmede müstakil madde halinde eserin adı için açık bir nitelendirme yapılmasa da eserin adını belirleme yetkisinin her halde davacı eser sahibine ait bulunduğu, eser hazırlama sözleşmesi uyarınca hazırlansa ve mali hakları davalı vakfa ait dahi olsa da eser basılmadan evvel sahibi taratandan esere ad konulmamış olması durumunda bu yetkinin asla davalıya geçmeyeceği, davalının bu konuda davacıdan belirlemeyi yapmasını istemesinin gerektiği, oysa böyle bir istem olmadan eserin doğrudan mevcut adıyla çoğaltılıp umuma arz olunduğu, davacı eser sahibinin, eserine ad koyma biçimindeki manevi hakkının da ihlale uğradığı ve davacı eser sahibinin eserinin umuma arz biçimini belirleme yetkisinin çiğnendiği, FSEK 70/1. maddesi uyarınca davacının manevi tazminat talep hakkının doğduğu gerekçesiyle 4.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, kararın ilanına, davacının tecavüzün ref’i istemini müstakil bir talep olarak getirmemesi nedeniyle bu şekilde karar verilemeyeceği, eserin, eser sahibi tarafından vakfa teslim edilen şekilde düzeltilecek yeni baskısının yasaya ve sözleşmeye uygun bir biçimde yeniden yapılmasının sağlanması talebinin de bu biçiminde bir karar verilmesi mümkün olmadığından reddine karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.

Eserin Özünün Değiştirilmesi, Telif Hakkı İhlali

Telif Hakkı Avukatlığı

fsek dava fsek dava   fsek avukat fsek avukat  telif avukat telif avukat  telif dava telif dava telif ankara avukat telif ankara avukat telif ankara dava telif ankara dava telif hakları ihlali telif hakları ihlali  telif hakları avukatı telif hakları avukatı telif tazminat telif tazminat telif ihlal telif ihlal fsek ihlal fsek ihlal fsek tazminat fsek tazminat eserde değişiklik manevi hak eserde değişiklik manevi hak


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz