May 7, 2021
397 Görüntüleme

Sosyal Medyada Paylaşılan Fotoğrafın İşten Çıkarma Nedeni Olması 35488

Yazan
banner

Somut olayda başvurucunun ifade özgürlüğü ile işverene karşı sadakat yükümlülüğü arasında adil bir denge kurulabilmesi için öncelikle olgusal bir durum ifade eden söz konusu fotoğrafın kim tarafından, kimlerle ve hangi şartlarda paylaşıldığının irdelenmesi gerekir. Başvurucu, işveren Bankada müfettiş olarak görev yapmakta olup başvuruya konu fotoğrafı sadece aynı Bankada kendisi gibi müfettiş olan belirli sayıda arkadaşının bulunduğu WhatsApp grubunda paylaşmıştır.

Başvurucunun kullandığı ifadelere onun verdiği anlamın ötesinde bir anlam yüklenmemelidir (benzer değerlendirmeler içeren birçok karar arasından bkz. Ergün Poyraz (2) [GK], B. No: 2013/8503, 27/10/2015, § 72; Tansel Çölaşan, § 69; Emin Aydın (2), B. No: 2013/3178, 25/6/2015, § 50). Somut olayda ise kişilerin aynı Bankada ve aynı görevde bulunan ve birbirleriyle belirli derecede güven ilişkisi içinde olan çalışma arkadaşlarının kurdukları çeşitli iletişim gruplarında kullandıkları ifade yöntemlerine aşırı bir anlam yüklenmiştir. Söz konusu paylaşımın üçüncü kişilerle paylaşılmaması, kurum dışına çıkartılmaması ve herhangi bir tehlikeliliğinin ortaya çıkmaması karşısında derece mahkemelerinin başvuruya konu paylaşımın kurum dışına sızması hâlinde büyük zararlar doğacağı varsayımlarının kabul edilmesi için daha fazla olgusal veriye ve değerlendirmeye ihtiyaç vardır.


VOLKAN ÇAKIR BAŞVURUSU (Başvuru Numarası: 2017/35488) Karar Tarihi: 7/4/2021

Somut olayda baÅŸvurucunun bir arkadaşı tarafından kendisine gönderilen ve genel müdürün odasının önündeki boÅŸ kutuları gösteren bir fotoÄŸrafı kendisi gibi müfettiÅŸ arkadaÅŸlarının dâhil olduÄŸu WhatsApp grubunda paylaÅŸması nedeniyle iÅŸ akdi feshedilmiÅŸtir. BaÅŸvurucu dava açarak bu fesih iÅŸleminin geçersiz olduÄŸunu ileri sürmüş ancak Daire “halka açık bir ÅŸekilde bankacılık faaliyetinde bulunan, borsada hisse senetleri iÅŸlem gören” Bankanın “genel müdürünün görevden alındığı izlenimini verecek nitelikteki” söz konusu paylaşımın “iÅŸ yerine ait bir sırrın ifÅŸası niteliÄŸi taşıdığını” ve baÅŸvurucunun bu eyleminin “işçi-iÅŸveren arasındaki güven iliÅŸkisini ortadan kaldırır nitelikte” olduÄŸunu deÄŸerlendirmiÅŸtir. Daire, fotoÄŸrafın kurum dışına sızması veya basına yansıması hâlinde doÄŸuracağı sakıncaları gözetmiÅŸ ve baÅŸvurucunun iÅŸ akdinin feshedilmesinin geçerli neden olarak kabul edilmesi gerektiÄŸine karar vermiÅŸtir (bkz. §§ 13,14).

Bir iş yerinde çalışanların gizli kalması gereken bazı bilgi ve belgeleri işyeri dışına çıkartmaları veya buna yol açmaya elverişli faaliyetlere girişmeleri iş sözleşmesine ve sadakat yükümlülüğüne aykırı bir davranış olarak kabul edilebilir. Bu durum söz konusu faaliyetleri gerçekleştiren kişilerin iş akdinin feshine de yol açabilir. Nitekim Daire kararı incelendiğinde başvuruya konu paylaşımın kurum dışına sızması veya basına yansıması hâlinde doğuracağı sakıncalar çerçevesinde bir değerlendirme yapıldığı görülmektedir (bkz. § 13). O hâlde mevcut başvuruda başvurucunun iş akdinin feshedilmesinin ifade özgürlüğünü ihlal ettiğine ilişkin şikâyeti incelenirken yukarıda belirtilen ilkeler ışığında (bkz. § 34) Dairenin bozma ilamında yer alan gerekçeler değerlendirilmelidir.

 Somut olayda başvurucunun ifade özgürlüğü ile işverene karşı sadakat yükümlülüğü arasında adil bir denge kurulabilmesi için öncelikle olgusal bir durum ifade eden söz konusu fotoğrafın kim tarafından, kimlerle ve hangi şartlarda paylaşıldığının irdelenmesi gerekir. Başvurucu, işveren Bankada müfettiş olarak görev yapmakta olup başvuruya konu fotoğrafı sadece aynı Bankada kendisi gibi müfettiş olan belirli sayıda arkadaşının bulunduğu WhatsApp grubunda paylaşmıştır. Üstelik başvurucunun iddiasına göre grup üyelerinden biri de başvurucu hakkında soruşturma açmaya yetkili kişilerden olan teftiş kurulu başkan yardımcısıdır. Bu çerçevede söz konusu paylaşımın kişilerin güvendikleri insanlarla kurdukları kapalı bir grupta yapıldığı anlaşılmakta olup başvurucunun söz konusu paylaşımı yapmakta kötü niyetinin bulunduğunu veya işverene zarar verme amacının bulunduğunu söylemek mümkün görünmemektedir.

Eldeki baÅŸvuruda deÄŸerlendirilmesi gereken bir diÄŸer husus ise baÅŸvurucunun söz konusu paylaşımının iÅŸveren üzerindeki etkileridir. Daire kararında baÅŸvurucunun söz konusu paylaşımın, yapıldığı ortamın kendine has özellikleri veya daha geniÅŸ bir ifadeyle baÅŸvuruya konu fotoÄŸrafın paylaşılma ÅŸartlarının olayın bütünselliÄŸi içinde yeri deÄŸerlendirilmeksizin fotoÄŸrafın kurum dışına sızması hâlinde “genel müdürünün görevden alındığı izlenimini verecek” bir etkisinin olduÄŸu ve bunun ekonomik sakıncalara yol açabileceÄŸi kabul edilmiÅŸtir. Bununla birlikte Dairenin böyle bir sonuca varması, ancak baÅŸvurucunun söz konusu fotoÄŸraf paylaşımına onun verdiÄŸi anlamın ötesinde anlamlar yüklemesi ile mümkün olmuÅŸtur. BaÅŸvurucunun kullandığı ifadelere onun verdiÄŸi anlamın ötesinde bir anlam yüklenmemelidir (benzer deÄŸerlendirmeler içeren birçok karar arasından bkz. Ergün Poyraz (2) [GK], B. No: 2013/8503, 27/10/2015, § 72; Tansel ÇölaÅŸan, § 69; Emin Aydın (2), B. No: 2013/3178, 25/6/2015, § 50). Somut olayda ise kiÅŸilerin aynı Bankada ve aynı görevde bulunan ve birbirleriyle belirli derecede güven iliÅŸkisi içinde olan çalışma arkadaÅŸlarının kurdukları çeÅŸitli iletiÅŸim gruplarında kullandıkları ifade yöntemlerine aşırı bir anlam yüklenmiÅŸtir. Söz konusu paylaşımın üçüncü kiÅŸilerle paylaşılmaması, kurum dışına çıkartılmaması ve herhangi bir tehlikeliliÄŸinin ortaya çıkmaması karşısında derece mahkemelerinin baÅŸvuruya konu paylaşımın kurum dışına sızması hâlinde büyük zararlar doÄŸacağı varsayımlarının kabul edilmesi için daha fazla olgusal veriye ve deÄŸerlendirmeye ihtiyaç vardır.

Böylelikle somut olayda Daire; başvurucunun ifadelerinin işverenine karşı sadakat yükümlülüğüne hangi yönlerden aykırılık oluşturduğu ve söz konusu son derece ağır tedbire zorunlu ve en son çare olarak (bkz. § 32) başvurulup başvurulmadığı hususlarında yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde yeterli bir değerlendirme yapmaksızın başvurucunun iş akdinin feshinin geçerli bir nedene dayandığına karar vermiş, başvurucunun ifade özgürlüğü ile işverene karşı sadakat yükümlülüğü arasında bir denge kurmaya çalışmamıştır. Bu sebeple Dairenin başvurucunun iş akdinin feshinin geçerli bir nedene dayandığına ilişkin ileri sürdüğü gerekçeler, başvurucunun ifade özgürlüğü hakkına yapılan müdahale için ilgili ve yeterli olarak kabul edilemez.

Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

Sosyal Medyadan Hakaret; Instagram, Facebook

Sosyal Medya, Özel Hayatın Gizliliği

https://www.hurriyet.com.tr/aile/tum-calisanlari-ilgilendiriyor-sosyal-medya-paylasimlari-isten-atilma-sebebi-olabilir-mi-41752163


sosyal medya işten çıkarma sosyal medya işten çıkarma sosyal medya dava sosyal medya dava internet sosyal medya internet sosyal medya whatsup işten çıkarma whatsup işten çıkarma whatsup resim çıkarma whatsup resim çıkarma  facebook resim işten atılma facebook resim işten atılma işe aide işe aide iş hukuku avukat iş hukuku avukat  iş hukuku ankara avukat iş hukuku ankara avukat iş hukuku ankara dava iş hukuku ankara dava  ihbar tazminatı ankara avukat ihbar tazminatı ankara avukat  kıdem tazminatı ankara avukat kıdem tazminatı ankara avukat


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz