GİRİŞ
Telif hakkı ve tasarım hukukunda ihlal değerlendirmeleri, hak sahiplerinin korunması açısından kritik öneme sahiptir. Özellikle AB hukukunda, Avrupa Birliği Adalet Divanı (CJEU) tarafından geliştirilen ihlal testleri, ulusal mahkemelere rehberlik etmektedir. Son dönemde AG Szpunar’ın Mio ve konektra davalarındaki görüşlerinde önerdiği “tanınabilirlik testi” (recognizability test), yerleşik Infopaq testi ile karşılaştırıldığında önemli farklılıklar göstermektedir. Bu yazıda, her iki testi detaylı olarak inceleyeceğiz.
Infopaq Testi: CJEU’nun Yerleşik İhlal Değerlendirme Yaklaşımı
CJEU’nun 2009 tarihli Infopaq International A/S v Danske Dagblades Forening (C-5/08) kararında geliştirdiği test, telif hakkı ihlallerinin değerlendirilmesinde temel bir paradigma oluşturmuştur.
Infopaq Testinin İki Aşaması
Infopaq testi, özünde iki aşamalı bir değerlendirme içerir:
- İlk Aşama (Koruma Aşaması): Davacının eserinin veya eserinin bir bölümünün hukuki korumadan yararlanıp yararlanmadığının belirlenmesi. Burada kilit soru şudur: İlgili eser veya eser parçası, yazarın kendi entelektüel yaratımı niteliğinde midir? Yani “yazarın kişisel dokunuşunu” taşıyor ve “özgür ve yaratıcı seçimlerin” sonucu olarak ortaya çıkmış mıdır?
- İkinci Aşama (İhlal Aşaması): Davalının, korunan eseri veya korunan bir bölümünü kullanıp kullanmadığının tespit edilmesi. Bu aşamada, davalının eylemi, davacının eserinden korunan unsurların alınmasını içeriyor mu sorusu yanıtlanır.
Infopaq İlkelerinin Önemi
CJEU, Infopaq kararında, bir eserin bir kısmının çoğaltılması durumunda, çoğaltılan kısmın yazarın kendi entelektüel yaratımı anlamında yeterince özgün olduğunda telif hakkı ihlalinin gerçekleştiğini belirtmiştir. Bu yaklaşım, eserin bütününün çoğaltılmasının gerekmediğini, sadece özgün unsurlarının alınmasının bile ihlal için yeterli olabileceğini vurgulamaktadır.
Infopaq testi, telif hakkı ihlallerini değerlendirirken objektif bir yaklaşım öngörmektedir. Yani eserin veya bir kısmının özgün olup olmadığı nesnel kriterlere göre değerlendirilmelidir.
Tanınabilirlik Testi: Yeni Bir Yaklaşım mı?
AG Szpunar’ın Mio (C-580/23) ve konektra (C-795/23) davalarında önerdiği tanınabilirlik testi, Infopaq testinden bazı yönleriyle ayrılmaktadır.
Tanınabilirlik Testinin Temel Özellikleri
AG Szpunar’ın görüşünde tanınabilirlik testi şu şekilde formüle edilmiştir:
“Bir eser özgün olduğunda, yaratıcılığın yazarın ifade ettiği ‘yoğunluğuna’ bakılmaksızın, özellikle yaratıcı unsurlarının çoğaltılmasına karşı korunur. Bu nedenle, kısmi çoğaltma durumunda, sadece yaratıcı unsurların tanınabilir çoğaltılması telif hakkı ihlali oluşturur.”
Bu yaklaşım, eser sahibinin haklarını korurken, bir eserin kısmen çoğaltılması durumunda, yalnızca yaratıcı unsurların tanınabilir şekilde çoğaltılmasının ihlal oluşturacağını öne sürmektedir.
İki Test Arasındaki Temel Farklar
- Özgünlük Odağı vs. Tanınabilirlik Odağı
- Infopaq: Çoğaltılan kısmın yazarın kendi entelektüel yaratımı olması, yani özgün olması gerekir.
- Tanınabilirlik: Yaratıcı unsurların tanınabilir şekilde çoğaltılması gerekir.
- Nesnel Değerlendirme vs. Öznel Algı
- Infopaq: Eserin veya bir kısmının özgün olup olmadığı nesnel kriterlere göre değerlendirilir.
- Tanınabilirlik: “Tanınabilirlik” kavramı, kimin perspektifinden değerlendirileceği konusunda belirsizliktir: Makine tespiti mi? Uzman görüşü mü? “Sokaktaki adam” mı? Yoksa ortalama tüketici mi?
- Koruma Kapsamı
- Infopaq: Özgünlük merkezli yaklaşım, eserin tüm özgün unsurlarını korur.
- Tanınabilirlik: Tanınabilirlik kriteri, koruma kapsamını potansiyel olarak daraltabilir, çünkü bazı özgün unsurlar tanınabilir olmayabilir.
Tanınabilirlik Testinin Potansiyel Sorunları
AG Szpunar’ın önerdiği tanınabilirlik testi, bazı önemli sorunları beraberinde getirmektedir:
- Belirsizlik: “Tanınabilirlik” kavramı, kimin perspektifinden değerlendirileceği noktasında belirsizdir.
- Fonogram Yapımcılarına İlişkin Uygulama: Bu test, ilk olarak Pelham I davasında fonogram yapımcılarının çoğaltma hakkı için (yani bir bağlantılı hak için) benimsenmiştir. Ancak telif hakkı ile bağlantılı haklar arasındaki koruma mantığı farklıdır – telif hakkı için özgünlük, bağlantılı haklar için yatırımın korunması esastır.
- Yerleşik İçtihatlardan Sapma: Tanınabilirlik testi, CJEU’nun yerleşik Infopaq testinden ayrılmayı gerektirir, bu da hukuki belirliliği zayıflatabilir.
- Objektif Değerlendirmeden Uzaklaşma: AG Szpunar’ın kendi görüşünün geri kalanında özgünlük için önerdiği objektif değerlendirme yaklaşımıyla çelişmektedir.
Sonuç: İki Test Arasında Tercih
CJEU’nun Infopaq testine dayalı yerleşik içtihadı, telif hakkı ihlallerini değerlendirmede tutarlı ve objektif bir çerçeve sunmaktadır. Tanınabilirlik testinin benimsenmesi, bu tutarlılığı bozabilir ve telif hakkı korumasının kapsamını potansiyel olarak daraltabilir.
Infopaq testinin iki aşamalı yaklaşımı, hem hak sahiplerinin haklarını koruma hem de üçüncü tarafların yaratıcı özgürlüklerini dengeleme açısından daha uygun görünmektedir. Ayrıca, ihlal değerlendirmesinin, istisna ve sınırlamaların uygulanabilirliği gibi diğer adımlarla tamamlanması gerektiği de unutulmamalıdır.
CJEU’nun, Mio ve konektra davalarında vereceği karar, telif hakkı ve tasarım hukukunda ihlal değerlendirmelerinin geleceğini belirleyecek kritik öneme sahiptir. Mahkemenin, özgünlük temelli Infopaq testini doğrulaması ve tanınabilirlik kriterini reddetmesi, AB telif hakkı hukukunun tutarlılığını korumak açısından önemlidir.
Telif hakkı ve tasarım hukuku konularında detaylı bilgi ve hukuki destek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
İletişim: emre@emrekurt.av.tr | WhatsApp: 0551 942 20 34
#InfopaqTesti #TanınabilirlikTesti #CJEU #TelafHukukuVeTasarım #FikriMülkiyet #ÖzgünlükKriteri #İhlalDeğerlendirmesi #ABHukuku #TasarımKoruma #HukukiDestek