Haz 16, 2021
273 Görüntüleme

Bankanın Aydınlatma ve Talimat Alma Yükümlülüğü 1954

Yazan
banner

Bilirkişi raporunda, dava konusu uyuşmazlığın 2499 Sayılı SPK mevzuatına tabi olduğu, kanunun işaret ettiği tebliğlere göre davalı bankanın, anılan işlemlerden önce düzenlemesi gereken çerçeve sözleşme ile risk bildirim formunun somut olayda bulunmadığı, alım talimatının ürün adı, vade ve cins gibi bilgilerden yoksun olduğu, bu nedenle bankanın aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmeden işlem yaptığı ve bu işlem nedeniyle doğan zarardan sorumlu olduğu belirtilmiştir. Ancak, davacı tarafından imzalanan alış talimatında, ürün adının “121T2D” olarak yazıldığı, ayrıca altında 6 bent halinde işlem risklerinin belirtildiği, aynı şekilde satış talimatında da risklerin hatırlatıldığı, anapara kaybı riskinin de hatırlatılan risklerden olduğu; yine taraflar arasında imzalanan bireysel müşteri sözleşmesinin 57. maddesinden de davacının davalıyı sermaye piyasası işlemleri için yetkilendirdiği anlaşılmaktadır.


YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2019/1954 K. 2020/907 T. 4.2.2020

Davacı, dava dilekçesinde, davalı bankanın kendisini aydınlatmadan 10 yıl vadeli tahvil alımı yaptığını, vadenin uzun olması ve kendisinin dava konusu meblağa ilişkin planları olması nedeniyle erken bozdurmak zorunda kaldığı ve anapara zararına uğradığını iddia etmiştir. Davalı banka ise savunmalarına delil olarak, davacı ile imzalanan 27.07.2007 tarihli bireysel müşteri sözleşmesi, 04.11.2010 tarihli tahvil alım talimatı ve 10.08.2011 tarihli satım talimatına dayanmıştır. Davada, davalı bankanın, davacı hesabında bulunan 457.453 TL ile 10 yıl vadeli tahvil aldığı, davacının alınan tahvili vadeden önce bozdurması neticesinde anapara kaybına uğradığı taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, zarardan davalının sorumlu olup olmadığı noktasındadır.

Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava konusu uyuşmazlığın 2499 Sayılı SPK mevzuatına tabi olduğu, kanunun işaret ettiği tebliğlere göre davalı bankanın, anılan işlemlerden önce düzenlemesi gereken çerçeve sözleşme ile risk bildirim formunun somut olayda bulunmadığı, alım talimatının ürün adı, vade ve cins gibi bilgilerden yoksun olduğu, bu nedenle bankanın aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmeden işlem yaptığı ve bu işlem nedeniyle doğan zarardan sorumlu olduğu belirtilmiştir. Ancak, davacı tarafından imzalanan alış talimatında, ürün adının “121T2D” olarak yazıldığı, ayrıca altında 6 bent halinde işlem risklerinin belirtildiği, aynı şekilde satış talimatında da risklerin hatırlatıldığı, anapara kaybı riskinin de hatırlatılan risklerden olduğu; yine taraflar arasında imzalanan bireysel müşteri sözleşmesinin 57. maddesinden de davacının davalıyı sermaye piyasası işlemleri için yetkilendirdiği anlaşılmaktadır.

Bu bağlamda, davacının gerekli risk bildirimini aldığı, dosya içerisinde mevcut davalının delilleri arasındaki davacı hesap ekstresinde de tahvil alımının açıkça yazılı olduğu, davacının anılan işlemden sonra işlemler yaptığı ve yapılan işlemin riski alış talimatıyla açıklanan işleme uygun olduğu da gözetilerek davanın reddi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.


banka hata banka hata banka tazminat banka tazminat banka dava ankara banka dava ankara banka dava ankara avukat banka dava ankara avukat banka ankara avukat banka ankara avukat


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz