Dairemizin yerleşik kararları gereği YİDK kararlarının iptaline ilişkin davalarda, TPMK ve marka yahut başvuru sahipleri zorunlu dava arkadaşı olup; hükümsüzlük davalarında ise husumet yalnızca marka sahibine düşmektedir.
Dava, davalı marka başvurusu üzerine verilen davalı Kurum YİDK kararının iptali ve davalı markasının hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince 2017/171 esas, 2017/437 karar numaralı karar ile YİDK kararının iptaline ve davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmiş, karar her iki davalı tarafından istinaf edilmiş ise de, bölge adliye mahkemesince verilen istinaf istemlerinin esastan reddine ilişkin karar, yalnızca davalı Kurum tarafından temyiz edilmiş ve hükümsüzlüğe ilişkin karar kesinleşmiştir. Zira, Dairemizin yerleşik kararları gereği YİDK kararlarının iptaline ilişkin davalarda, TPMK ve marka yahut başvuru sahipleri zorunlu dava arkadaşı olup; hükümsüzlük davalarında ise husumet yalnızca marka sahibine düşmektedir.
Mahkemece kurulan son kararda dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü davası olarak nitelendirilip; hükümsüzlük istemine ilişkin talep kısmı açıkça belirtilmeksizin hükümsüzlük istemini de içine alacak şekilde davanın reddine karar verilmiş, buna bağlı olarak da her iki davalı için yargılama giderlerine hükmedilmiştir. Bu durumda mahkemece temyiz edilmeksizin kesinleşen hükümsüzlük davası yönünden karar içerisinde bir bütün oluşturacak biçimde karar verilmesi gerekirken her iki talebi kapsar biçimde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2020/7993 K. 2022/905 T. 8.2.2022
İlk derece mahkemesince, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, taraf markalarının ortak unsuru olan ”Elegant” ibaresinin günlük kullanımı yaygın olan ibare olması nedeniyle markasal ayırt edici niteliğinin zayıf olduğu, 556 Sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi kapsamında yapılan değerlendirmede davalı Abdulğani’nin ”Ö E ÖZGÜR ELEGANT SHOES+şekil” markasının davacının ”Elegant” esas unsurlu markalarından farklı olduğu ve markalar arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerliğin bulunmadığı, dava konusu TPMK YİDK’nın 2017/M-1608 Sayılı kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dava, davalı marka başvurusu üzerine verilen davalı Kurum YİDK kararının iptali ve davalı markasının hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince 2017/171 esas, 2017/437 karar numaralı karar ile YİDK kararının iptaline ve davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmiş, karar her iki davalı tarafından istinaf edilmiş ise de, bölge adliye mahkemesince verilen istinaf istemlerinin esastan reddine ilişkin karar, yalnızca davalı Kurum tarafından temyiz edilmiş ve hükümsüzlüğe ilişkin karar kesinleşmiştir. Zira, Dairemizin yerleşik kararları gereği YİDK kararlarının iptaline ilişkin davalarda, TPMK ve marka yahut başvuru sahipleri zorunlu dava arkadaşı olup; hükümsüzlük davalarında ise husumet yalnızca marka sahibine düşmektedir.
Mahkemece kurulan son kararda dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü davası olarak nitelendirilip; hükümsüzlük istemine ilişkin talep kısmı açıkça belirtilmeksizin hükümsüzlük istemini de içine alacak şekilde davanın reddine karar verilmiş, buna bağlı olarak da her iki davalı için yargılama giderlerine hükmedilmiştir. Bu durumda mahkemece temyiz edilmeksizin kesinleşen hükümsüzlük davası yönünden karar içerisinde bir bütün oluşturacak biçimde karar verilmesi gerekirken her iki talebi kapsar biçimde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Marka YİDK Kararı İptali Davalarında Hükümsüzlük Talebi
YİDK Kararı İptali Davalarında Taraflar
Marka Tescilinde Mutlak ve Nisbi Ret Değerlendirmesi
Marka Karıştırılma İhtimali Değerlendirmesi 64