İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi
E. 2025/824, K. 2025/932, T. 26.06.2025
📄 Kararın Özeti
Davacı vekili, müvekkilinin ticaret unvanı olan “Holding” ibaresinin, davalı şirket tarafından haksız ve karışıklığa yol açacak şekilde kullanıldığını iddia etmiştir. Bu durumun, üçüncü kişiler, mahkemeler ve icra daireleri nezdinde karışıklığa neden olduğunu belirtmiştir. Davacının, davalı yüzünden açılan davalara taraf olarak eklendiğini ve bu nedenle masraflar yapmak zorunda kaldığını ileri sürmüştür. Ayrıca davacının, davalıyla ilgili olmadığı halde kendisine gönderilen ihtarname ve ödeme emirleri nedeniyle zarara uğradığını belirtmiştir.
Davacı, davalı aleyhine başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptalini ve alacağın en az %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalının Savunması; Davalı vekili, davacının ticaret unvanının “… Holding A.Ş.” olduğunu, kendi müvekkilinin ticaret unvanının ise “… Otelcilik A.Ş.” olduğunu belirtmiştir. “… Holding” ibaresinin müvekkili adına tescilli bir marka olduğunu ve bu markanın kullanımının hukuka uygun olduğunu savunmuştur. Davalının, haksız fiil sorumluluğunun doğması için gereken fiil, zarar, illiyet bağı, kusur ve hukuka aykırılık unsurlarının bir arada bulunmadığını belirtmiştir. Davacının yanlış adreslenmiş tebligatlar ve ihtarnameler nedeniyle oluşan masraflarının, müvekkillerinin kusuru olmaksızın, üçüncü tarafların gerekli araştırmayı yapmamasından kaynaklandığını ileri sürmüştür. Sonuç olarak, davanın reddini ve davacının kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararı
İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi, davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Mahkeme, davalının icra takibine yaptığı itirazın kısmen iptaline, 4.388,14 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına ve %20 oranında (877,62 TL) icra inkar tazminatı ödenmesine hükmetmiştir. Mahkeme, haksız fiil eyleminin tazminat doğurması için kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil, zarar ve illiyet bağının gerekli olduğunu belirtmiş, ancak davacı vekili arasındaki avukatlık ücretinin karşı tarafa yüklenemeyeceğini ifade etmiştir.
İstinaf Başvuruları ve Bölge Adliye Mahkemesi Kararı
Davacı vekili, ilk derece mahkemesinin vekalet ücretine hükmetmemesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili ise mahkemenin kabul ettiği kısma yönelik istinaf sebepleri ileri sürerek, kararın kaldırılarak davanın tamamen reddedilmesini talep etmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi, tarafların istinaf başvurularını incelemiştir. Mahkeme, davalının “… HOLDİNG” ibaresini tescilli bir marka olarak kullandığını ve davacının da bu markanın hükümsüzlüğüne ilişkin bir dava açtığını tespit etmiştir. Bu durumun, davanın konusunun 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 156/1. maddesi gereğince fikri ve sınai haklar mahkemesinin görev alanına girdiğini göstermektedir.
Sonuç olarak, Bölge Adliye Mahkemesi, ilk derece mahkemesinin görevli olup olmadığına ilişkin inceleme yapmadan karar vermesinin yerinde olmadığına kanaat getirmiştir. Davacı ve davalı vekilinin istinaf talepleri kabul edilerek, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kararı kaldırılmış ve dosya, gerekli inceleme ve değerlendirmenin yapılması için mahkemesine geri gönderilmiştir
💬 Yorum
Bu karar, görevli mahkeme tartışmalarında yol gösterici nitelikte. Davalının markasına dayalı savunmasının, dosyanın yalnızca ticaret mahkemesinde değil, fikri ve sınai haklar mahkemesinde görülmesini gerektirdiği açıkça ortaya kondu. Uygulamada bu gibi durumlarda, davanın konusu kadar davalının savunmasının da görevli mahkeme belirlenirken dikkate alınması gerektiği bir kez daha vurgulandı.
📩 İletişim
Sorularınızı e-posta veya WhatsApp üzerinden iletebilir ya da doğrudan arayarak detaylı bilgi alabilirsiniz.
📧 Email: emre@emrekurt.av.tr
📱 WhatsApp: 0551 942 20 34
📞 Telefonla arayın: 0551 942 20 34
🔖 #haksızrekabet #fikrihaklar #markahukuku #görevliMahkeme #fikrivesinaihaklarmahkemesi #istanbulbam #hukukkararı #emrekurtavukat