Eki 28, 2024
13 Görüntüleme

Marka Trollüğü Kavramı Hakkında

Yazan
banner

Kötü Niyetli Marka Başvurularına Karşı İsviçre Kararının Türk Marka Hukukuna Yansıması

İsviçre Zürih Ticaret Mahkemesi (HGer ZH), 14 Mayıs 2024 tarihli ve HG210262-O sayılı kararıyla kötü niyetli marka başvuruları konusunda önemli bir içtihat oluşturdu. Bu karar, özellikle “marka trolleri” olarak bilinen ve ticari amacı olmadan yoğun başvurularla hak elde etmeye çalışan kişi ve şirketleri hedef alıyor. İsviçre’deki bu gelişme, Türk marka hukuku açısından da emsal niteliğinde yorumlanabilir.


Zürih Mahkemesi Kararı: Marka Trollerine Karşı Mücadele

Mahkeme, Avusturya, Almanya ve İsviçre gibi ülkelerde tekrar eden marka başvurularıyla öncelik hakkı kazanmaya çalışan, ancak ücret ödemediği için başvuruları iptal edilen davalıya karşı karar aldı. Davalı, iptal edilen başvurulardan elde ettiği öncelik haklarını kullanarak diğer başvurularda üçüncü şahıslara baskı kurmaktaydı.

Zürih Ticaret Mahkemesi, bu eylemin:

  • Haksız rekabet oluşturduğuna,
  • Hakların kötüye kullanılması anlamına geldiğine hükmetti.

Bu karar, kötü niyetli başvuruların uluslararası düzeyde nasıl değerlendirildiği konusunda Türk hukukunda da yol gösterici olabilir.


Türk Marka Hukukunda Kötü Niyet Kavramı ve İsviçre Kararının Yansımaları

Türk Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK)’nın 6. ve 25. maddeleri, kötü niyetli marka başvurularının tespitini ve engellenmesini düzenlemektedir. Kötü niyet, bir kişinin veya şirketin gerçek bir ticari amacı olmadan, rakiplerin haklarını engellemek veya pazarda haksız avantaj sağlamak amacıyla başvurular yapması olarak tanımlanır.

İsviçre’deki kararın Türk hukukuna yansıtabileceği üç önemli husus:

  • Kötü niyetli başvuruların tespiti: Aynı veya benzer markaların tekrar eden, işlevsiz başvurularla takip edilmesi.
  • Öncelik hakkının kötüye kullanılması: Üçüncü kişilere baskı kurmak amacıyla itirazlarla sürecin manipüle edilmesi.
  • Hukukun kötüye kullanılması yasağı: Kötü niyetli başvurular tespit edildiğinde, başvuru hakkının engellenmesi ve markanın iptali.

Bu noktalar, İsviçre’deki davanın Türk marka hukukunda kötü niyetin nasıl yorumlanabileceği konusunda güçlü bir içtihat olarak değerlendirilmesini sağlar.


#KötüNiyetliMarkaBaşvurusu #MarkaTrolleri #HaksızRekabet #TürkMarkaHukuku #SınaiMülkiyetKanunu #İsviçreMahkemesi #UluslararasıMarkaHukuku #MarkaHakkı #KötüNiyet

Marka Kötü Niyetin Bölünmezliği 1360

Pierre Cardin; Markanın Devri, Tanınmışlık, Kötü Niyet 4412

Kötü Niyetli Marka Tescil Başvurusu veya Marka Tescili

Marka Tescilinde Kötü Niyet: MESSİNA Kararı

turkishairlinesholidays.com, Alan Adının 12 Yıl Önce Tescil Edilmesi, Kötü Niyet

Kötü Niyetli Marka Tescilinin Gerçek Hak Sahibine Karşı Kullanılması; Lomon Kararı

https://hukuk.deu.edu.tr/wp-content/uploads/2017/11/17-ALIYE-AKGUN.pdf

 


İletişim Kurun


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yoruma Kapalı