Eki 6, 2021
407 Görüntüleme

Marka Davalarında Husumet 2321

Yazan

Marka sahibi olmayan davacının, markaya tecavüz ve buna bağlı olarak tazminat davalarını açmasının da mümkün değildir.

banner

Marka hakkına tecavüz ve buna dayalı tazminat taleplerinin marka sahibince istenebileceÄŸi gerektiÄŸi düzenlenmiÅŸ olup 2005/50010 numaralı marka tescil belgesinde davaya konu markanın sahibinin dava dışı Yalçın Åžahin isimli kiÅŸi olması karşısında marka sahibi olmayan davacının, markaya tecavüz ve buna baÄŸlı olarak tazminat davalarını açmasının da mümkün olmadığı gerekçesiyle davacının somut uyuÅŸmazlık açısından aktif dava ehliyetinin bulunmadığı ve bu hususun re’sen dikkate alınacağı gözetilmeksizin, iÅŸin esasına girilmesi doÄŸru bulunmamış mahkeme kararının kaldırılmasıyla davanın, aktif husumet yokluÄŸu nedeniyle reddine karar verilmiÅŸtir…


Yargıtay 11. Hukuk Dairesi     2020/2321 E.  ,  2021/5098 K.


Davacı vekili, müvekkilinin “Åžahin Yuvası Köşk” isimli iÅŸ yerinin sahibi olduÄŸunu, bu ibarenin 22.11.2005 tarihinden geçerli olmak üzere 2005/50010 sayı ile tescilli bulunduÄŸunu, davalının aynı ibare altında iÅŸ yeri açarak müvekkilinin markasına tecavüz ettiÄŸini, davalının kullandığı markanın müvekkiline ait markanın aynısı olduÄŸunu, özellikle müvekkilinin markasındaki esas unsur olan “Köşk” ibaresini davalının ön plana çıkardığını, müvekkilinin markasını kullanarak haksız kazanç elde ettiÄŸini, davalı iÅŸyerinin müvekkiline ait ÅŸube gibi algılandığını ve müvekkilinin müşterilerinin davalıların iÅŸyerlerine gittiklerini, bu durumun müvekkilinin müşteri çevresini etkilediÄŸini ve ekonomik olarak müvekkilini büyük zarara soktuÄŸunu ileri sürerek, markaya  tecavüzünün önlenmesine, hükmün ilanına, 50.000,00 TL manevi, 10.000,00 TL maddi olmak üzere toplam 60.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiÅŸtir.
Davalı vekili, davacının “Köşk” ibaresinin esas unsur olarak kullanıldığından bahisle dava açma hakkını haiz olmadığını, “Köşk” ibaresinin kullanım hakkının davacıya ait olduÄŸunu ispatlayacak hiçbir delil sunulmadığını, “Köşk” ibaresinin tek başına marka olarak tescil edilmemiÅŸ olması nedeniyle davanın usulden reddinin gerektiÄŸini, müvekkilinin markasının “Ä°nci Köşk” ibareli olduÄŸunu, davacının markasından tamamen bağımsız bulunduÄŸunu, bu ibarenin tescili için marka baÅŸvurusu yapıldığını, tarafların farklı adreslerde faaliyet gösterdiklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiÅŸtir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davalının “Ä°nci Köşk Döner Kebap Salonu” isimli iÅŸ yerini iÅŸlettiÄŸi, davalının marka kullanımlarının, davacı iddialarına dayanak gösterilen 2005/50010 sayılı “ÅžAHÄ°N YUVASI KÖŞK” ibareli markası ile tüketiciler nezdinde bıraktıkları algı ve izlenim itibarıyla karıştırılacak düzeyde benzer olmadığı ve marka tescilinden doÄŸan haklara tecavüz niteliÄŸinde bulunmadığı, bu nedenle marka sahipliÄŸinin somut olaya herhangi bir etkisinin olmadığı ve bu açıdan herhangi bir deÄŸerlendirmeye gerek bulunmadığı, davacının “KÖŞK” markası üzerindeki fiili kullanımını ispatlamak amacıyla sunduÄŸu fotoÄŸrafların üzerinde tarih bilgisi bulunmadığından, fotoÄŸrafların hangi döneme ait olduÄŸu anlaşılamadığı ve bu fotoÄŸrafların dava tarihi itibarıyla davacı kullanımlarını gösterir nitelikte olmadığı, Kayseri ilinde “KÖŞK” markası yaptığı yatırımlarla tanıtan ve bilinirlilik seviyesine getirenin davacının kurucusu ve yetkilisi Yalçın Åžahin olduÄŸu, “KÖŞK” markalı restoranlara giden müşterilerin davacının iÅŸletmesi yada bayisi zannıyla o restoranları tercih ettikleri, davacı fiili kullanımı ile davalının fiili kullanımı arasında iltibas ihtimalinin bulunduÄŸu ve haksız rekabete neden olduÄŸu, haksız rekabet nedeniyle davacının 558,02 TL maddi tazminat isteyebileceÄŸi, davaya konu olayın özellikleri, zarar görenin konumu dikkate alındığında ayrıca markaya herhangi bir tecavüzün söz konusu olmadığı gerekçeleriyle davacı manevi zarara uÄŸramadığından davanın kısmen kabulüyle, 558,02 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve markaya tecavüzün önlenmesi, manevi tazminat ve hükmün ilanına yönelik taleplerle fazlaya iliÅŸkin talebin reddine karar verilmiÅŸtir.
Karara karşı taraf vekilleri istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; davada ilk derece mahkemesince kabulüne karar verilen miktar, kesinlik sınırının altında kaldığından ve davalı yanca yapılan istinaf baÅŸvurusunun katılma yolu ile istinaf baÅŸvurusu da olmadığından davalı vekilinin istinaf baÅŸvuru dilekçesinin miktar yönünden usulden reddiyle, somut uyuÅŸmazlığa uygulanması gereken 556 sayılı KHK’nın 61. ve 62. maddesinde marka hakkına tecavüz ve buna dayalı tazminat taleplerinin marka sahibince istenebileceÄŸi gerektiÄŸi düzenlenmiÅŸ olup 2005/50010 numaralı marka tescil belgesinde davaya konu markanın sahibinin dava dışı Yalçın Åžahin isimli kiÅŸi olması karşısında marka sahibi olmayan davacının, markaya tecavüz ve buna baÄŸlı olarak tazminat davalarını açmasının da mümkün olmadığı gerekçesiyle davacının somut uyuÅŸmazlık açısından aktif dava ehliyetinin bulunmadığı ve bu hususun re’sen dikkate alınacağı gözetilmeksizin, iÅŸin esasına girilmesi doÄŸru bulunmamış mahkeme kararının kaldırılmasıyla davanın, aktif husumet yokluÄŸu nedeniyle reddine karar verilmiÅŸtir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Ä°lk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf baÅŸvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, aÅŸağıda belirtilen hususlar dışında dosya kapsamına göre saptanan somut uyuÅŸmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına ve davacının markanın sahibi olmaması nedeniyle aktif husumet ehliyetinin bulunmamasına, gerekçede aktif dava ehliyetinin bulunmadığının belirtilmesinin sonuca etkili olmasına göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiÅŸtir.

https://www.emrekurt.av.tr/blogs/2020/06/16/ayirt-edilemeyecek-derecede-benzerlikten-ret-husumet/

http://www.ankarabarosu.org.tr/siteler/ankarabarosu/frmmakale/2007-1/1.pdf


marka avukatı marka avukatı  marka avukatı ankara marka avukatı ankara  marka dava ankara marka dava ankara  marka dava marka dava  marka tazminat ankara marka tazminat ankara marka tecavüzü ankara marka tecavüzü ankara  marka ihlali ankara marka ihlali ankara  adi ortaklı marka adi ortaklı marka  adi ortaklık marka adi ortaklık marka patent avukatı ankara patent avukatı ankara  patent avukatı patent avukatı  patent davası patent davası  patent şikayeti patent şikayeti patent ceza patent ceza  marka ceza marka cezaTerimi kaldır: patent ceza ankara patent ceza ankara


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz